“İŞTE BU TEHLİKELERE KARŞI
UYARILSINLAR DİYE İNSANLARA BİR BİLDİRİDİR....”(İbrahim:52)
AMERİKA
İLE BİRLİKTE HAREKET ETMEK İSLAM'IN HARAM KILDIĞI BÜYÜK
BİR CÜRÜMDÜR
1991 de Irak’a
karşı yapılan körfez savaşında Amerika bu savaşa girmek
için devletler boyutunda bir ittifak sağladı. Ardından “Yeni
Dünya Düzeni” adı altında egemenliğini dünyaya dayattı.
Terörle savaştığı görüntüsünü vererek devletler
boyutunda yeni bir birliktelik oluşturmaya çalışıyor. Gerçekte
ise “Yeni Dünya Düzeni”ni geliştirmeyi hedeflemektedir.
Bu sayede özellikle İslam Alemi başta olmak üzere Orta
Asya‘da kendine boyun eğmeyen devletleri ve Çin gibi kendi
nüfuzunu tehdit eden devletleri avucuna alarak dünya
üzerindeki hakimiyetini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Şu anda
11.09.2001 de New York ve Washington’a kimin saldırdığı
konusuna girmek durumunda değiliz. Fakat Amerika’nın
elinde hiçbir delil olmadan Bin Ladin’i suçladığına
şahid olmaktayız. Nitekim Amerika’nın yetkili
kişilerinden hiç biri Bin Ladin aleyhine elinde bir delil ve
bir kesin kanıt olduğunu açıklama cesaretini gösterememektedir.
Bütün iddiaları O’nun baş şüpheli olduğu yönündedir.
Gerçek şu ki Bin Ladin bu suçlamayı reddederek bu
saldırı ile kesinlikle uzaktan yakından bir ilgisinin
olmadığına dair beyanat vermiştir. Tıpkı bunun gibi
Taliban hükümeti de aynı şekilde bu saldırı ile bir
ilgisinin olmadığını kesin olarak beyan etmiştir. Artı
bu suçlamaya dair delilleri istemiş deliller ortaya konduğu
taktirde muhakeme olmayı kabul etmiştir. Fakat Amerika delil
ortaya koymaktan aciz kalmıştır. Hepsinden önemlisi
durumdan haberi olanlar Pakistan kanalıyla Taliban hareketine
Amerikan istihbaratının sızdığını biliyorlar. Bin Ladin’e
izafe edilen “Elkaide” örgütüne de Amerikan istihbaratının
sızdığını biliyorlar.Eğer bu saldırının sahibi Bin
Ladin olsaydı Amerika bunu bilirdi. Kaldı ki böyle bir saldırı
büyük bir grup insanı ve uzun bir hazırlık dönemini
gerektirir.
Gerçek şu
ki, bu gibi olaylarda Amerika, maksatlı bir şekilde bizi
şaşırtmaya devam etmektedir. Öyle ki bizi buna alıştırdı.
Amerika’nın iç istihbaratı ile ilgili çalışan
F.B.I.’ın
Oklohoma’daki merkezine 1995’de saldırılınca hemen
Arapları ve müslümanları yoğun bir şekilde suçlayıp
durdu. Çok zaman geçmeden bu saldırıyı yapanın bir
Amerikalı olduğu ortaya çıktı. Nitekim Amerika Sudan‘daki
ilaç fabrikasını bombaladığında oranın bir silah
fabrikası olduğunu sandığını söyledi. Halbuki orasının
bir ilaç fabrikası olduğunu çok iyi biliyordu. Çünkü o
Sudan’da küçük büyük ne kadar fabrika varsa hepsini
biliyordu. Amerika bunu içerdeki baskıları dindirmek için
yaptı. Amacına ulaşınca da yaptığından dolayı Sudan’dan
özür diledi. Lübnan hava yolunda bir uçağı düşünce de
aynı şeyi yapmıştı. Aslında şu anda Amerika bu olayın
arkasında kimin olduğunu biliyor. Kasten bilmezlikten gelip
başkalarını suçluyor ki bundan bir çok fayda elde etsin.
Amerika’nın elde etmeye çalıştığı kazanımlar; dünya
kamuoyunu yanına almak, bu büyük şoku geçirdikten sonra
halkın kızgınlığını bastırmak, dünya ve özellikle
Orta Asya üzerindeki nüfuzunu yaymak, dünyanın ve
özellikle petrol ülkelerinin gelirlerini paylaşmak ve Batı
medeniyetine ihtiyacı olan bir düşman -ki bu İslam'dır-
icad etmek şeklinde sıralanabilir.
Amerika
Dışişleri Bakan Yardımcısı 14.09.2001 Cuma günü Arap
Büyükelçilerini çağırıp kurulacak ittifakın çeşidini
onlara açıkladı. Bu açıklamada şunlar geçti:
I. Amerika‘ın yaptığı açıklama ve girişimler güçlü bir
şekilde alenen desteklenecek.
II. Bazı şahısların
tutuklanması, bazı büroların kapatılması ve mali
desteğin sağlanması gibi somut adımlar atılacak.
III. Güvenlik
ile ilgili bilgileri alıp vermede ABD ile birlikte çalışmak
ve Amerikan askerlerinin intikaline yardımcı olmak.
Ardından Amerika Dışişleri Arap, Avrupa, Latin Amerika ve
Asya ülkelerin hepsine bir belge dağıttı. Bu belgede
Amerika’nın güya terör ile yapacağı savaşta
izleyeceği yolun genel esasları yazılıydı. Avrupa ile
yapılan görüş alış-verişine yardımlaşma adı verdi.
Pakistan dahil olmak üzere Arap ve Asya ülkeleriyle
yaptığı muamele onlara bir takım “Emirler” vererek
Talepler listesi olarak adlandırdı. Öyle ki Amerika bu
dayatmalarını devletlerle tartışmıyor bile. Onlara
özetle şöyle diyor: Siz ya Amerika’nın yanındasınız
ya da terörün!?
Ey
Müslümanlar!
Sizi aşağılayan ve sizi hafife alan Amerika'nın bu
şekildeki isteğini Şer'an reddetmeniz size farz
olmaktadır. Zira Amerika, kimi destekleyeceğinizi ve kiminle
savaşacağınızı size bildirecek kadar yüce bir mevkide değildir.
Siz ilahi risalet ehlisiniz. İnsanlığa nur ve hidayeti
taşıyan kimselersiniz. Muhakkak ki Allah (c.c.)
“Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış
iyiliği emreden ve kötülükten alıkoyan ve Allah'a inanan
en hayırlı bir ümmetsiniz.”(Al-i İmran: 110)
şeklindeki mübarek sözüyle sizi vasıflandırmıştır. Bu
risaletin hükümleri savaşa katılmayanlarla savaşmayı,
savaşa katılmayan çocuk, ihtiyar ve kadınları savaş
meydanında bile olsalar öldürmeyi haram kılmıştır. Suçsuz
insanları taşıyan uçakları kaçırıp onlarla bir yere
çarpıp yok etmeyi de haram kılmıştır. Evleri ve suçsuz
insanların barındığı iş yerlerini yıkmayı da haram
kılmıştır. Bu çeşit düşmanca eylemleri İslam haram
kılmıştır. Bunları müslümanlar yapamaz. Fakat
müslümanlara saldıran, onların topraklarını gasbeden,
servetlerini alıp götüren ve onlara egemenlik kurmak
isteyen düşmanla savaşıp onu öldürmek meşrudur ve
cihaddır. Dahası o farzdır. İslam'ın zirve noktasıdır.
Zira Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
“Onlara karşı
gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp
beslenen atlar hazırlayın ki Allah’ın düşmanı, sizin düşmanınızı
ve onlardan başka sizin bilmeyip Allah’ın bildiği düşmanları
korkutasınız.”(Enfal: 60)
Resul (S.A.V.) de şöyle
buyurmaktadır. “İşin başı İslam'dır. Direği
namaz ve zirvesi de cihaddır.”
Ey Müslümanlar!
Amerika’nın
sizi zorladığı şeyleri kendisine vermeniz şer'an
haramdır. Amerika’nın emirlerine boyun eğmeniz, çeşidi
ne olursa olsun ona yardım etmeniz, güvenlik ile ilgili
istihbarat sağlamanız, onların topraklarınızdan veya hava
sahanızdan veya da sularınızdan geçmesine yardımcı
olmanız haramdır. Yine Amerika ile bir takım süresiz
sözleşmelerde bulunmak da caiz değildir. Askeri işlerin hiçbirinde
ona yardımcı olmak da caiz değildir. Onunla bir ittifak ve
dostluğa girmek helal değildir. Çünkü Amerika İslam'ın
ve müslümanların düşmanıdır. Bakın Allah(C.C.) ne
buyuruyor:
”Ey iman
edenler! Benim de düşmanım sizin de düşmanınız
olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar
ettiği halde onlara sevgi gösteriyorsunuz...”(Mümtehine:1)
Kaldı ki
Allah Sübhanehu ve Teala onların müslümanlar aleyhine
neleri kalplerinde gizlediklerini hususunda bizi uyarmak
üzere şöyle buyuruyor:
”Ey iman
edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin.
Çünkü onlar size fenalık etmekten geri kalmazlar. Size
sıkıntı verecek şeyleri isteyip dururlar. Gerçekten kin
ve düşmanlıkları ağızlarından dökülen sözlerinden
belli olmuştur. İçlerinde sakladıkları düşmanlık ise
daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız herhalde
ayetlerimizi size açıklamış oluyoruz. İşte siz böyle
kimselersiniz ki onlar sizi sevmedikleri halde siz onları
seversiniz...”(Al-i İmran: 118-119)
Kuşku yok ki
Allah(C.C.)’nın bize haber verdiği bu kini, kafirlerin
yetkili kişilerinin davranışlarında gördük. Hatta pis
yahudilerin müslümanları terörist olarak niteleyip diğer
kafirleri tahrik edince normal halkın bile müslümanlara kin
duyduğuna şahid olduk. Nitekim camilere ve sokakta yürüyen
müslüman kadınlara saldırdılar. Başkan Bush’da bu
savaşı bir intikam savaşı olarak değerlendirdi. 11 Eylül
de New York ve Washington’a yapılan saldırının intikamı
alınacak dedi. Hatta daha ileri gitti. 16.09.2001 de bu
savaşın bir haçlı savaşı olduğunu söyledi. Daha nasıl
Amerika bu sözünden sonra müslümanlardan kendi safında
yer almalarını isteyebilir!? Çünkü Başkan Bush utanmadan
bu savaşın yalnızca Bin Ladin’e ve Afganistan’a karşı
bir savaş olmadığını Amerika’nın önünde eğilmeyen bütün
müslümanları kapsadığını söylüyor. Aslında bu
izmihilalın, kulluğun ve köleliğin ta kendisidir.
İnsanlara mutlak manada hükmetmek demektir. İşte bu büyüklenmedir
ki milletlerin kalbine Amerikan düşmanlığını ekmiştir.
Öyle ki Amerika’ya zarar vermek için ölümü göze alıp
kendini feda ediyorlar. Bu şekilde ondan intikam alıyorlar.
Demek ki Amerika ektiğini biçiyor!
Ey
müslümanlar!
Siz tek bir ümmetsiniz! Zira
Allah(C.C.) şöyle buyuruyor:
“Müslümanlar
ancak kardeştir.”(Hücurat:10) Resul
(SAV.) de şöyle buyurmaktadır: ”Müslüman
müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu yalnız
bırakmaz.” ”Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona
zulmetmez onu yardımsız bırakmaz ve onu küçük düşürmez.”
”Mü’minler; bazıları bazılarına kenetlenmiş bir
duvarın tuğlaları gibidirler.” “Müslümanlar sevgide,
merhamette ve şefkatte bir vücud gibidirler. Bir organ acı
çekti mi diğer organlar da uykusuzluk ve ateş ile ona
katılırlar.” “Müslümanların kanı eşittir. Onların
en zayıfı onların zimmetini karşılamaya koşar ve en uzak
olanlarını komşu olarak bilirler, kendi dışındakilere
karşı da tek bilektirler.”
Ayrıca Resul(SAV.) Medine vesikasında müslümanları şöyle
vasıflandırmıştır: ”Onlar diğer insanlardan ayrı tek
bir ümmettirler... Mü’minler diğer insanlardan ayrı olup
birbirlerinin velileridirler. Müslümanların barışı tek
bir barıştır. Bir müslüman savaşta diğerlerinden
bağımsız barış akdetmez.”
İşte
Amerika! Almış başı çekip gidiyor. Devletleri etrafında
biriktirmiş, ittifaklarını yapmış, hazırlıklarını görmüş
bir şekilde Afganistan’ı uyarıyor. Düşmanca ve zalimce
onu korkutuyor. Bütün müslüman ülkeleri tehdid ediyor.
Savaşın senelerce süreceğini söylüyor.
Ey
müslümanlar!
Eğer sizin yöneticileriniz
dinlerini bırakmış korkak uşaklar ise ve eğer bütün
saygınlıklarını kaybetmiş olup zalim müstekbir Amerika’nın
önünde bir köle gibi davranıyorlarsa ve onlardan hiçbir
umut beklenmiyorsa, söyleyin Allah aşkına bu yöneticilerin
Amerika ile ittifak kurup sizi müslüman kardeşlerinizle
savaşmaya sürüklemelerine izin mi vereceksiniz?!
Yöneticilerinizin hava alanlarınızı, denizlerinizi ve
topraklarınızı, müslüman ülkeleri işgal etsin diye
Amerika’ya vermesine göz mü yumacaksınız?! Amerika’nın
müslüman kardeşlerinizi öldürmek için kullanacağı
askerleri vermeye razımı olacaksınız?! Allah’a and olsun
ki bu yöneticilerin yaptıkları görülmedik büyük bir
cürümdür! Yine Allah’a and olsun ki eğer onların Amerika’nın
istediği gibi yapmalarına müsaade ederseniz bu sizin için
utanç verici bir durum ve büyük bir günahtır! Şu anda
acil olarak yapmanız gereken şey yöneticilerinizin
ülkelerinizin kapılarını Amerika’ya açmalarına engel
olup Amerikalıları ülkenizden ve bütün müslüman
ülkelerden kovmanızdır.
Şu da var ki
bütün İslam ümmetinin sorunlarını kökten halledecek
esas iş; Müslüman ülke ve milletleri tek bir devlet
bünyesinde birleştirecek ve İslam'ı cihana hem de bütün
cihana taşıyacak Raşidi Hilafet Devletini kurmaktır. Allah
(C.C.) şöyle buyurmaktadır
”Allah’
ın ipine sımsıkı sarılın ve parçalanmayın”
(Al-i
İmran:103)
Ey müslümanlar!
Eğer siz tek
bir halifenin sancağı altında tek bir devlet olup Allah’ın
kitabına ve Resulünün sünnetine sımsıkı sarılsanız
Amerika veya diğer küfür devletlerinden hangisi size
dokunmaya cüret edebilir?! Sizi hesaba katmadan
yöneticilerinizi kendine nasıl köle edinebilir?! Allah’a
yemin olsun ki Hayır!Öyle ise ümmetinizi ve topyekün
dünyayı kurtaracak bu köklü işi yerine getirmek için ayağa
kalkın:
”...Allah
sizinle beraberdir. O amellerinizi asla boşa çıkarmaz.” (Muhammed:35)
HİZB-UT TAHRİR
H: 1 Recep 1422
M: 18 Eylül 2001
|