KARA GÜN
A. Seyfulislam
22/2/2001 tarihinde Türkiye
büyük bir ekonomik şokla sarsıldı. Ardından “kara gün”
ilan edildi. Aslında bu Türkiye’nin ne ilk ne de sonuncu
kara günüdür. Kara günün asıl başlangıcı 3 Mart 1924’te
Hilafetin kaldırılması ile başlamıştır.
Dengeyi koruyan güç ve
sistem, tâ o tarihte kaybedilmiştir. Her işte asıl olan;
siyasi güç ve otoritedir. Yani, dünya devletleri arasında
prestiji koruyan ekonomi değil güçlü otoriter varlıktır.
M. Kemal İngilizlerin
yardımı ile ümmetin elindeki en güçlü otorite olan
Hilafeti ortadan kaldırmış, bu yolla ümmeti güçsüz hale
getirmiştir. Koskoca bir coğrafyayı kafir sömürgecilere
parsellemiş, her şeyi ile onların hizmetine sunmuştur.
Daha sonra bu bölgelerde küfür nizamları hakim olmuş, yönetime
de yerli kukla uşaklar getirilmiştir.
Bu sistem (kapitalist
sistem) bütün İslam beldelerinde olduğu gibi, Türkiye’yi
de ekonomik ve siyasi açıdan eritip bitirmiştir. Halk
fakirleşmiş, siyaset ve ekonomi asla istikrar
bulamamıştır. Amerika ve kafir sömürgeciler,
Müslümanların ellerindeki kaynağı alarak, geriye fakir
bir ülke ve başlarına da kendilerine de sadık yöneticiler
bırakmışlardır. Bu yöneticiler ihanetlerine her gün bir
yenisini eklemektedirler. İşte Türkiye’de gerçekleşen
son olay... Milyarlarca dolar zarar, iç ve dış borç... Bu
da yetmezmiş gibi, İMF ile anlaşmalara devam etme kararı
alarak, parsellenmiş karış karış toprakları ve
kaynaklarını değersiz ücretle satışa çıkarmak... Bu
yapılanlar ihanetten başka ne olabilir ki?!..
İMF (Uluslar arası Para
Fonu) Amerika tarafından devletlerin işlerine müdahale
etmek için bir politika malzemesi olarak kurulmuştur. Fonun
yapısı istihbarat ve müdahaleye elverişli bir şekilde düzenlenmiştir.
Bu nedenle dikkat edilirse Amerika, İMF girişimleri ve sözleşmelerinden
bahsederken sık sık şu sözleri telaffuz etmektedir: “Müdahale”,
“karşılıklı güven” ve “uluslararası ekonomik çıkarlarımız.”
Bu sözler bir güç ifadesidir. Bu da açıkça gösteriyor
ki, İMF bir gücün simgesidir. Yani Amerika askeri güç
gibi İMF’ yi de bir güç olarak göstermektedir. Diğer
bir ifade ile asker İMF’ yi, İMF’ de askeri
desteklemektedir. İMF’nin silah birimi dolar olarak tespit
edilmiştir. Bu nedenle İMF’nin gücü nükleer silah
gücü ile de kıyaslanmaktadır.
ABD, sömürüsüne katmak
istediği bölgelerde güç, nüfus elde etmek veya güç
göstermek için İMF’ yi sürekli koz olarak kullanmaktadır.
1944 yılında değer birimi olarak altın yerine doları
kabul etmiş, birçok ülkeyi de buna zorunlu kılmıştır.
Doları baz alan ülkeler dolaylı olarak Amerika’ya
bağımlıdır. Amerika, şirketleri ve İMF yolu ile dünya
borsalarına rahatça sızmakta ve de müdahale
edebilmektedir. Gelişmekte olan ülkeleri kendi otoritesi altında
tutabilmek için, toplantı ve organizeler düzenleyerek çeşitli
basit yatırımlara yönlendirmekte, fakir ve gelişmemiş
ülkeleri de borç boyunduruğu altında daha da fakir hale
getirmektedir.
Türkiye devleti 1978 ‘de
İMF reçetelerini kabul ederek, böylesi bir boyunduruk altına
girmiştir. Şu bir gerçektir ki, şu ana kadar hiçbir geri
kalmış ülke İMF reçetesi ve kredileri ile ekonomisini
düzeltmiş ve kalkınmış değildir. Arjantin, Meksika,
Endonezya, Malezya gibi ülkelerin durumu ortadadır.
Ecevit hükümeti para
birimini düşürmeyi kabul ederek İMF’nin zalimliğine
ortak olmuştur. Uzun ve pahalı borçlanmaya yönelerek
ümmeti bir kez daha sırtından hançerlemiştir. Alınan
kararlarla ümmette geçim sıkıntısı hat safhaya
ulaşacak, gıda maddeleri yakında ağır zamlarla
karşılaşacaktır. Hain idareciler bu kötü gidişatın
üstünü örtmek için sahte göz yaşları ile halkı
kandırmak istemektedirler. Amerika ve İMF’nin Türkiye
ekonomisine açtığı zarar milyarlarca dolarla ifade
edilmektedir. Enflasyon yedi binler civarında olup, devalüasyon
%40 olarak belirtilmektedir. Bütçede döviz rezervleri erimiş,
hazinede sadece 150 veya 200 ton civarında altın
kalmıştır. Bütün bunlar Amerikan şirketleri ve batı
şirketlerinin borsaya alınması, Türkiye ekonomisinin
tamamen yabancı şirketlere kaptırılması, basın yayın
yolu ile bu şirketler şişirilerek cazip hale getirilmesi,
kapitalist ekonomik reçetelerin kabullenilmesi, doların baz
olarak alınması gibi etkenlerden dolayı zuhur etmiştir.
Bundan dolayı bir çok işyerleri kapanmış, işsizlik
sayısı 12 milyonu geçmiş, işçi ve emeklinin ücretleri
ödenemez hale gelinmiştir. Bu kara reçetenin mesulü
elbette bu devlet ve yöneticilerdir.
Aslında İslam’ı terk
ederek kapitalist sistemi benimsemekle kara gün başlamıştır.
Ümmet 77 yıldır kara gün içerisindedir. Kapitalizm
ideolojisinin ve bu nizamın doğurduğu siyasi ve ekonomik
yapılanma ümmeti bu hale getirmiştir. Kara leke kapitalizm,
demokrasi ve laikliktir. Felaketler zinciri bu sistemlerle
beraber gelmiştir.
Zihinleri, nefisleri
kararmış hain idareciler gelinen bugünkü vahim duruma
nazaran kapalı kapılar ardında İMF’nin ağır
şartlarını kabul etmekten gurur duymaktadırlar.
Ağlayarak, el açarak, küçülerek, ezilerek Amerika’nın
gücü karşısında zillet göstermektedirler. Ne yazık ki,
onların bu cürümleri ile Müslüman halk küçülüyor, zayıflatılıyor
ve böylece de esaret zinciri boyunlarına geçiriliyor.
Ey Müslümanlar!!!
İMF’nin vereceği reçeteler,
ekonomik yardımlar, ancak ve ancak sizleri fakirleştirmek, sömürmek,
köleleştirmek içindir. Bu işlem başınızdaki kafirlerin
maşası olan hain idareciler yolu ile gerçekleşmektedir.
Onların bu zalimliklerine neden susuyorsunuz?!. Allah (cc)’nun
şu hitabını nede çabuk unuttunuz:
“Ey iman edenler! Eğer
kafirlere uyarsanız, sizi gerisin geriye (eski dininize) döndürürler
de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz.”
(Al-i İmran 149)
Ey Müslümanlar!!!
Siz, geçmişte İslam’ı
kabullenerek şanlı bir tarih yazmış bir ümmetsiniz. Altı
kıtada İslam’ın bayrağını dalgalandırmış, küfür
sistemleri ve devletlerini diz çöktürmüş bir neslin
torunlarısınız. Sizi güçsüz kılan, kafirlere boyun büktüren,
malınızı canınızı kafirlere heder eden bu sistem ve
uşaklarına daha ne zamana kadar müsaade edeceksiniz?!.
Sizler daha 77 yıl
öncesine kadar dünyanın en güçlü devleti idiniz. Siz o
gücü İslam’la kazandınız ve Hilafet bayrağı altında
yıllarca başı dik dünyaya hükmettiniz. Sizi o halden
(hilafetten) uzaklaştıran bu cumhuriyeti daha ne zamana
kadar korumaya devam edeceksiniz?!.
İMF’den kurtulmanız,
yeniden eski gücünüze kavuşmanız ancak yeniden İslamî
hayata dönmekle mümkündür. Gücünüzü ortaya koymanız,
kara günlerden sıyrılmanız ancak insan fıtratına uygun
olan İslam’ın hayatta uygulanmasıyla gerçekleşecektir.
İslam Devleti Hilafeti kurmanız sadece sizin değil bütün
dünya halklarının kapitalist zulümden kurtulmasına sebep
olacaktır. Sizleri böylesi bir hayati bir meseleye
ciddiyetle eğilmeye çağırıyoruz. Kara günlerin geride
kalması temennisi ile yaklaşan Mübarek Kurban bayramınızı
şimdiden tebrik ederiz...
|