Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

Özbekistan Eski Müftüsü İslam Karşıtı Propagandayı Değerlendirdi

 Eski dini lider aşırı İslamcılığa karşı alınan önlemlerin, ılımlı Müslümanların radikalleşmesine yol açacağını söyleyerek uyarılarda bulundu.

Galima Buharbayeva Taşkent (RCA N. 137, 13 Ağustos02)

Özbekistan’ın en sevilen dini lideri hükümetin dini politikaları hakkında kamuoyuna ilk defa açıklamalarda bulundu. Müftü hali hazır durumu “külliyen saçma olarak niteledi”. Şeyh Muhammed Sadık, hükümetin İslam üzerindeki ağır baskısının %90’ı Sünni Müslüman olan halkın dinini öğrenmek için gerekli materyallere ulaşmasını engellediğini söyledi. Müftü bilgi ve hürriyetlerin yokluğunun insanları devletin yok etmeğe uğraştığı İslami gruplara doğru yönlendirdiğini söyledi.

Müftü IWPR’nin Özbekistan bürosunda düzenlenen konferansta şunları söyledi: “Genç insanlar şunu merak ediyorlar: Eğer biz Müslüman isek, bir Müslüman nasıl olmalı ve İslam’ın akidesi nedir? Ama onlar bu sorulara ne kullarda ne bilimsel kurumlarda ne de başka bir yerde cevap bulamıyorlar.” Hizb-ut Tahrir gibi kökten dinci gruplar, İslam hakkında tek bilgi kaynağı olmalarını istismar ederek genç gönüllüler elde ediyorlar. Artık bir defa bu fikirlere bağlandıkları zaman onları hiç kimsenin ikna etmesi mümkün olmuyor.

O İslam’ın radikal yorumunun gerçek olmadığını söyleyerek uyardı. Konuşmasında yine şöyle dedi: “Başkan İslam Kerimov, Özbek Devleti fikire karşı fikirle mücadele ederek, gerici fikirlerle mücadele edileceğini söyledi. Eğer onun fikirleri etkili ise, Hizb-ut Tahrir’in bu ülkede olmaması lazım. İnsanları hapse koyabilirsiniz ancak fikirleri mahkum edemezsiniz.

Şeyh, "Dini işlerden sorumlu insanların ve kurumların buna Müftülük de dahil, çok düşük görüşlere ve eğitim seviyesine sahip olduklarını, halbuki baskı altında olmalarına rağmen Hizb-ut Tahrir 50 kitap basarak, dergiler yayınlayarak, bildiriler dağıtarak üyelerinin hapiste olmalarına rağmen insanlara fikirlerini iletti.” dedi.

Öte yandan Özbekistan’da dini işlerden sorumlu insanlar Hizb-ut Tahrir’in fikirlerine karşı bugüne kadar tek bir kitap bile yayınlamadılar. Belki bu insanlar kendi başlarına bir kitap yazamazlar ama bu fikirlerin yanlış olduğunu gösteren Arapça kitapları tercüme edemez miydiler? Gerçek İslam’ı yaymak isteyenler bunu yapamazlar. Çünkü kanuni olarak bu yasaktır. Bu külliyen saçma durumun realitesidir." diyerek devam etti.

Bir zamanlar Özbekistan Müslümanlarının dini işleri idaresinin başkanı olan ve kendi döneminde hatırı sayılır bir etkiye sahip olan müftü şimdi Mekke'de meşhur bir teolojist olarak yaşıyor ve çalışıyor. Şimdiki müftü AbdurReşit Kori Bahramov, Müslümanların Hizb-ut tahrir üyeleri ile temasını yasaklayan resmi bir fetva yayınladı. Fakat müftü bu tedbirlerin hiçbir sonuç getirmediğini söyledi. Bağımsızlık sonrası devlet karşıtı eylemlerin ve anayasa karşıtlığının köktenci organizasyonların büyümesi sonucu; İslami bilgilere, çalışmalara ve öğretime sınırlamalar getirildi.

"1998 yılında Fergana Vadisi'nde Namangan'da vahşi bir cinayet ve bir yıl sonra başkentteki bombalama eylemi sonrası geleneksel olmayan dini gruplara karşı ülke çapında çok ciddi acımasız önlemler alındı. Önceki müftü bu değişim noktasının ardından, demokratik yasaların değiştirildiğini, hakların çiğnendiğini ve özgürlüklerin kısıtlandığını ifade ettikten sonra, hükümetin yüksek profilli İslami örneklerin etkisini azalttı." şeklinde konuşmasını sürdüren Şeyh; 1993’te kendi isteği dışında Özbekistan’ı terk etti. Bir çok insan hakları savunucusu kendisinin Suudi Arabistan’dan getirdiği Kur'anları dağıtmaktan dolayı, ülkeyi terk etmeye zorlandığını düşünüyor. Hatta evine bomba atılmış ve kendisi yara almadan bu saldırıdan kurtulmuştu.

Bağımsız yorumcular onun sürgüne gönderildiğini düşünüyorlar. Zira otorite sahipleri onun etkisinden ve potansiyel gücünden çekiniyorlardı. 1999'da hükümetten aldığı resmi davet ile geri döndü. Bununla hükümet İslam’a karşı hoşgörüsüz olmadığını göstermeyi arzuluyordu.

Lakin evine dönmesine izin verilen şeyh, hükümetin kendisine destek verdiğini düşünmüyor. Şu anda onun 39 ciltlik kitabının basılmasına izin verilmiyor. Bu kitap Peygamberin hadislerine dayanarak Kur'an'ı tefsir ediyor.

Yayın için iki yıldır izin bekliyorum. Fakat izin vermeyecekler. Kitabımı istediğimde daima bunun yayınlanmasının iyi bir iş olacağını söylüyorlar ancak izin vermiyorlar.” dedi. O ve onun yardımcıları İslam'ın Özbekistan halkına öğretilmesine müsaade edilinceye kadar tehlikenin mevcut olacağını ifade etti ve ülkenin genç insanlarının İslam Akidesi'ni Hizb-ut Tahrir’den öğrenmeye devam edeceklerini söyledi.

Galima Bukharbaeva IWPR Özbekistan Yöneticisi

 

Yukarı