Ana Sayfa
Ana Sayfa
 
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email

Sayın Brüksel'deki Fransız Büyükelçisi,

 

Fransa'nın, okullarda öğrencilerin Hicâb (başörtüsü) giyinmelerini yasaklayan en son duyurusu ve bazı Alman eyaletlerinin, Müslüman hanımların kamu kurumlarında Hicâb giymelerini yasaklama kararı, dünya üzerindeki Müslümanlar için büyük bir acıya neden olmuştur. Bu, Batılı yönetimlerin Müslümanlara ve İslam'ı uygulama haklarına karşı hoşgörüsüzlüklerini ilk gösterişleri değildir. 11 Eylül'den beri, terörizme karşı savaş bahanesiyle Batı, belirgin bir şekilde Batı'da yaşayan Müslümanları hedef alan birçok önlemlere girişti. Keyfî tutuklama, işkence ve duruşmasız hapsetmeyi de içeren bu önlemler, tutukluluk halinde ölümlere bile yol açtı. Mescidlerin izlenmesi, Mescid imamlarının susturulması, bazı Müslümanların birbirlerine karşı casusluğa zorlanması ve İslam'ı çarpıtan sonu gelmez medya kampanyaları da gerçekleştirildi. Bunların tamamı Müslümanların zihinlerinde, Batı'daki laik demokrasinin Müslümanların dinlerini uygulama güvencesini garantilemediği şeklinde kalıcı bir etki bıraktı.

 

Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan siyasî bir partidir. Hizb-ut Tahrir İslam'ın, hiçbir korku veya cezalandırma olmaksızın, farklı din mensuplarının ibadetlerini inançlarına göre uygulamalarını mümkün kılan tek ideoloji olduğuna inanmaktadır. Bu hak, Şeri'at'ın bir hükmüdür ve -Allah'ın izniyle yeniden kurduğumuz zaman- gelecekte Hilafet Devleti tarafından garanti edilecektir. Nitekim geçmişte devleti mevcut iken de garanti edilmişti. Hilafet Devleti'nde yaşayan Yahudiler ve Hristiyanlar, Hilafetin onların işlerini gözettiği yerde bunları adaletle yaptığını biliyorlardı. Yine onlar, dinlerini barış ve güven içerisinde uygulamaya alışmışlardı. Hristiyanların, Mısır'daki ve Şam bölgesindeki Haçlılara karşı Müslümanlar ile birlikte bulunması, İslam'ın adaleti sebebiyle idi. Endülüs'ten (İspanya'dan) kovulan Yahudiler, Osmanlı Hilafet Devleti'nden başka, kendilerine güvenli bir hayat sağlayan ve göçlerini kabul eden bir devlet bulamadılar. Bununla birlikte onlar İslam Devleti'nin merhametini, Müslümanlara zarar vererek geri ödediler. İslam toprağını (Filistin'i) işgâl ettiler ve sakinlerini kovdular. Hilafetin gölgesi altında diğer din mensuplarına sağlanan güvenlik, çok iyi bilinen bir konu ve insanlık tarihinde de emsalsiz bir başarıdır.

 

Bu bağlamda, Hizb-ut Tahrir-Avrupa, Avrupa Müslümanları adına Fransa'ya, Hicâbın yasaklanması üzerindeki ısrarının, er veya geç, Fransa ile Müslümanlar arasındaki ilişkilerde bir çatlak oluşturacağını ve aralarında düşmanlığa yol açacağını hatırlatmak istemektedir.

 

Bu mektubu size, protestomuzu devletinizin yetkililerine ileteceğiniz umuduyla sunuyoruz. Öyle ki onlar bu konuyu ciddi olarak değerlendirsinler.

 

Selamlarımızı kabul ediniz.

 

H. 25 Zilka’de 1424

Hizb-ut Tahrir

Avrupa

M. 17 Ocak 2004