Pazar
günü, Katar’ın Er-Raye gazetesi, 22 Şevval 1422 (6 Ocak
2002) tarihli sayısında, Katar Üniversitesi Şeriat Fakültesi
Dekanı, Dr. AbdulHamid el-Ensari ile yaptığı bir röportajı
yayınladı. Adı geçen dekan röportajında, İslam ve Müslümanlar
aleyhine olan kin ve nefret zehirini kusarak, kafirlere ve
küfre destek vermişti. Röportajında açıkça şöyle
diyordu:
“İslam’a
en saygılı Başkan Bush’tur”,“Amerika’nın,
Eğitim-Öğretim programımızı yeniden gözden geçirmemiz
ile ilgili çağrısını, destekliyorum.”,“Amerika
aleyhine nutuk atan hatipler, susturulmalıdır.”
Söz
konusu röportaj ve orada konuşulanlara bir karşılık olarak,
Evkaf ve İslami İşler Bakanlığında bir toplantı düzenlendi.
Toplantı, Dr. el-Ensari’nin öneri ve düşüncelerine
herhangi bir cevap verilmeden sona erdi ve imamlara, hatiplere,
yazarlara ve Evkaf bakanlığı çalışanlarına, bu düşünceleri
dile getirmemeleri (eleştirmemeleri) talimatı verildi.
Bu
tutum, İslam’a karşı duran ve Amerika’ya destek veren bir
tutumdur ve “Amerikanize” edilmiş bir İslam için, kesin
ve açık olarak belirtilmiş bir eğitim sistemi arzusunun
uygulamalarından biridir. Öyle ki; İslam, onun (Amerika’nın)
kendi menfaatleri için, çarpıtılabilsin. Buna göre; Evkaf
bakanlığının suskun kalması caiz değildir. Çünkü, konuşmanın
gerekli olduğu böyle bir durumda susmak, onaylamak demektir.
Onlar, Dr. el-Ensari’nin açıklamalarını reddetmek ve
insanların dikkatini bu tür açıklamaların, Şeriat’a
karşı olduğu noktasına çekmekle emrolundular. Onlar, onun
cezalandırılmasını istemeliydiler. Böyle olsaydı o, sözünü
geri alırdı. Böylece bu düşünceler, ümmet arasında bir
salgın hastalık gibi yayılmazdı.
Bizler, bakış açımız
gereği; İslam Hilafeti’ni kurmak yoluyla, İslami bir hayat
nizamını inşa etmek üzere, var gücümüzle çalışmak için,
omuzlarımıza sorumluluk aldık ve Allah (cc)’nın Kitab’ı
Kerim’indeki şu emrine icabet etmek üzere kurulduk:
Aranızda
hayra davet eden, iyiliği emredip, kötülükten nehyeden bir
topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler, onlardır. [Al-i
İmran 104]
Bu itibarla, böylesine
fikirlere ve yıkıcı mefhumlara karşı durmanın ve onlara
meydan okumanın, görevimizin bir parçası olduğunu gördük.
Allah (cc) Aziz Kitabı’nda şöyle buyurmaktadır:
Hayır!
Rabbine and olsun ki; onlar aralarında çıkan
anlaşmazlıklarda, seni hakem tayip edip, sonra da senin
verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın,
tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar. [Nisa
65]
Ve şöyle buyurdu:
Allah
ve Rasulü, bir işe hüküm verdikleri zaman; mü’min bir
erkek ve mü’min bir kadına, o işi kendi isteklerine göre
seçme hakları yoktur. Her kim, Allah ve Rasulü’ne isyan
ederse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. [Ahzab
36]
Şeriat,
bizlere (sübutu ve delaleti kati olan delillerle) Küffar ile
dost olmanın (onlarla işbirliği yapmanın), kesinlikle Haram
olduğu bildirdi. Allah (cc)
şöyle buyurdu:
Kalplerinde
hastalık bulunanların, “Başımıza bir felaketin
gelmesinden korkuyoruz” diyerek, onların aralarına
koşuştuklarını görürsün. Umulur ki; Allah bir fetih veya
katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri
şeyden dolayı, pişman olacaklardır. [Maide
52]
Ve O
(cc)
yine şöyle buyurdu:
Allah’a
ve Ahiret Günü’ne iman eden bir toplumun; babaları,
oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa, Allah’a ve
Rasulü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. [Mücadele
22]
Küfrün
başı Amerika’nın İslam ve müslümanlar ile savaşarak
yaptıkları; müslümanları bıkmadan-usanmadan onu karşı
durmaya mecbur kılmaktadır. Onunla işbirliği yapmaya
değil!.. Fakat bu dünya arzusu ve onun geçici keyifleri, bazı
müslümanları İslam hükümlerine karşı olmaya itmektedir.
Efendimiz (sav) şöyle buyurdu:
...Karanlık
geceden bir parça gibi, fitneler zuhur edecektir! Öyle ki; kişi
mü’min olarak sabahlayıp, kafir olarak geceleyecektir. Kafir
olarak geceleyip, mü’min olarak sabahlayacaktır.
Bazılarınız dinlerini, az bir dünyalığa satacaktır! [Sahih-i
Muslim, Kitab’ul İman, 213]
Eğer
müslümanlar, onları bir araya getirecek, onları
birleştirecek, aralarındaki farklılıkları kaldıracak ve
onlar üzerine Allah (cc)’nın
hükümleriyle hükmeden bir İmam’a (Halife’ye) sahip
olurlarsa; Amerika ve diğer kafir devletleri, müslümanlara
zarar vermeye cesaret edemezler.
Ey
Müslümanlar!
Allah
(cc)’dan
(O’nun azabından) önce, sizleri; Rasulullah (sav)’in ...sonra
da Peygamberlik Metodu üzere Hilafet olacaktır.
sözüyle geleceğini vaad ettiği, İslam Devleti olan Raşidi
Hilafet Devleti’ni kurmak için, bizimle birlikte çalışmaya
davet ediyoruz. Bizleri tekrar biraraya getirecek,
saflarımızı birleştirecek ve Allah’ın Kelimesini en yükseklere
çıkarmak için Allah’ın yolundaki Cihadda bize liderlik
edecek, bir Halife’ye biat vermek için bizimle çalışın!
Rakipler bunun için yarışsın ve çalışanlar da bunun için
çalışsın.
Allah
emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmez. [Yusuf
21]
|