Amerika elçisi
Danforth, ilk defa Sudan’a geldiğinde; biz Amerika’nın
İslam’a ve müslümanlara olan düşmanlığı ve ülkenin
gidişatına, doğrudan müdahale edeceği konusunda yetkilileri
uyarmıştık.
İşte
Danforth, İsviçre’de hükümet ve isyancı azınlık
arasında bazı görüşmeler düzenleyip, gerçekleştirdikten
sonra ikinci kez Sudan’a geldi ki; hükümet, isyancı hareket
ve ABD heyeti arasında yapılan anlaşmaların yürürlüğe
konmasına, göz kulak olsun. Nitekim hükümet bu yürürlüğe
konacak olan anlaşma maddeleri ile ilgili halkın görüşlerine
başvurmadan, Amerikan elçiliği, bunları 14.12.2001 tarihinde
yayınladı.
Kuşku
yok ki; Cibal-un Nube (Nube Dağı) anlaşması, Amerika’nın
ülke gidişatına doğrudan müdahale ettiğinin ve Nube
kavminin yaşadığı Cibal-un Nube bölgesi üzerinde
kontrolünü yaygınlaştığının açık bir kanıtıdır.
Anlaşmanın maddeleri ise, bundan daha açık bir delildir.
Nitekim maddelerde geçen ifadeler şöyledir:
·
Sudan Hükümeti ve Nube kavminin kurtuluşu için çalışan,
Sudan Milli Kurtuluş Hareketi; Cibal-un Nube bölgesini
tamamen kuşatan bir devletin gözetimi altında,
karşılıklı ateşkesi sağlayıp görüşmelere başlama
konusunda muvafakata varmışlardır.
·
Hükümet ve Sudan Milli Kurtuluş Hareketi’nin her biri,
Cibal-un Nube bölgesine yönelik askeri güçlerini
donduracakları ve bütün bölgeyi kontrol etmek için çalışmayacakları
konusunda, görüş birliğine varmışlardır.
·
Hükümet ve Sudan Milli Kurtuluş Hareketi, görüşmelerde
alınan kararların üçüncü bir ülke gözetiminde
uygulanması hususuna bağlı kalacaklardır. Bu sayede
taraflar, ateşkes ve görüşmelerin tarihini ve yerini
tespit etmek v.b. konularda olumsuz tavır koyamazlar. Bu
konuda Amerika’ya, üçüncü ülke olarak danışılacak
ve görüşmelere iştirak edecektir.
·
Hükümet ve adı geçen hareket, Birleşmiş Milletler’in
ve ABD’nin başkanlık ettiği heyetlerin, ülkeye giriş
çıkışlarına yardımcı olacaklardır. Bu heyetlerin her
türlü ulaşım ve iletişim imkanını, güvenlik içinde
kullanmaları sağlanacaktır.
Gerçek
şu ki; Cibal-un Nube bölgesi, sömürgeci kafirler tarafından
kemirilmeye maruz bırakıldı. Zira 1920’den 1947’ye kadar
bölgede, kısır döngü bir siyaset tarzına maruz kaldı. Yönetimi
ele geçiren hükümetler tarafından, ihmal edildi. Onlara
hizmet götürülmedi. Güvenlikleri sağlanmadı. Cehalet,
fakirlik ve hastalıklar yaygınlaştı. Neticede bu bölgede
hayat, cehenneme döndü. Bölgede patlak veren savaş
sorunları, daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdi.
Yerleşik hayat yaşayanlara yapılan tecavüzler, saldırılar,
talanlar ve binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan baskınlar,
buna eşlik etti.
Cibal-un
Nube bölgesinin maruz kaldığı bu acı musibetler, savaş
ateşini yakan, isyanı destekleyen, ülkenin bu perişan hale
gelmesine sebep olan düşman Amerika’ya boyun eğmeyi asla
haklı çıkarmaz. Zulmü kaldırmanın, savaşı durdurmanın,
adaleti tesis ederek güvenliği sağlamanın yolu, kuşkusuz düşmanın
kucağına atılmak değildir! Aksine bunun yolu; Allah’ın
Kitabı’na ve Rasulü’nün Sünneti’ne sığınmaktır!
Ey müslümanlar!
Kafirlerin
sömürücü plan ve tuzaklarını boşa çıkarmak, hepimizin
boynuna borçtur. Zira hükümetin, Amerika gözetiminde isyancılarla
yaptığı bu ittifak maddelerinin uygulanması ve ona karşı
teslimiyet veya ona karşı suskun kalmak, Allah’a, Rasulüne
ve mü’minlere karşı bir ihanettir! Ebediyete kadar vebali
olan, bir utanç vesilesidir!
Ey
iman edenler! Allah’a ve Rasulüne ihanet etmeyin! (sonra)
bile bile size emanet edilenlere, ihanet etmiş olursunuz. [Enfal
27]
|