Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

Gazeteler Sudan’ın ABD’nin Elçilerinin Egemenliğinde Olduğunu Açıkladı

 Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim/halife kıldığı gibi kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim/halife kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslam’ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra bunun yerine onlara güven sağlayacağını vaad etti. Çünkü onlar yalnız bunu kulluk ederler, hiçbir şey bana ortak koşmazlar. Artık kim inkar ederse işte onlar asıl büyük günahkarlardır. [Nur 55]

Gazeteler Sudan’ın ABD’nin Elçilerinin Egemenliğinde Olduğunu Açıkladı

25 Ocak 2002 (11 Zilkade 1422) tarihinde yayınlanan, 14191 sayılı El-Hayat Gazetesi’nin yaptığı bir haberde özetle şu bilgiler geçti:

Cibal-un Nube bölgesinde, geçen Salı gününden beri yürürlüğe giren ateşkesi sağlamakla yükümlü ve 80.000 km2 ’lik bir alan üzerinde, büyük yetkilerle donatılmış bir askeri birliği komuta edecek olan kişinin, Dennis Gidennis adında bir Amerikan yarbayı olması ile ilgili bir karar alındı. Adı geçen yarbayın da daha adları belirlenmemiş iki naibi/vekili olacak. Ayrıca Sudan Hükümetini temsilen üç kişi ve isyancıları temsilen de üç kişi, adı geçen yarbay ile ortak çalışacaklardır.

Hükümet ve isyancılar arasında meydana gelen Cibal-un Nube antlaşması, her bir tarafın bütün bölgeyi kontrolleri altına almaktan vazgeçip, ellerinde olanla yetinmeleri ve askeri güçlerini dondurmalarını hükme bağlamıştı. Buna göre Hükümet, halen elinde tuttuğu yedi mevkiye karşılık üç tanesini, isyancılar ise halen ellerinde tuttukları ellibir mevkiye karşılık ondört tanesini elinde tutacak ve kuvvetlerini buralarda toplayacaklardır. Bu ayrıntıyı da aynı gazete 26 Ocak 2002 tarihinde 2609 sayılı nüshasında yayınladı. Bütün bunlar gösteriyor ki; Amerikan yarbayının komutasındaki söz konusu askeri birlik, aslında Cibal-un Nube bölgesini yönetecek olan bir Askeri Hükümet olacak ve Amerikan yarbayı da bu hükümetin Başkanı olacaktır.

El-Hayat Gazetesinin verdiği habere göre, Hükümet ve İsyancılar arasında yapılan antlaşmada, Askeri Komite bir Askeri Hükümet(!) gibi düşünülerek, büyük yetkiler verilmiştir. Anlaşmazlık halinde, bu komitenin görüşü esas alınacağı belirtilmiştir. Böylece Komiteye, bir hükümet yetkileri verilmiştir. Hatta Cibal-un Nube bölgesindeki uçuş izni de bu komitenin eline verilmiştir. Tarafların antlaşmaya bağlı kalmalarını sağlama ve ihtilafları bertaraf etme yetkisi de verilerek, Askeri Komite bir Askeri Yönetim olarak değerlendirilmiştir. Oysa bu Komite, 10-15 ecnebi asker üyeden oluşmuştur.

Dahası bu Komiteye (Askeri Yönetime), tarafların kontrollerine verilen bölgelerde bulunduracakları askeri kuvvetleri sınırlandırma, hareketlerini ve silah stoklarını ve destek noktalarını denetleme yetkisi de verilmiştir.

“Cibal-un Nube İttifakı“ diye addedilen antlaşmanın maddeleri açısından meseleye baktığımızda, ABD’nin yönettiği heyetlerin yürütecekleri faaliyetler gereği, bütün Sudan’da rahat hareket etmelerine her iki tarafın da yardım etmeleri ve her tür ulaşım ve iletişim imkanlarının sağlanmasının öngörüldüğüne şahit oluyoruz. Bütün bunlar birlikte göz önüne alındığında, aslında söz konusu antlaşma ile Cibal-un Nube bölgesinin hatta bütün Sudan’ın Amerikan elçilerinin egemenliğine verildiği gerçeğini, tasdik ettiği anlaşılacaktır. Böylece Sudan Hükümet Başkanı ve isyancıların komutanı, biri Kuzeyi diğeri Güneyi idare eden birer müdür konumuna getirilmişlerdir. Kaldı ki; söz konusu bölge ve Sudan arasında nihai siyasi sınırı çizme yetkisi de ABD’ye verilmiştir.

Adı geçen antlaşmaya karşı olduğunu söyleyen siyasi parti yöneticileri de, bilahare muvafakat verdiler. Daha antlaşmanın ayrıntılarından haberdar olmadan, tamamen kabul ettiklerini açıkladılar. Bazıları daha da ileri giderek, Amerika’dan Cibal-un Nube bölgesiyle yetinmemesini talep ettiler.

Hükümetin, muhalefetin ve isyancıların, ateşkesi kontrol etme adı altında ecnebi/yabancı bir askeri gücün ülkeye müdahalesine muvafakat etme noktasında birleşmeleri, Sudan tarihinde bir ilktir!

Gerçek şu ki Hükümet, Muhalefet ve isyancıların zalim ve gaddar sömürgeci Amerika’ya boyun eğip zillet göstermeleri, çok feci bir işbirlikçilik, uşaklık ve çirkin bir ihanettir.

Muhakkak ki Amerika, Sudan’a ve adı geçen bölgeye, barış ihlal edildiği için gelmemiştir. Aksine bir daha hayata egemen bir konuma gelmesin diye, İslam ile savaşmak için buralara geldi. Geldi ki, ülkenin servetlerini paylaşsın. Nitekim bu amaç HRW (Human Rights Watch -İnsan Hakları İzleme) komitesinin aldığı kararlarda “George Bush hükümeti olarak Amerika’nın, Sudan ile ilgili öncelikleri din ve petroldür” diye açıkça ifade edilmektedir. Evet bu ifade, aynı gazetenin 24 Ocak 2002 tarihli 2606 sayılı nüshasında yer aldı.

Gerçek şu ki; Amerika’nın ülkemize egemen olması, kesin bir delil ile haram kılınmıştır. Zira Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:

Allah, kafirlerin için müminler aleyhine asla bir yol vermeyecektir. [Nisa 141]

Allah’ı bırakıp da kafirleri dost edinenler onların yanında izzet mi arıyorlar! Şüphesiz izzetin tamamı Allah’a aittir. [Nisa 139]

Biz yöneticileri ve halkı; Amerika sömürüsüne karşı uyardığımızda, aynı zamanda bunlardan kurtulma fırsat ve imkanımızın da olduğunu belirtmiştik. Yol olarak da yapılan bütün bu antlaşma ve planlara karşı çıkarak, bunların iptal edilmesini sağlamak olarak göstermiştik. Böylece bize düşeni yapmış olacağız. Çünkü Rasul (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Hayır!... Allah’a and olsun ki; ya iyiliği emreder kötülükten alıkoyarsınız, zalimin elinden tutar onu hakka döndürürsünüz (hak üzere kalmasını sağlarsınız); ya da Allah bazılarınızın kalbini bazılarının aleyhine çevirip, onların size lanet etmesi gibi, siz de onlara lanet edersiniz.

Şunu da özellikle belirtelim ki; Sudan’ın Cibal-un Nube bölgesinde ve sair ülkelerdeki bütün sorunlarımızın yegane çözüm kaynağı; İslam’ı bir akide, bir hayat nizamı, bir yaşam tarzı ve metodu olarak alıp, O’na sımsıkı sarılmaktır. Bunun yolu da Nübüvvet metodu üzerine, Raşidi Hilafet Devletini tekrar kurmaktır.

Ey iman edenler! Allah ve Rasulü sizi, size hayat veren şeye çağırdıklarında icabet edin. [Enfal 24]

 

Hizb-ut Tahrir

H. 14 Zilkade 1422

Sudan Resmi Sözcüsü 

M. 28 Ocak 2002

Yukarı