Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

Cenih’in Değerini Düşürmek İçin Dolar Krizleri Meydana Getirilmesi

 Gerçek şu ki biz, Mısır’da meydana gelen dolar krizinin, Mısır yönetimi tarafından, cenihin değerini düşürmek için kasıtlı olarak ortaya çıkarıldığına dair uyarıda bulunmuştuk. Mısır yönetimi, Dünya Bankası ve IMF’nin ülke ekonomisinin ıslah edilmesi adına dayattığı direktifler gereği bunu yapıyor. Üstelik doğrudan veya dolaylı olarak, yerel ticari faaliyetlerin desteklenmesini engelleyen Dünya Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalar bunu yapmayı gerektiriyor. Zira yerel ticari faaliyetler, sermayenin Hisse Senetleri Borsasına/Menkul Kıymetler Borsasına (MKB) akmasına engel olmaktadır. Çünkü özellikle Kamu İktisadi Teşebbüs (KİT)’lerinden çoğunun özelleştirilmesinden sonra, sermayenin MKB’na akmasının, ticari ortaklıkların Hisse Senedine dayalı ortaklıklara dönüşümünün sağlanmasının ve ülkede global şirketlerin oluşturulmasının önemi daha da artmış olmaktadır.

Bu nedenle Mübarek Hükümeti aşama aşama, cenihin değerine darbe indiren türden bir iktisad siyaseti takip ederken, halka verdiği hiçbir sözünde ve vaadinde durmamaktadır. Nitekim bir iki ay önce hükümet, üç aylığına ithalata yönelik kararlar aldı. Bu ithalat, bankaların dolara güvenmesini ifade ediyordu. Buna rağmen ithalat yapanların dolar bazında nakit para sıkıntısı çekmelerinin sebebinin, Dünya Ticaret Örgütüyle yapılan anlaşmadan kaynaklandığını bilenlerin sayısı oldukça azdır. Bu durum tüccarları dolar bulmak için başka kaynaklar bulmaya sevk etti. Çünkü ithal ettikleri malların bedelleri bunu gerektiriyordu. Bu durum daha sonra, onları daha fazla dolar almaya yöneltti. Neticede doların fiyatı arttıkça arttı ve dolar kara borsaya düştü. Daha önce Merkez Bankası bir doların fiyatını dört cenih onbeş kuruş (1/4.15$/cn) olarak ilan ettiği halde, şu anda dolar beş buçuk cenih (1/5.50$/cnh) civarında seyretmektedir. Devletin müdahalesi de, borsada oluşan değer doğrultusunda gerçekleşti. Böylece Merkez Bankası, doların fiyatını yeniledi ve ona dört cenih altmış kuruş (1/4.60$/cnh) fiyat belirleyerek ilan etti. Böylece cenih dolar karşısında %3 değer kaybetmiş oldu. İthalat yapanların lehine alınan kararlar, bir hafta sonra iptal edildi. Ardından hemen çarçabuk dolar karşısında cenihin değer kazandığını ve doların dört cenih altmış kuruşa gerilediğini halka müjde olarak verdiler. Halbuki aslında doların değeri artmıştı. Nitekim dolar için öngörülen yeni fiyatın oturması ve halkın patlak veren krize uyum sağlaması için, yaklaşık 250 milyon dolar borsaya pompalandı. Şimdi ise daha cenihe olan güvensizlik devam ederken, devlet başka bir krizin çıkarılmasına çalışıyor. Döviz bürolarını kısmen veya tamamen kapatarak, bu krizi çıkarmayı düşünüyor. Güya halkı dolar krizinin takip edilen yanlış ekonomi politikasından değil de, döviz büroların mevcudiyetinden kaynaklandığına inandıracak. Çünkü bankaların kasalarında dolar yok iken, döviz bürolarının kapatılmasının doları tekrar kara borsaya düşüreceği bellidir. Böylece dolar karşısında tekrar cenih değer kaybedecek ve devlet gelecek doların yükselişine müdahale edecek ve onu yükselmiş haliyle makul bir seviyede tutacaktır. İşte bu yönetim halkın tepkisini kırmak maksadıyla, aşama aşama cenihin değerine darbe vuran böyle bir ekonomi politikası takip etmektedir. Ta ki, halk bütün bu olumsuzlukların yürüttükleri ekonomi politikasının çürüklüğünden kaynaklandığını bilmesin.

Ey İnsanlar!

Kuşkusuz İslam’ın İktisad Nizamı, ticari işlemlerin altın veya gümüş para üzerine yürümesini farz kılmıştır. Üstelik Müslümanlar üzerinde herhangi bir nüfuza sahip olmaması için başka bir devletin, İslam (Hilafet) Devleti’ne müdahale etmesini de haram kılmıştır. Zira Allah (cc) şöyle buyurmaktadır:

Allah, kafirlerin için mü’minler aleyhine asla bir yol vermeyecektir. [Nisa 141]

Tıpkı bunun gibi İslam, IMF ve Dünya Bankası gibi, ülke halkını fakirliğin pençesinde terk ederek ekonominin yapısını Batı’nın sömürüsüne uygun hale getiren örgütlerin İslam’a aykırı olarak ortaya koydukları hal çareleri ve çözümlerini alıp uygulamayı da haram kılmıştır. Dahası İslam, bu nevi örgütlere katılmayı ve hiçbir şer’i delili olmayan antlaşmaları sömürgeci kafirlerle imzalamayı da haram kılmıştır. Kaldı ki; adı geçen evrensel sömürgeci kurumlarla yapılan antlaşmaların, sanayi kalkınmayla da hiçbir ilgisi yoktur. Nitekim yapılan antlaşmalar, sermayenin bir avuç yönetici ve yandaşlarının ellerinde toplanmasına sebep olmaktadır.

Ey Müslümanlar!

Raşidi Hilafet Devletini kurmak, insanların hayat ile ilgili bütün sorunlarını çözmek üzere İslam’ı bir bütün olarak tatbik etmek, Allah’ın bize yüklediği bir farzdır. İslam'ın Hilafet Devleti ile tatbik edilip, insanların sorunlarının çözülmesi; bütün dünya da bir numune/örneklik teşkil edecektir. Ayrıca İslam’ın cihana taşınmasını sağlayacaktır. Zira İslam’ın bir devlet eliyle cihana taşınması da farzdır. Dahası insanlığı kula kulluktan ve kapitalizmin zulmünden kurtarıp, Allah’a kul olmalarını sağlayacak ve İslam’ın adaletine kavuşturacak tek aygıt, Raşidi Hilafet Devleti’dir.

İşte Ey Müslümanlar!

Sizi, İslam davetini yüklenmeye ve İslami hayatı yeniden başlatacak, Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmaya davet ediyoruz!

Allah ve Rasulü sizi, size hayat veren şeye çağırdığında icabet ediniz. [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir

H. 18 Zilhicce 1422

Mısır Vilayeti 

M. 03 şubat 2002

Yukarı