Allah’ın
selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Gerçek
şu ki; Allah size değer vererek, ilim ve takvanızdan dolayı
sizi peygamberlere varis kıldı. Dahası Allah Subhanehu ve
Teala;
“Kulları
arasında gerçek manada Allah’tan korkanlar ancak alimlerdir.”
[Fatır 28] diye buyurarak sizi onurlandırdı. Gerçek
manada Allah’tan korkma özelliğiniz nedeniyle sizi,
dışınızdakilerden ayırdı. Demek ki alimleri alim yapan,
gerçek anlamda Allah’tan korkmalarıdır. İşte, Irak Valisi
Haccac b.Yusuf Es-Sakafi’nin halk arasında meşhur olan zulmüne
engel olan, İslam ümmetinin ulemasından biri olan Hasan
Basri!.. O hak sözle bu zulme engel oluyordu. Nitekim söylediği
şu sözüyle şöhret olmuştur: “Gerçeği gizlemeyip açıklayacaklarına
dair Allah alimlerden söz almıştır.”
İşte
o, bu nedenle eziyet ve işkencelere katlanıyordu. İşte,
diğer bir şahsiyet Süfyan Es-Sevri!.. Ebu Cafer El-Mansur
kendisinin ve ailesinin büyük bir yekun tutan hac masraflarını
beyt-ul mal’dan karşılama yoluna gidince, Süfyan Es-Sevri
hemen ona karşı çıktı. Mansur’un polisleri, Süfyan
Es-Sevri’yi neredeyse öldürüyorlardı. İşte, böylece
ulemanın (alimlerin) yöneticilerin gözünde hep büyük bir
itibarları olmuştur. Onlar hak söze sahip çıktıkça, Allah’da
onlara sahip çıkıyordu.
Egemenlik
İslam ümmetinin elinde olduğu ve ulemanın ümmete yol
gösterici birer rehber oldukları zamanlarda, onların değeri
yalnız halkın nazarında değil, bilakis yöneticilerin
nezdinde de itibarları doruğa çıkmıştır. Lakin alimler
kendi değerlerini düşürüp, görevlerini yerine getirmede eğrilik
gösterince; yöneticiler onları yaptıkları icraatları
destekleyen birer payanda konumuna sokmuşlardır. Böylece
yöneticileri halka şirin göstermek için, dinin hükümlerini
tahrif eden/değiştiren bir konuma düşmüşlerdir. Bu amaçla
Allah’ın helal kıldığını haram, haram kıldığını
helal kılarak, kendilerini Allah dışında rabler konumuna
yerleştirmişlerdir. Nitekim Rasul (sav); “Rahiplerini ve
hahamlarını Allah dışında rabler edindiler...”[Tevbe
31] şeklindeki ayeti aynen bu şekilde beyan buyurmuştur.
Ne
gariptir ki; günümüzde İslam ümmetinin yöneticileri
sömürgeci kafir devletlerin uşakları oldukları halde,
ümmetin uleması Allah’a, Rasulü’ne ve Müslümanlara karşı
işledikleri ihanete destek oluyorlar. Afganistan meselesinde bu
açıkça görüldü. Zira Amerika ve işbirlikçileri yalnızca
Afganistan’da değil, dünyanın her tarafında İslam
ümmetine savaş açmışken; alimler bu işbirlikçi
yöneticilerin yanında yer aldılar. İslam ümmetiyle savaş
halinde olan kafir devletlerle alakayı kesip, bizim de onlara
karşı savaş durumuna geçmemiz gerektiğini haykırmadılar.
Basın ve yayın organlarının, kendilerine alim adını
verdiği bazı kimselerin; “Biz kafirlerle alakayı
kesersek, aç ve sefil kalırız” demesi ne kadarda
şaşırtıcı!!! Halbuki bu söz gerçeğe aykırı, yanlış
bir sözdür. Çünkü bu zengin Müslüman ülkelerin yoksullaşıp
iflas noktasına gelmesinin yegane sebebi, kafir Amerika ve
diğer sömürgeci devletlerdir. Öyle ki; bunlar fakir
devletlerdi. İslam ülkelerini sömüre sömüre zengin
oldular. İşte Endonezya buna bir örnektir!
Olan
oldu ve Amerika Afganistan üzerine egemenliğini kurdu.
Ardından ordularını Somali ve Filipin’e ve diğer İslam
ülkelerine gönderdi. Teröre destek veriyor bahanesiyle, Irak
ve Endonezya’yı vurmaya niyetlendiğini açıkladı. Aslında
teröre destek veriyor bahanesini İslam ile savaştığını
örtmek ve halkı şaşırtmak için uydurmuştur. Böylece
Müslümanların akidelerini kendilerine eksen yaparak, bir
ümmet olarak ayağa kalkmasına engel oluyor. Evet, o bundan
çok korkuyor! Amerika ve onunla işbirliği yapan Singapur, “Endonezya’da
terör kampları vardır” suçlamasıyla ülkeyi tehdit
ediyorlar! Singapur Başbakanı Lee Kwan Yew’in ağzıyla; “Singapur’u
tehdit eden terörün başı Endonezya’da bulunuyor”
iddiasını ileri sürüyorlar. Adı geçen başbakan bu cümleyi,
18 şubat 2002’de sarf etmişti.
Amerika
ve işbirlikçileri bu yaptıklarıyla yetinecekler mi?
Asla!..Endonezya onun isteklerine olumlu cevap verene kadar,
tehditlerine devam edecektir. O, maslahatı doğrultusunda
tanımladığı terörle mücadele yasalarının çıkarılmasını
talep ediyor. Nitekim; “Amerika’nın yanında yer almayan
terörizmin yanında yer almıştır.” diyor!
Evlatlarımızı Amerika yargılasın diye, tutuklamamızı
istiyor. Bütün bu girişimler, Amerika ve kafir işbirlikçilerinin
İslam’a saldırmak için öngördüğü faaliyetlerdir. Kaldı
ki bunu Bush’un; “Bu bir haçlı savaşıdır”
şeklindeki sözünde de görmekteyiz.
Ey
takva sahibi Alimler!
Siz
Amerika’nın ortak ve işbirlikçilerine, şeytani
desiselerine ve dininiz üzerine kurdukları bu egemenliğe
razı mısınız!? Neyin hak, neyin batıl, neyin hayır, neyin
şer olduğunu Amerika’nın size öğretmesine rıza gösterecek
misiniz!? Halbuki Amerika yeryüzünün en şerlisidir. Nitekim
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Ehl-i
kitaptan kafir olanlar ve müşrikler cehennem azabında ebedi
kalacaklardır. Onlar yeryüzünün en şerli mahluklarıdır.”
[Beyyine 6]
Müslüman
kardeşleriniz haksız yere öldürülüp ve onlardan en faal
olanlar tutuklanırken, öylece susacak mısınız?! Onların
dininize, Rabb’inize, Resulünüze ve ümmetinize karşı
yaptıkları savaşlarından, sizi kendilerine uşak ve
işbirlikçi yapmalarından memnun musunuz??!
Kaldı
ki size düşen, dininizin ahkamına dört elle sarılmanızdır.
Böylece halkın yozlaştığı dönemlerde bile, Allah sizi
bundan korumuş olur. Bozulmuş olan halkın nazarında
garipsenebilirsiniz. Sakın cin ve insan kılıklı şeytanlara
kanıp, dininizi dünya metaına satmayın! Zira Allah (cc);
“Ey
insanlar! Şüphesiz Allah’ın vaadi haktır. Dünya hayatı
sizi aldatmasın ve o aldatıcı da Allah’ın affına güvendirip
sizi kandırmasın. Çünkü şeytan sizin amansız bir düşmanınızdır,
siz de onu düşman sayın. O kendisine uyan taraftarını ancak
ateş ehlinden olmaya çağırır.” [Fatır 5-6]
İmam
Kurtubi’nin bu konuda; “Şeytan insanı Allah’tan
uzaklaştıran ve O’na karşı çıkmaya teşvik eden her
şeydir.” şeklindeki tespiti ne kadar yerindedir! Buna göre
Amerika ve ortakları Allah’a karşı gelmektedirler. Hatta
terörle mücadele adı altında, Allah’a Rasulü’ne ve çeşitli
Müslümanlara karşı savaş ilan etmişlerdir. Allah (cc)’nun
şu sözünü hiç mi düşünmüyorsunuz?:
“Onların
kinleri ağızlarından dökülen sözlerinden belli olmuştur.
Gönüllerinde sakladıkları ise daha büyüktür. Eğer
aklınızı kullanıyorsanız size ayetlerimizi muhakkak açıklamışızdır.”
[Al-i İmran 118]
Bütün
bunlardan sonra onların sizi ve ümmetinizi şaşırtmaya müsaade
edecek misiniz?!
Ey
fazilet ve takva sahibi Alimler!
Sırf
dininizin hükümlerine sarıldığınız için, onların sizi
terörist olarak nitelendirmeleri sizleri üzmesin! Zira Allah
(cc) Rasulü’ne; “Onların sözleri seni üzmesin! Şüphesiz
bütün izzet Allah’ındır.” [Yunus 65] şeklinde hitap
etmiştir. Öyle ise bilin ki; izzet bütünüyle Allah’ındır,
Amerika ve işbirlikçilerinin değil!... Evet, Amerika’nın dünya
kamuoyunu şaşırtan hilesi ortaya çıkmıştır. O barış ve
güvenliği sağlamak için uğraşmıyor. Aksine Müslümanların
servetlerini çalmak için, İslam ile savaşıyor! Onun
akıbeti daha önce gelmiş geçmiş, Ad ve Semud kavimleri gibi
olacaktır. Kur’an’da zikredildiği gibi, bu kavimler de
taşkınlık yapıp fesadı yaymışlardı. Allah (cc) şöyle
buyurdu:
Görmedin
mi Rabbin ne yaptı Ad kavmine, ülkelerde benzeri yaratılmamış
olan İrem şehrine, yontulmuş kayaları vadiye getiren Semud
kavmine, kazık gibi dikilmiş piramitlerin sahibi Firavun’a.
Zira onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler.
Bulundukları yerlerde kötülüğü çoğalttılar. O sebepten
dolayı Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.
Çünkü Rabbin her an gözetlemededir. [Fecr 6...14]
Ey
takva ehli Alimler!
Ümmetinizi
kafirlerin egemenliğinden, içine düştüğü zilletten ve
onlara musallat olan küfür ahkam, düşünce ve nizamından
kurtarma fırsatı elinize geçmiştir. Seçkin İslam
şeriatını tatbik ederek, Müslümanları başlangıçtaki
izzet ve şerefine kavuşturmak ve düşman karşısında Müslümanların
saflarını birleştirmek için, ihlaslı bir şekilde çalışan
kardeşlerinizin yanında yer almanın zamanı gelmiştir.
İslam’ın dünyaya liderlik yaparak, insanlığı
kapitalizmin zulmünden kurtarma zamanı gelmiş çatmıştır.
Bu Rasulullah (sav)’in kurulacağını müjdelediği Raşidi
Hilafet Devleti ile gerçekleşecektir. Zira Rasulullah (sav) şöyle
buyurmuştur:
“...Sonra
da nübüvvet metodu üzere hilafet olacaktır.” [Ahmed b.
Hanbel] Zamanımızda ve ellerimizle Raşidi Hilafet Devleti’nin
kurulmasını nasip ederek, Müslümanların izzet ve şerefini
iade etmesini Allah’tan niyaz ediyoruz. Allah bizi rızasına
uygun amel işlemeye muvaffak kılsın.
Allah’ın
Selamı ve rahmeti üzerinize olsun!
|