Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti’nin Ramazan Bayramı Dolayısıyla Yayınladığı Türkiye Müslümanlarına Kutlama Mesajıdır

 Ey Türkiye Müslümanları!

Sizleri İslam’ın sıcak selamıyla selamlıyoruz. Es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuhu.

Mübarek Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimizle tebrik ediyor, Mevla’mızdan bu bayramı hayır ve rahmet kılmasını diliyoruz. Müslümanların içinde yaşadıkları bu vahim durumdan ve Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya ve diğer kafir devletlerin hegemonyasından tam manasıyla kurtulması için Rabbimizin yardımını diliyoruz. Kendilerine hükmeden küfür nizamlarına son verip Allah’ın Kitab’ı ve Rasulü’nün Sünneti’ni uygulama konumuna getirecek, kafir devletlerin kuklası olmuş bu zalim yöneticileri alaşağı edip Müslüman ülkeleri tek bir devlet çatısı altında birleştirecek, mikrobik yahudi varlığına son verecek ve de İslam’ın hidayet ve nur ışığını dünyaya taşıyacak olan Raşidi Hilafet Devleti’ne yeniden kavuşmak için Müslümanlara kendi katından aziz bir zafer ile ikramda bulunması için Alemlerin Rabbine yalvarıp yakarıyoruz!

Fakat ne yazık ki, bu tebrikimiz buruk bir tebriktir. Çünkü ne Rabbimizin razı olduğu İslami bir hayat yaşayabiliyoruz ne de kafirlerin bize ve dinimize yönelik vahşiyane saldırılarına engel olabiliyoruz. İçinde bulunduğumuz bu zamanda ne kadar acıdır ki, tümüyle İslam’a ve Müslümanlara muhalif işler yapılmakta, hükümler çıkartılmakta ve inançlarımıza acımasızca saldırılmaktadır. Dahası dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan birçok kardeşlerimiz zulüm ve katliam içerisinde ezilmekte, hapishanelere tıkılmakta, çeşitli zulümlere maruz kalmaktadır.

Müslümanlar Afganistan’da, Keşmir’de, Çeçenistan’da, Irak’ta, Filistin’de, Özbekistan’da ve diğer müslüman memleketlerde bunca eziyet ve musibetler altında eziliyorlarken ve Allah’ın dininden uzak bir hayat yaşıyorlarken, nasıl olur da büyük bir rahatlık içerisinde huzurlu bir bayram geçirebiliriz? Nitekim İslam’ın şerefli kumandanı Selahaddin Eyyubi, Kudüs toprakları kafirlerin necis ayaklarıyla kirlendiği bir halde kendisini gülmekten uzak tutmuş ve Kudüs kurtuluncaya kadar güldüğü veya sevinçli bir an geçirdiği görülmemiştir. Şimdi nasıl olur da Müslümanlar bundan çok daha vahim bir durumda iken, bizler bu bayramı gülerek ve eğlenerek kutlayabiliriz?

Ey Muhterem Müslümanlar!

Müslümanlar Ramazan ayını taat, teheccüd ve Kur’an okumakla geçirirler. İşte bugün de Ramazan coşkusu içinde oruç ile gece namazlarıyla ve diğer ibadetlerle Rablerinden amellerini kabul buyurması ve kendilerini Ramazanın bereketinden faydalanmış kullarından eylemesi için yalvarmaktadırlar.

Müslümanların Ramazan’da kendisine kulluk ettikleri O Allah (cc) bütün aylarda kendisine kul olunmaya müstehak olandır. Siz Müslümanlardan, bu kerim taat ve ibadet ayından sonra Allah (cc)’ya yaklaşmanızı ve Allah (cc)’nın bütün hayatınızı ve davranışlarınızı düzenleyen bir sistem getiren ve gerçekten insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olmanız için sizi yükselten bir din göndermiş olduğunu idrak etmenizi istiyoruz.

Zira İslam Ümmeti’nin başına gelen tüm bu feci olaylar; Müslümanların, Allah ve Rasulü’nün yolunu izlemekten ve Allah’ın kendileri için seçtiği İslam Dini’ni O’nun bulunmasını istediği konuma yükseltmekten başka herhangi bir çarelerinin olmadığını apaçık bir hakikat olarak göstermiştir.

Nitekim İslam, asla her gün tekrarlanan ibadetlerden oluşan sadece manevi bir din olmamıştır. Tam aksine devletin yönetimi ile dünyaya hakim olmaktan tutun da eziyet veren bir engeli yoldan kaldırmaya kadar insanın bütün hayatını düzenleyen bir nizam olmuştur. Rasulullah (sav)’i devleti için başkan yapan bir din olmuştur. Zira Allah (cc) Rasulullah (sav)’e şöyle hitap etmiştir:

Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma! Allah’ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmamalarına dikkat et. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah ancak günahlarının bir kısmını onların başına bela etmek ister. İnsanların bir çoğu da zaten yoldan çıkmıştır. Yoksa onlar cahiliyye yönetimini mi istiyorlar!? İyi anlayan bir toplum için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim vardır? [Maide 49-50]

Müslümanları, devlet yönetiminde Rasulullah (sav)’e halifeler yapan din olmuştur. Nitekim Rasullulah (sav) şöyle buyurdu:

İsrail oğulları Nebiler tarafından yönetiliyordu. Her bir Nebi vefat ettiğinde ardından bir diğer Nebi geliyordu. Muhakkak ki, benden sonra Nebi gelmeyecektir. Fakat halifeler olacaktır. Hem de çok halifeler gelecektir. [Muslim rivayet etmiştir]

Müslümanları, bu devlet yoluyla İslam’ı ve hidayeti tüm dünyaya ve insanlara taşımakla mesul tutan bir din olmuştur. Bunun için İslami fetihler genişlemiş ve İslam Fransa’ya, Çin’e, Afrika’ya ve hatta Endonezya’ya kadar ulaşmıştır. Bundan dolayı İslam Devleti yani Hilafet Devleti dünyada birinci devlet idi. Öyle ki bütün diğer devletler bütün icraatlarında Hilafet Devleti’ni dikkate alır, ona göre hareket ederlerdi. İster Müslüman ister kafir olsun bütün insanlar, yaşadıkları beldelerde yöneticilerinin zulmünden ve sistemlerinin tasallutundan hep ona sığınmışlardı.

Ey Türkiye’deki Müslümanlar!

Raşidi Hilafet Devleti’nden, onu kurmanın ve kurmak için çalışmanın farziyetinden söz ettiğimizde, bütün İslam Ümmeti’nden bunu anlamalarını ve buna göre çalışmalarını istediğimizde, ulaşılması imkansız hayaller veya kuruntulardan söz etmiyoruz. Nafile bir ibadetten veya zorunlu olmayan bir iyilik yapmaktan da bahsetmiyoruz. Bilakis bu Allah’ın emrettiği farzların en üstünüdür. Sahabiler (ra) bunun farz olduğunda ittifak etmişlerdir. İslam Ümmeti de bu farzı Rasulullah (ra)’den, sahabilerden ve tabiinden içerisinde hiçbir şüphe olmayan tevatür yoluyla almışlardır. Bunun farz olduğunda da hiç kimse ihtilafa düşmemiştir. Bugün içerisinde bulunduğumuz durum açıkça göstermektedir ki, ümmet her hangi bir zamanda bu durumu değiştirmeye ve bu devleti kurmaya muktedirdir. Zalim yöneticilerin ümmetten olan korkusu, ümmetin onlardan olan korkusundan daha fazla hale gelmiştir. Batılı devletler de İslam’ın sebep olduğunu çok iyi idrak ettikleri bu korkuyu dikkate alır hale gelmişlerdir. Zira İslami fetihlerin izleri, başkanlarının zihinlerinde hâlâ mevcuttur ve de fetihlerin somut eserleri hâlâ ülkelerindedir ve her gün gözlerinin önündedir.

Evet! Şüphesiz ki İslam Ümmeti bu içler acısı durumunu değiştirme kuvvetine sahiptir. Nitekim bu durumu değiştirmeyi ümmetin üzerine farz kılan Allah (cc), kendisinin rızasını kazanmak amacıyla olduğu ve kendisinin gösterdiği metodu takip ettiği sürece bu ümmeti yardımsız bırakmayacaktır. Ümmetin yapması gereken tek şey, bu durumu değiştirmek için doğru metodu izlemesidir. Bizler bu metodu bir farziyet ve sorumluluk olarak yerine getiriyor ve Ümmetin bu metodu tam bir berraklıkla anlaması ve üzerinde yürümesi için çalışıyoruz. Ortaya çıktığımız ilk anda; Allah (cc) bizlere zafer nasip edene kadar ve İslam’ın ve Müslümanların izzetini görene kadar veya Allah’ın rızasına götüren bu yol üzerindeyken ölene kadar, bu metoddan kıl kadar ayrılmayacağımıza dair izzetin Rabbi olan Allah (cc)’ya yemin ettik.

Ey Kerim Kardeşlerimiz!

Size Ramazan’da ibadet ve taatı farz kılan ve sizin de O’nun çağrısına icabet ettiğiniz O Allah (cc), Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmanız için çalışmayı da üzerinize farz kılandır. Yine içinde yaşadığınız şu feci durumdan kurtularak ayağa kalkmanızı her biriniz üzerine farz kılandır. Allah (cc)’nın indirdikleriyle yönetmeye muvaffak olmak için ciddi ve ihlaslı bir şekilde çalışan kardeşlerinize yardım etmeniz de farzdır. Zira Allah (cc) sizin Rabbinizdir ve O’nun hükümleri değişmedi ve kesinlikle değişmeyecektir. Bunun için Rabbinizin çağrısına icabet ediniz ve üzerinize farz kıldıklarını yerine getiriniz. Şunu biliniz ki; Allah (cc) sizin için iki hayat seçmiştir: Dünyada İslam Akidesi ve İslam Nizamı gölgesinde aziz ve şerefli bir hayat, Ahirette de Allah’ın Rızası ve Rahmeti gölgesinde eşsiz ni’metler ve ebedi cennet hayatı... Allah’ın sizin için seçtiği bu iki harika hayatı reddetmeyiniz! Allah’a yönelin, O da yardımını size yönlendirsin ve size izzet ile zafer versin.

Bu vesileyle tüm Müslümanların mübarek Ramazan Bayramlarını tekrar tebrik eder, bu mübarek bayramın tüm İslam Ümmeti’ne hayırlar getirmesini ve önümüzdeki Kurban Bayramını hep birlikte Raşidi Hilafet Devleti çatısı altında kutlamayı nasip etmesini Alemlerin Rabbinden niyaz ederiz.

Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun!

Ey iman edenler! Allah ve Rasulü sizi, size hayat veren şeye davet ettikleri zaman icabet edin! Ve bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer. Ve siz muhakkak O’nun huzurunda toplanacaksınız. Bir de öyle bir fitneden sakının ki, o içinizde sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz. Biliniz ki Allah’ın azabı şiddetlidir. [Enfal 24-25]

 

Hizb-ut Tahrir

H. 01 Şevval 1423

Türkiye Vilayeti

M. 05 Aralık 2002

 

Yukarı