Aşikârdır
ki, Irak’ın asil topraklarını istila ve saldırı için
savaş davullarının çalındığı bir dönemde bir araya
geliyorsunuz. Yine bu saldırının bir neticesi olarak on
binlerce Müslümanın katledileceği de gayet sarihtir. Ayrıca
iktidar için ümitsizce koşturuyor olmanız da endişe
vericidir. Tüm bunlar, sizin Amerika ve Britanya’nın teşebbüslerini
gerçekleştirmenizle son bulacaktır. Eğer siz bunu
yaparsanız, yüksek kıymetleri ve yüce ilkeleri feda
edenlerden olacaksınız. Britanya’da bulunan Hizb-ut Tahrir
mensupları olarak, dikkatlerinizi şu noktalara yöneltmenizi
istiyoruz:
1.
Muhakkak ki, sizin tayininiz arkasında liderliğini Amerika
ve İngiltere’nin yaptığı sömürgeci kâfir devletler
bulunmaktadır. Ümmetin diğer parçalarında olduğu gibi,
sizin tayininizde de Irak halkına danışılmadığı gibi
onların herhangi bir tercihleri de söz konusu değildir.
Üstelik kapitalist devletler sizi, İslam topraklarının
diğer parçalarındaki müfsid yöneticilerinde olduğu gibi
halk üzerine baskı ve zorbalıkla gönderdi. Hiçbirinizin
otoritesi Ümmete dayanmamaktadır. Bundan dolayı sizler
şimdi bir karar vermek zorundasınız: Ya Ümmetin siyasi
maslahatlarını gerçekleştireceksiniz, ya da sömürgeci
kâfir devletlerin siyasi maslahatlarına hizmet ederek
hıyanet yolunu takip edeceksiniz.
2.
Sizi finanse eden, gelişmenize yardım eden ve kaynaklarla
sizi besleyenler, liderliğini Amerika ve Britanya’nın
yaptığı sömürgeci kâfir devletlerdir. Onlar sizin
gerçek siyasi efendileriniz olmak istiyor ve onların gerçek
siyasi köleleri olmadıkça hiçbir şeye karar verememenizi
arzu ediyorlar. Bu nedenle onlara sadakat gösterip mes’uliyet
yüklenerek ihanet yolu üzerinde yürümeyin! Bilakis bu değerli
Ümmetin evlatlarının güvenilir ve kuvvetli koruyucusu
olmanız gerekir.
3.
İslam toprakları hakkında yapılan birçok devletlerarası
konferanslarda olduğu gibi, bu konferanslarda da detaylar sömürgeci
devletler tarafından planlanmaktadır. Sizin hazır
bulunmanıza, konferansın gündemine, önemli kararlara ve
kapanış açıklamalarına başka yerde değil, özellikle
Washington ve 10 uncu Downing caddesindeki bulunan İngliz Hükümet’ten
karar verilir. Başkan Bush’un özel temsilcisi Zelmay
Halilzad ile sizlerden bazılarının hazır bulunduğu 3
Aralıktaki bir toplantıdan sonra, CNN tarafından ismi
verilmeyen bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisinden
yapılan şu alıntı sebepsiz değildi: “Muhalif
liderler, çok uluslu bir Irak görüşümüze kanaat
getirdiler .”
4.
Liderliğini Amerika ve İngiltere’nin yaptığı sömürgeci
kâfir devletler sizi, zorbalıkla ve kibirle takipçisi
olarak yapmanızı istedikleri birçok sebepten ötürü
getirdiler.
Birincisi
siz, bu Ümmetin diğer bozuk yöneticileri gibi, İslam
Hilafeti'nin yeniden kurulması, bu Ümmetin vahdeti ve Cihad
yoluyla Filistin'in kurtulması önünde bir ayak bağı
işlevi göresiniz diye getirildiniz.
İkincisi
siz, asil Irak topraklarını zayıf varlıklar halinde küçük
parçalara bölmek için Irak'ın (Afganistan’daki
gibi)"Loya Jirga"sı olasınız diye getirildiniz
ki; gelecekte Batılı hegemonyaya karşı ciddi bir meydan
okuma gerçekleşemesin.
Üçüncüsü
siz, Irak'ın hayati kaynaklarının Batı tarafından sömürülmesini
kolaylaştırmak için getirildiniz. Nitekim sizlerden bazılar,
Amerikan petrol şirketlerine sağlam teminatlar vermiştir.
5.
Amerika ve Britanya gibi mücrim müttefiklerinin, bölgeye
müteallik stratejik planlarını kolaylaştırmak için sizi
rahatlıkla kullandıklarının farkında değil misiniz?
Amerika'nın Körfez'de kalıcı bir varlık kurmaya çalıştığını
görmüyor musunuz? Hegemonyasını ilerletmek istediğini görmüyor
musunuz? Irak'ın petrol kaynaklarına gözünü diktiğini görmüyor
musunuz? Biz kesinlikle eminiz ki; siz bunların tamamını görmektesiniz.
Fakat siz bu Ümmetin tarafındaki aziz yol üzerinde
yürümezseniz, ekonomik kazanç ve menfaat uğruna suçsuz
binlerce insanın soğuk kanlı katili olup insanların
tarihinde en vahşi ve en canı milletlere bağlılık göstermiş
olursunuz .
6.
Birleşmiş Milletler'in 1990'larda uyguladığı
ambargoların bir sonucu olarak ölen 500,000 Iraklı çocuğu
ne de çabuk unuttunuz?! Bir diğer savaşın başlatılması
halinde, on binlercesinin değil, yüz binlercesinin ölüm
tehlikesi ile karşı karşıya kalacağının farkında
değil misiniz? Saldırıların harap edici etkileri sonucu,
enerji santralleri ve su arıtma tesislerinde meydana gelecek
tahribatlar ve kaçınılmaz hastalık artışları umurunuzda
değil mi? Biz kesinlikle eminiz ki; siz bunların tamamının
farkındasınız. Irak halkının kurtuluşu için çalıştığınızı
iddia etmenize rağmen, alakalarınızda sömürgecilerle
flört ediyorsunuz ki, bu sözlerinizle çelişmektedir.
7.
Sizin sömürgeci kâfirler tarafından organize edilmiş bu
konferansta bulunmanız; milliyetçiliği asabiyetçiliği ve
memleketin bölünmesini teşvik etmektedir. Amerika ve
Britanya, sizin mezhepler, kabileler ve etnik
farklılıklarınız hakkındaki konuşmalarınızı duymaktan
büyük mutluluk duymaktadırlar. Sizin farklı gruplara bölünmeniz
ve bu bayağı farklılıklar üzerindeki taraftarlığınız,
Ümmet arasına yakın bölgeciliğin yerleşmesine, sömürgecilerin
"böl ve yönet" siyasetine mutabık bir şekilde
parçalanmasına ve bu parçalanmışlığın korunmasına
yardım etti. Sizin Batı'dan kaynaklanan "siyasi
çözüm" teklifiniz, bu kopukluğun takviye edilmesine
ve bölünmüşlüğün daha da teşvik edilmesine yol açacaktır.
Bu nedenle, Lütfen bu gerici ve bayağı mefhumları
yaymaktan uzak durun!
Bunlardan
daha fazla noktalara değinebiliriz. Zira yazılabilecek o kadar
çok nokta var ki... Fakat şunu bilin ki, bu Ümmet
otoritesinin Amerika ve Britanya tarafından kolaylıkla gasp
edilmesine artık kabul etmeyecek ve tahammül
göstermeyecektir. İzzet ve kuvvet, Amerika veya onun müttefiklerinin
değil, bilakis Allah (cc)'nın elindedir. Amerika ve müttefiklerinin
İslam'a ve Müslümanlara yönelik savaşı, sahip oldukları
medeniyetlerinin ve sömürgeci dünya görüşlerinin ne kadar
çürük olduğunu gösterdi. Afganistan'a karşı savaş gibi
Irak'a karşı savaş da açıkça kanıtladı ki; Amerika ve müttefiklerinin
gayesi adalet ve güvenlik getirmek değil, bilakis sadece
İslam dünyasının servetlerini yağmalama ve sömürme
çabalarından ibarettir.
Şüphesiz
ki İslam kabileler ve ırklar arası farklılıkları
savunmayı ve buna davet etmeyi haram kılar. Nitekim Rasulullah
(sav) şöyle buyurdu:
Milliyetçiliği
bırakın. Zira o kokuşmuştur.
Irak’ı
Fars İmparatorluğundan kurtaran İslam ordusunun kumandanı,
Arabistan’dan bir Arap olan Saad bin Ebi Vakkas idi. Filistin’i
Haçlılardan kurtaran İslam ordusunun kumandanı, bir Kürt
olan Selahaddin Eyyubi idi. İslam Devleti’nde her gün ezan
okuma şerefi kazanmış ilk kişi, bir Habeşi olan Bilâl bin
Rebah’tı.Belli Mezheplere, kabilelere ve etnik gruplere
mensup olma kousu müslümanların bölümesine sebep olmamalıdır.Çünkü
ilk ve öncelikli olarak yalnız İslam’a ve onun aziz
kıymetlerine ve hükümlerine sadakatimiz ve bağlılığımız
olmalıdır. Farklı insanları tek bir nizam bünyesinde birleştirebilecek
olan laiklik değil, bilakis 1400 yıl boyunca olduğu gibi
yalnızca İslam’dır. Laiklik hem Batı’da hem de İslam
topraklarında insanları bir arada tutmakta hezimete
uğramıştır. Hem Müslümanlar hem de gayri müslimler
güvenlik ve adaletten mahrum bir hayata mahkum edilmişlerdir.
Ayrıca
siz sömürgecilerin siyasetleri değil, İslam’ın hükümleri
doğrultusunda hareket etmekle emrolundunuz. Sakın bu dünya
menfaatine karşılık dininizi satmayın! Allah (cc) bizi şöyle
ihtar etmektedir:
Ey
insanlar! Şüphesiz ki, Allah’ın vaadi haktır. Sakın dünya
hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (şeytan) da Allah
hakkında sizi kandırmasın! [Fatr 5]
Amerika
sizi saptırmaya azmetmiştir. Ancak onun
kuvveti gözlerinizi kamaştırmasın. İdeolojisi ne kadar
yalan ve çürük ise, esasen kuvveti de o kadar zayıftır.
Onun sonu, önceden yeryüzünde haddi aşan ve fesat yayan Ad
ve Semud’un sonu gibi olacaktır. Allah (cc) onlar hakkında
Kitab’ında şöyle buyurmaktadır:
Ad
kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar
ve: “Bizden daha kuvvetli kim vardır?” dediler. Onlar
kendilerini yaratan Allah'ın, onlardan daha kuvvetli olduğunu
görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi inkâr ediyorlardı.
[Fussilet 15]
Sadece
Irak’ta değil, aksine bütün bir Ümmet için İslam’ın
vakti gelmiştir. Vakit, dünya liderliğini yüklenecek ve
dünyayı kapitalist sistemin cürüm ve zulümlerinden
koruyacak olan İslam Devleti, Raşidi Hilafet’in vaktidir.
Bu, konferansınızda tartışacağınız ithal kapitalist gündemden
değil, bilakis İslam’dan yükselen yegane sahih ve meşru
çözümdür.
Bu
içten tavsiyemizi dikkate almanız için dua ediyoruz.
|