John
Stapleton, Avustralya’da ve Batı’da yasal (resmen hiçbir
ülke kabul etmiş değildir ve Hizb-ut-Tahrir hiç ülkeden
resmi çalışma talebinde bulunmamıştır) olarak çalışma
yapan Hizb-ut-Tahrir’in elemanlarının İslam’ı dünyaya
hakim kılmak için bir yol izlediklerini bildiriyor.
Bunun
sebebi çok açıktır: Tüm dünya devletleri Hizb-ut Tahrir’e
karşı alarma geçirilmişlerdir. Çünkü radikal İslamcı
(!), uluslararası siyasi bir parti olan Hizb-ut Tahrir hükümetlerin
hepsinin alaşağı edilmesi gerektiği görüşünü
benimsiyor. Satılmış Müslüman rejimlerinin ve çöküşte
olan kapitalist hükümetlerinin bölünmüş olan İslam
ülkelerini birleştirerek, Muhammed’in kurduğu temiz ve dürüst
olan İslam Devletine benzer bir devlet istiyorlar.
İslamcı
Kurtuluş Partisi olarak ta bilinen Hizb-ut Tahrir artık tüm
dünyada baş haber olarak yer almaktadır. On gün önce
Almanya polisi Frankfurt, Berlin, Hamburg ve Almanya’nın çeşitli
kesimlerinde terörizm karşıtı kanunları adı altında
grubun peşine düşme kararı aldı. Danimarka yönetimi,
Danimarka Hizb-ut Tahrir sorumlusunun, insanları yahudilere
karşı şiddete (!) yönlendirmesi için aldığı karar
üzerine bu partiyi yasaklamayı düşünüyor. Orta Asya
cumhuriyetlerinden olan Özbekistan fakirleşmiş halkının
aniden aşırıcılığa verdiği destek sorunu ile karşı
karşıya kalmıştır ve İngiltere’den bu partiyi bir terörist
organizasyon olarak nitelendirmesini istemektedir. İngiltere,
Hizb-ut-Tahrir’in yaptığı toplantılar, açıklamalar
geleneksel Ramazan ayı aktiviteleri ile gölgeledi. Avustralya’da,
bu grup için Federal Devletin gözetim altındaki
organizasyonlar listesinin en başına alınması için çağrı
yapıldı.
Bazı
uluslararası analizciler Hizb-ut-Tahrir’in, etnik ve
uluslararası bariyerleri aşarak etkin propagandası ile diğer
radikal İslamcı gruplardan çok daha güçlü olduğunu söylüyorlar.
İngiltere’deki
üniversiteli genç Müslümanlardan Taşkent’teki arka
sokaklara ve modern Sydney kenar mahallelerine kadar
yayılmışlardır. Grup internetle çalışması, eşleri
hapiste olan kadınlardan destek alması ve her iki cinse yüksek
seviyeli öğrenim ve geniş literatür sunması sonucunda daha
güçlü olmuştur.
Şiddete
baş vurmadan hükümetlerin yıkılmasını ve Hilafetin
kurulması için çalışan grubun İslami guruplarla bazı
ortak noktaları vardır. Hizb-ut Tahrir diğer militanların
gerilla taktikleriyle hem fikir değil, İslam devleti için
temel çalışmalarının toplumla iletişim şeklinde olması
gerektiğini benimsiyor. Peygamber Muhammed; Hilafet
kurulmadan evvel Müslümanların 73 fırkaya bölüneceklerini
ve bunlardan sadece bir fırkanın doğru olacağını söylemiştir.
Ve Hizb-ut-Tahrir bu doğru fırkanın kendisi olduğuna
inanıyor. (!)
Kendisini
1953’de İslam ideolojisi üzerine kurulmuş siyasi bir parti
olarak nitelendiren grup; Mısır, Ürdün ve Tunus dahil,
destekçilerinin 1988’de darbe girişiminde bulunmuşlardır.
Bu grup tüm Orta Asya’da yasaklanmıştır. Afganistan’ın
bombalanmasının ardından daha fazla baskıya uğrayan çok
sayıda grup üyesi cezaevine atıldı.
Partinin
kurucusu Şeyh Takiyyüddin en-Nebhani, Müslüman dünyasında
tek bir İslam devletinin kurulması, halife tarafından yönetilmesi
gerektiğine inanıyordu. Bu şekilde bir devletin insanları
kafir dünyasına karşı cihada hazırlayacağını
inanıyordu.
Sydney’de
Cuma günleri cami dışında bildiri dağıtan Hizb-ut-Tahrir
üyelerinin rahatsızlığa yol açtığı haberleri verildi. Bu
ayın başlarında Auburn’nun kenar mahallesinde bir toplantı
düzenlendi. 400 kişinin katıldığı toplantıda; Amerika’ya
Irak konusunda destek vermesinden dolayı Avustralya hükümetine
sözlü saldırılarda bulunuldu ve Irak’ın kaynaklarının
boşa harcandığını anlatıldı. Ayrıca İngilizce ve Arapça
dillerde sunulan konuşmalarda dikkatle dinleyen dinleyiciler;
entegre, multi-kültürleşme ve Batının İslam inancının
temizliğini kirletmek için yaptığı sinsi tehlikeli çalışmalara
karşı uyarıldılar. Kendilerini üstün görmeleri ve “İçinde
bulunduğumuz ve doğduğumuz sınırların doğruluğunu ve
yanlışlığını araştırmalıyız,” denildi. Onlara
kapitalist ülkelerin, baskı altındaki Müslümanların
sırtından geçindikleri anlatıldı. Konuşmacı: “Kapitalizmin;
insanlığa karşı acıması ve duygusu olmayan bir sistemdir,
barış hayalden ibarettir. Değerli kardeşlerim, İslam’a göre
2 farklı medeniyet, 2 farklı ideoloji ve bu iki ideolojinin
çarpışmasının kaçınılmazlığı vardır.Tarihte de görülmüştür
ki son çatışma İslam’la olan askeri bir çatışmadır. Haçlı
seferleri günümüzde dahi devam etmektedir. Gerçekler tüm diğer
ideolojilere karşı galip gelecektir.” dedi.
Bir
diğer konuşmacı: “Bizler öncelikle Müslümanlarız ve
Avustralya’da yaşıyoruz. Çocuklarımızı hayata öyle hazırlamalıyız
ki; İslam Devleti tekrar kurulduğunda İslam Devletine bağlı
ve sadık kalsınlar.”
Auburn’de
gerçekleştirilen toplantı, eylül ayının sonlarına doğru
ve “11 eylülden sonra Batıdaki Müslümanların rolü”
ismini taşıyan konferansın küçüğüdür. 9000 kişi
partinin dünyadaki liderlerini dinlemek için bir araya gelmişti
ve bu konferans Amerika’daki terörist saldırısından sonra
Batıdaki Müslümanların yapmış olduğu en büyük
konferanstır. Konferansta garip olan; bir konuşmacının
İslam’a girmiş olan bir Sydneyli olması idi. Bir Vietnam
askeri ve Avustralya ordusunda eski bir boks şampiyonu
olduğunu iddia eden Abdullah Michael Vivas “Problem veya
sakinlik” başlığı taşıyan bir konuşma yaptı. O
Vietnam’da : “Hayat kısadır” şeklinde bir düşünceye
vardığını söyledi. Konferansta sakinliğe İslam’a
sarıldığında eriştiğini anlattı: “Bu Kapitalist rüyasını
yaşamaya çalışmak hiçbir anlam taşımıyor. Kafirlerin
fiilleri bu dünyada ve ahirette hiçbir meyve vermeyecektir.”
dedi.
Militan
İslamcı gurupları yönetmede uzman, Cihad, İslam’ın Orta
Asya’da yükselmesi kitabının yazarı olan Ahmed Rashid,
Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerini; “günümüzde
dünyadaki İslamcı grupların en güvenlisi ve etkilisi”
olarak tarif etti. Rashid, gizli grubun başarıyla
ilerlemesinin sebebinin 1990’lardan beri unvanının
yayılması olduğunu yazıyor: “Teknoloji kullanımı,
internetten siteleri, belki başarısının bir kısmında
etkili olmuştur. Hizb-ut-Tahrir İngiltere’de faaliyet
göstermektedir. Organize ve öğrenci yetiştirme yönünden
etkin bir güce sahip. Orta-Asya’da harekatın liderleri bu bölgenin
darbe yapılmaya hazır olduğunu, bir veya daha fazla İslam
ülkesini kontrol altına alınacağını, ardından İslam dünyasının
kazanılacağını ve oradan Batıya geçebileceğini açıklıyor.”
diyor.
Üyeler
Allah tarafından Avustralya’ya dünya çapında bir İslam
devletini kurmak için getirildiklerine inanıyorlar. (!)
İrtica bakanlığının sözcüsü Philip Ruddock grubun yasal
(!) olduğu için Hizb-ut Tahrir üyelerinin Avustralya’ya
irtica etmelerinde bir engel olmayacağını söylüyor. Geçen
hafta hükümet yeni terörizm karşıtı kanunlar adı altında
dört organizasyon daha listeye alındı fakat bunların
arasında Hizb-ut Tahrir yoktu. Clinton başbakanlığı döneminde
tartışmalar sonucunda bu grup Birleşmiş Milletler güvenlik
konseyince terörist grup olarak nitelendirilmedi.
Avustralya’daki
görüş, Avustralya-İsrail ve Yahudi ilişkiler konseyini
etkileme yönündedir. Bakan Colin Rubenstein; “Hizb-ut-Tahrir’in
kışkırtıcı ve aşırıcı olduğunu ve gözetim altında
tutulan hükümetin guruplar listesinde en ön sırada
bulunması gerektiğini söylüyor. İslam konseyi sözcüsü
Jaber El-Gafi; “grubun şiddete karşı olduğunu ve
aşırıcı olarak nitelendirilmeyeceğini, Avustralya’da
dazlaklar ve diğer gruplar kendi metotlarına göre devletin yıkılmasını
savunuyorlar,” dedi.
Hizb-ut-Tahrir
sözcüsü partinin Bin Laden’le ilişkisi olduğu
iddialarını reddetti...
Dipnot:
Bizler yazarın iddia ettiği gibi Hizb-ut-Tahrir’in ana
merkezinin ve para merkezinin olmadığına dikkat çekmek
istiyoruz. Parti Batı dünyasına İslam devleti kurulabilecek
bir bölge olarak bakmıyor. Batıdaki parti üyeleri İslam
ideolojisinin davasını taşıyorlar ki; Batıya İslam’ı
kapitalizm sistemi yerine bir alternatif olarak sunmakta bu
davetten bir parçadır. Bu dava sadece fikri çalışmayla
sınırlıdır....
Hizb-ut
Tahrir
Pakistan
sözcüsü
Hilafet:
John Stapleton imzalı, 22/11/2002 tarihli Avustralya
basınında Hizb-ut Tahrir’i konu edinen bir makale
yayınlandı. Bu makaleden bazı bölümlerini siz okurlarımıza
sunmak istedik. Bu yazının tümünü İngilizce metin olarak WWW.Khilafah.com.pk
web sitesinde bulabilirsiniz.
|