-Bir
Karşılaştırma Denemesi-
Allah
(Subhanehu ve Teala) bir ayet-i kerimesinde, şöyle buyurmaktadır:
“ Her
şeyden de çift çift yarattık ki, düşünüp öğüt alasınız.”
[Zariyat 49]
Müslümanların
başında bulunan yöneticilerin özellikleri ile köpeğin
özellikleri birlikte düşünüldüğünde, Allah (Subhanehu ve
Teala); bu yöneticiler ile köpekleri birbirinin çifti olarak
mı yarattı demekten, geri duramazsınız. Öyle ki; sanki
birbirlerinin farklı formlardaki iki hali gibidir.
Aralarındaki en önemli fark ise, birinin diğer insanlar gibi
bir insan olması, diğerinin de diğer hayvanlar gibi bir
hayvan olmasıdır.
Şimdi
bu özelliklerin, ne olduğuna bakmanın zamanı geldi. Bu
özellikleri, ayet ve hadislerle örneklemek gerekir ki; bu
alçakları hala başlarında tutmaya devam eden Müslümanların
akıllarını başlarına almaları için çarpıcı bir etken
olsun.
1-
Sadakat
Köpek :
Bilindiği köpeklerin en önemli özellikleri sahiplerine olan
bağlılıklarıdır. Köpeğin bu özelliğini bilen Ashab-ı
Kehf’in de yanlarında bulunan, hatta mağarada bile
kendilerinden ayırmadıkları bir köpekleri vardı. Rabbimiz
Kur’an-ı Kerim’in Kehf suresinde, onlardan ve yanlarında
bulunan köpekten, bizleri haberdar etmektedir. Gerçekten de
köpekler, kendilerini evinin bekçisi yapan, kendisini besleyen
ve kendisine zarar vermeyen kimselere sadakatiyle cevap verir,
gücünü o kimseyi ve o kimsenin mülkiyetini korumaya adar.
Yönetici:
Bugün Müslümanların başına musallat olmuş yöneticiler
de aynen köpekler gibi kusursuz bir sadakate sahiptirler.
Kendilerini topraklarımızın ve servetlerimizin başına geçiren,
kendilerine kredi ve yardımlar veren ve saltanatlarının
devamı için kendilerini koruyan, sömürgeci kafir
efendilerinin bu jestine karşılık; sadakatlerini
esirgememekte ve sahip oldukları tüm güçlerini onların
emirlerini yerine getirmek için harcamaktadırlar. Kendilerini,
İslam’ın ve Müslümanların düşmanı olan sömürgeci
kafir efendilerinin hegemonyasını sürdürmeye adarlar.
2-
Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in, Ebu Hureyre
(Radiyallahu Anh) kanalıyla şöyle buyurduğu rivayet
edilmiştir: "Köpek
besleyen bir aile yoktur ki, her gün rızklarından iki kırat
eksilmemiş olsun…"
Köpek:
Görüldüğü gibi Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in
ifadesiyle, köpek besleyen ailenin rızkından her gün belli
bir miktar kesilmektedir.
Yönetici:
Aynı şekilde, bu köpek yöneticileri besleyen ve başında
tutmaya devam eden toplumun rızkından da belli bir miktar
kesilmektedir. Bugün Müslümanların üzerinde bulunduğu
ülkelerin tamamı, ekonomik kriz yaşamakta ve açlık, sefalet
ve borç batağında debelenmektedir. İşte nedeni, bu köpek
tiniyetli yöneticilerdir. Öyleyse yapılması gereken; bu köpekleri
kapımızdan kovmaktır. Onların yeri, kendileri gibi köpek
olan efendilerinin yanıdır.
3-
Yine Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in, Ali bin Ebu
Talib (Radiyallahu Anh) kanalıyla şöyle buyurduğu rivayet
edilmiştir: “İçerisinde
resim, cünub ve köpek bulunan eve (rahmet) melekleri girmez.”
Köpek:
Yine anlaşıldığı gibi, Efendimiz (Sallallahu Aleyhi
Vesellem); içerisinde köpek bulunan bir eve rahmetin veya
rahmet meleklerinin girmeyeceğini bildirmektedir.
Yönetici:
Aynı şekilde, bu köpek yöneticilerin içerisinde bulunduğu
bir toplumda da ne rahmet kalır ne de rahmet melekleri gelir.
Yine bugün Müslümanların üzerinde bulunduğu ülkelerin
neredeyse tamamında sosyal çalkantılar, cinsel sapıklıklar,
cinayetler, hırsızlıklar, boşanmalar, aile içi kaoslar ve
akıl almaz pislikler, bu köpeklerin içimizde bulunması
nedeniyle dehşet verici oranda yayılmıştır.
4-
Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) yine Ebu Hureyre
(Radiyallahu Anh) kanalıyla rivayet edilen bir hadiste şöyle
buyurmaktadır: “Melekler,
içinde köpek ve çan bulunan kafileye arkadaşlık etmezler.”
Köpek:
Gayet açıktır ki bu hadiste de Efendimiz (Sallallahu
Aleyhi Vesellem); meleklerin, köpek bulunan bir kafileye,
yolculukları esnasında refakat etmeyeceğini ifade
buyurmuştur. Demek ki, herhangi bir seyahate çıkıldığında
yanımızda hiçbir köpek bulunmamalıdır.
Yönetici:
Hal böyle iken; bu ümmet başında ve yanında bu köpek
yöneticiler bulunduğu halde geleceğe nasıl seyahat etmeyi düşünüyor.
Zamana, ölüme, hesap gününe doğru başladığımız bu
seyahatimiz sırasında, yanımızda bu köpekler varken, onların
bu esnada bizi koruyacaklarını ve onlar sebebiyle haydut
saldırılarından emin olduğumuzu nasıl düşünürüz?
Böyle yapmakla (bu köpeklerle korunalım derken) Rabbimizin
korumasını ve bize liderlik etsin diye tayin ettiği
koruyucuyu terk etmiyor muyuz? Efendimiz (Sallallahu Aleyhi
Vesellem) bir hadis-i şerifinde; “ İmam
(halife) kalkandır. Onunla korunulur ve onun arkasında
savaşılır.”
buyurmaktadır. Öyleyse bizim gerçek korumamız, bu hain ve
uşak yöneticiler değil; önce Rabbimiz sonra da onun
gösterdiği Halife’dir. Bu durumda Müslümanların korunmak
ve düşmanlarına karşı savaşmak için bu köpeklerden
kurtulup, Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasına yardım
ederek, kendileri için kalkan ve mızrak olacak Halife’yi
başlarının tacı kılmalıdırlar.
5-
Saldırı
Köpek:
Bilindiği gibi; köpek kendisine zarar verildiği an saldırgan
bir hal alır. Bu durum özellikle kuduz köpeklerde daha çok
belirgindir. Kuduz köpek, kaptığı hastalık ve virüsün
verdiği zarar ile canının yandığını hisseder ve
ölümünün yaklaştığını anlar. İşte bu andan itibaren
anlaşılmaz bir saldırganlık ile önüne gelen her canlıya
alabildiğine saldırır ve ölürken adeta onların da
kendisiyle beraber ölmesine istercesine mümkün, olduğunca
zarar vermek ister.
Yönetici:
Aynı şekilde, bugün Müslümanlara musallat olmuş kiralık yöneticiler
de, Müslümanların uyanışını ve İslam Devleti’nin
yakın olduğunu hissettikleri an kuduz bir köpek gibi,
çevresindeki azgın çetesi ile birlikte, kendisinin sonunu
getireceğini açıkça gördüğü, İslam’a ve İslam
davetini taşıyan samimi Müslümanlara karşı, her taraftan
saldırmaya başlar. İşte, kuduz köpek Amerika’nın Müslümanların
bağrını hançerlemesi, Özbekistan, Tacikistan, Pakistan,
Türkiye, Suriye, Ürdün, Libya, Suudi Arabistan ve Tunus gibi
ülkelerde Müslümanların toplanması, tutuklanması,
izlenmesi, işkence edilmesi, yakınlarına eziyet edilmesi,
İslami mefhumların çarpıtılması, Müslümanların ve
İslami kurumların terörist (!) olarak fişlenmesi, İslam’ın
gerici olarak nitelenmesi, Müslüman kadınların örtülerine
saldırılması, işte tüm bunlar ve bunlara benzer aşağılıkların
tamamının şiddetle ve ısrarla sürdürülmesinin tek nedeni;
bu kuduz köpek psikolojisidir. Kuduz köpeğin varlığı,
aynen bu yöneticilerin Müslümanların başında bulunması
gibi, ciddi bir toplumsal tehlikedir. Çaresi de ancak onun
gebermesini sağlayacak olan, Raşidi Hilafet mermisini
ateşlemektir. Bugün Müslümanların elinde, İslam silahı
bulunmaktadır. Onun mermileri olan gayretli dava adamları,
şarjöre yerleşmişlerdir. Mermiyi ateşleyecek olan mekanizma
(İslami bir kitle) de hazır ve sağlamdır. Tek bir hareket
kalmıştır o da: İslam ümmetinin elinde bulunan silahın
tetiğine basmasıdır. Muhakkak ki; ümmet bu tetiği harekete
geçirecek güce sahip olduğu gibi, Allah kendisine elbette
yardım edecektir. Yeter ki; bu ümmet ancak Allah (Subhanehu ve
Teala)’ya güvenip, sadece O’na dayansın.
6-
Her ne kadar bu hain ve alçak yöneticilerin yaptığı
hayvanlıklar, bir köpeğin yapmaktan haya ettiği kadar
rezilce olsa da, Rabbimiz bizlere sırf ibret ve ders olsun
diye, bu hayvanı mı yarattı demek yanlış olmaz. Öyle ki;
köpekler dile gelse kesinlikle; “ben
bu hayvanlıkları yapmam”
diyeceklerdir. Adamın biri; “İnsanları tanıdıkça,
kedileri daha çok seviyorum” demiş. Bu sözü duyunca
insanın; “Yöneticileri tanıdıkça, köpekler daha
sevimli görünüyor” diyesi geliyor. Muhakkak ki; Allah
en güzel karşılaştırmayı yapandır:
“Dileseydik elbette
onu, bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya
saplandı ve hevasının peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin
durumu gibidir. Üstüne varsan dilini çıkarıp solur,
bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi
yalanlayan toplumun durumu budur. Bu kıssayı anlat; belki düşünürler.”
[A’raf 176]
|