22 Şubat Cuma
günü bir MOU imzalayarak, İran-Hindistan arasında
yerleştirilecek ve Pakistan üzerinden geçecek olan bir petrol
boru hattının inşasını üstlenmek suretiyle Pakistan
Yönetimi; Hindistan’ın sınıra dev bir ordu yığdığı ve
halen savunma bütçesini %35 oranında artırmayı düşündüğü
bir zamanda; Hindistan’ın enerji problemlerini çözmek ve
Hindistan’ın askeri ve endüstriyel yeteneklerini
güçlendirmek için çalışmaktadır. İslam, müslümanların
topraklarını işgal eden ve İslam’a karşı açıkça savaş
açtığını ilan eden, bu tip ülkelere yardım sağlamayı
haram kılmıştır.
Hem
Pakistan hem de İran yönetimleri, girişimlerinin sadece
ticari yönüyle ilgilendikleri için, Hindistan’ın muazzam
bir stratejik avantaj elde etmesinde azimlidir. Projeyi
ekonomiye zenginlik ve bölgeye barış getirecek bir proje
olarak tanımlayan Ticaret Bakanı Abdul Rezzak Davud
tarafından konuyla ilgili açıklama (bahanesi) akıllıcaydı.
Ekonomik menfaatleri, ümmetin güvenliğinin önüne geçirmek;
İslam dünyasındaki tüm rejimlerin standart (alışageldikleri)
uygulamalardan biri olarak görünmektedir. Muhakkak ki;
Pakistan Yönetimi’nin Amerika’nın Afganistan savaşında
destek verdiği, ABD askerinin Pakistan toprakları üzerinde
kalmaya hala devam ettiği, aşırılık (İslam ve müslümanlar)
ile mücadele ettiği ve tüm bunları, 1 milyar dolarlık
şartlı yardım için yaptığı apaçık ortadadır. Müşerref’in
daha önce Pakistan halkına söylediği şekliyle böyle bir
mantık, Pakistan’ın nükleer gücünü zararsız hale
getirmek için ekonomik menfaatleri öne sürmekten ibarettir
ki; bu onun, Hindistan’ın bir parçası haline gelse bile,
Keşmir meselesinden vazgeçtiğini ifade etmektedir. Muhakkak
ki; bu ihanetin ücreti sadece, Ümmetin düşmanlarının
yararına olacaktır.
Tüm
bu anlatılanlardan, İslam dünyasında bulunan mevcut yönetimlerin,
İslam’ı ve Ümmeti korumaktan aciz ve uzak oldukları
anlaşılmaktadır. Eğer onlar İslam’a karşı samimi
olsalardı, en azından bunu yapabilselerdi, ümmetin düşmanlarının
petrol ve doğalgazı hortumlamalarının önünü kesselerdi;
sadece bunu yapmakla, onların dizlerinin ümmetin önünde
çökmesi sağlanırdı. Raşidi Hilafet Devleti’nde ise;
liderlik / Halife, İslam’a sadık olacaktır. Ümmetin
servetleri ile kaynaklarını, yalnızca İslam’ın ve İslam
Ümmeti’nin hayrına ve menfaatine kullanacaktır. Bunların
heder olmasına asla izin vermeyecektir.
|