Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

Siz, İnsanlar İçerisinden Çıkartılmış En Hayırlı Ümmetsiniz [Al-i İmran 110]

  Müslümanların kararsız ve karanlık hayatı görüp geçirmeleri üzerinden neredeyse seksen yıl geçti. Vakıanın bu hale gelmesinin temel sebebi, İslam topraklarında Müslümanlar üzerine musallat olmuş ajan yöneticilerdir. Onlar Allah’ı razı etmek için değil, bilakis sömürgeci haçlıların azgın ihtiraslarını doyurmak için koltukları işgal ettiler. Tacikistan’ın başkanı ve onun çevresindeki zümre de aynı cinstendir. Onların ihaneti ve İslam’a ve Müslümanlara, bilhassa İslam’a davet edenlere verdikleri zarar, artık hiç kimse için bir sır değildir. Bizatihi (Tacikistan Devlet Başkanı) Rahmanov İslam Ümmeti’nin bir evladı olmakla birlikte, Hizb-ut Tahrir üyelerini teröristler, bölücüler ve aşırılar olarak damgalamakta, [LA'İLAHE İLLELLAH MUHAMMEDERRASULULLAH] ’ı tüm diğer şeylere üstün kılmak için olduğu kadar İslam Şeriati ve Bayrağı altında tüm Müslümanları birleştirmek amacıyla İslam Daveti’ni yüklenenleri, sırf bunun için tutuklamaktadır. İslam’a ve Müslümanlara yönelik böylesi bir düşmanlığın asli sebebi, onun efendilerini memnun etmesi arzusu üzerine kuruludur. Onu, Allah [Subhanehu ve Teâlâ]’ya ve O’nun emirlerine karşı yürüten şey, tam olarak işte bu arzusudur.

O, bu cürümleri işlemek için Amerika, İngiltere, İsrail ve Rusya gibi sömürgeci devletlerin desteğini almaktadır. Ayrıca yardım ve hayır organizasyonları maskesi altına gizlenmiş değişik misyonerlerin varlığı ile alıştıra alıştıra kendilerini Müslümanlara, insanların yardımcıları olarak sunmaktadırlar. Bu misyonerler kiliseler inşa etmekte ve Müslümanları imanlarından saptırmaya yönelik kitaplar ve bildiriler dağıtmaktadırlar. İmansız Amerika ve müttefikleri, üzerimize hakim olmaya ve bizlere neyin doğru neyin yanlış, neyin helâl neyin haram olduğunu öğretir hale gelmeye başladılar. Bundan da öte, İslam Ümmeti’nin evlatlarını kendi ülkelerine gönderen, tamamen İslam’a ters olan yanlış ve bozuk alâkalar ile olduğu kadar milliyetçilik ve vatancılık ile onların zihinlerini bulandıran “değişim programları” hazırlayarak okullara ve yüksek öğrenim kurumlarına çengel atmaktadırlar. Böylece şerir entrikalarını gerçekleştirmektedirler. Tarih binlerce kez ispat etti ki; yahudiler ve nasraniler İslam’ın ve Müslümanların azgın düşmanlarıdırlar. Onların düşmanlığı ta İslam’ın inzâl edildiği ilk günden itibaren meydana çıkmıştır. Onun içindir ki, bu düşmanlığın varlığı katiyyen sona ermeyecektir. Ta ki onlar İslam’ı imha edinceye yahut Müslümanları kendi dinlerine inandırıncaya kadar...

Sen onların dinine tâbi olmadıkça, ne yahudiler ne de nasraniler senden razı olurlar! [Bakara 120]

Hakikaten onların İslam’a olan düşmanlıkları bunaltmaktadır. Onun içindir ki, üzerimize kapitalizmin, demokrasinin ve diğerlerinin kanunlarını, şöyle diyerek empoze etmektedirler: “Bunlar İslam üzerine kuruludur ve hiçbir alanda onunla ters düşmemektedirler.” Bununla beraber onların vakıası şu ki; bunlar küfür nizamları ve kanunlarıdırlar. Halbuki bunlara inanmak ve bunlara göre problemleri çözümlemek Müslümanlara Haramdır. Her şeyin Yaratıcısı [Subhanehu ve Teâlâ] İslam dışında herhangi bir dini veya kanunları kabul etmeyi yasaklamıştır. Allah [Subhanehu] şöyle buyurmaktadır:

Her kim İslam’dan başka bir din arıyorsa, (bilsin ki) ondan böyle bir din asla kabul edilmeyecektir. [Al-i İmran 85]

Yine Allah [Subhanehu ve Teâlâ] Müslümanlara, işlerini onlara inzâl ettikleri ile yönetmelerini emretmektedir:

Aralarında Allah’ın inzâl ettikleri ile hükmet! [Maide 48]

Bunun da üzerinde, O [Subhanehu ve Teâlâ] Müslümanlar arasında mevcut olabilecek tüm problemlerin ve ihtilafların da inzâl ettikleri ile ele alınmasını, çözülmesini emretti:

Hayır! Rabbine and olsun ki, onlar aralarında çıkan ihtilaflarda seni hakem tayin etmedikçe iman etmiş olmazlar. [Nisa 65]

Ey Müslümanlar!

Siz insanlar içerisinden çıkartılmış en hayırlı ümmetsiniz. Kâfirlerin hükmü altında hayat sürmek ve onlara karşı böylesine rezil bir konumda oturmak ve onların fikirlerini, çözümlerini ve kanunlarını uygulamak, size yakışmaz. Size yakışan şey, tek bir Halife’nin bayrağı altında tüm İslam topraklarını birleştirmek, İslam Şeriati’nin hükümlerini uygulamak, onu davet ve cihad ile hidayet ve nur olarak tüm dünyaya yaymak, yek vücut olarak Amerika ve müttefiklerine göğüs germek ve İslam bayrağı gölgesinde onlarla savaşmaktır.

Ey Tacikistan’ın Müslümanları!

Bu büyük ümmetin ayrılmaz bir parçası olarak sizler, İslami hayat yolunu geri getirmek üzere İslami Hilafet’i ikame etmek için çalışmalısınız. Bu büyük görevi yerine getirmek için ise, sizin aranızda bu görevi gerçekleştirmek amacıyla çalışan Hizb-ut Tahrir üyelerine katılın! Kâfirler durdurmaya çalışsalar bile, muhakkak ki Hilafet, hayata geri dönecektir. Onun dönüşü; Allah [Subhanehu] tarafından emredildiği üzere Müslümanlar için farzların zirvesi olmasına ilaveten, Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] tarafından da önceden haber verilmiştir:

...Sonra da Nübüvvet (Peygamberlik) Metodu üzerine (Raşidi) Hilafet olacaktır.

Müslümanların ve kendi devletlerinin koruyucusu ve liderinin mahrumiyeti sebebiyle içerisinde düştüğü hıyanet ve fesatlıktan dünyayı kurtarmak, artık bir zaruret olmuştur. 

  Hizb-ut Tahrir

H. 05 Rabi’us Sani 1424

Tacikistan

M. 05 Haziran 2003

 

Yukarı