Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

Hizb-ut Tahrir'den Açıklama

 06/06/2003 günü Rus emniyet teşkilatı, Moskova'da bir tutuklama operasyonu başlattı. Üç gün bekledikten ve genel tutuklama operasyonu yapmak için plânladıkları vakit geldikten sonra, Rus emniyet teşkilatı 09/06/2003 günü Moskova'da 121 kişinin tutuklandığını açıkladı. Sonra operasyon sırasında çekilmiş ve içerisinde patlayıcıların, Hizb-ut Tahrir beyannamelerinin ve Hizb-ut Tahrir'in İslam Nizamı kitabının bulunduğu fotoğrafları yayınladılar. Açıktır ki patlayıcıların, beyannamelerin ve İslam Nizamı kitabının hep birlikte sergilenmesindeki maksat; patlayıcıların, emniyet teşkilatının tutukladığı Hizb-ut Tahrir gençlerine ait olduğunu göstermekti.

Sonra Rus medyası, Rus emniyet teşkilatının resmi sözcüsü tarafından yapılan bir açıklamayı yayınladı ki, o Hizb-ut Tahrir'in terörist eylemler gerçekleştirme hazırlığında olduğunu iddia ediyordu. Sonra sözcü, bazı detaylar verme yoluna gitti ve Hizb'in terörist şebeke bağlantısı olduğunu söyledi. Yine emniyet teşkilatının, bu şebekeden olan şahısların peşine düşmek için özel bir birim kurduğunu ifade etti. Rus hükümeti, daha önce 14/02/2003 tarihinde Hizb-ut Tahrir'i terörist örgütler listesine yerleştirme kararı almıştı.

Biz eminiz ki Rus hükümeti, Hizb-ut Tahrir'in maddi faaliyetler gerçekleştirmeyen siyasi bir hizb olduğunu, dahası Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] tarafından gösterilmiş bulunan metoda bağlı olarak, İslami Raşidi Hilafet'i kurmak üzere çalıştığını, tam bir bilinç ile bilmektedir.

Yine biliyoruz ki; patlayıcıların getirilmesi, bunların Hizb'in kitaplarının ve beyanlarının yanına konulması ve hepsinin birarada gösterilmesi, hiç kimseyi aldatmayacaktır. Böylesi bayağılıklar, artık bilinir oldu ve inandırıcılığını kaybetti. Daha önce, diğer hain ve zorba yöneticiler de bu yöntemi denemişlerdi. Özbekistan'ın zorba diktatörü Kerimov, onlardan biridir. Onlar ortaya sürdükleri yalan ve aldatmadan ibaret olan zoraki ve şeytani yorumlamalarla, bombalama faaliyetlerini Hizbe atfetmeye çalıştılar.

Rusya'nın bu iftiralarının arkasındaki itici gücün ne olduğunu tam olarak bilmekteyiz.

Rusya, Hizb-ut Tahrir'in uğrunda çalıştığı ve davette bulunduğu Hilafet'in geri dönüşünden korkmaktadır. Rusya, Hilafet Devleti'nin; Osmanlı Hilafet Devleti'nin son dönemlerine doğru işgal ettiği topraklarda, Müslümanlara karşı yaptığı katliamların, zulümlerin, sömürgeciliğin ve işgalin hesabını göreceğinden korkmaktadır. Üstelik bunun dışında, mesela Kafkasya ve Tataristan'da olduğu gibi, Rusya'nın doğrudan veya dolaylı faaliyetleriyle eza ve cefa altında halâ acı çeken müslümanlar bulunmaktadır. İslami Batı Türkistan cumhuriyetlerinde ve çevresinde, ordusunu ve nüfuzunu nasıl kullandığını beyan etmeye ise lüzum yoktur. Rusya bütün bunların hesabının kendisinden Hilafet Devleti tarafından sorulacağından korkmaktadır. Hilafet'i kurmak için çalışan Müslümanlara karşı yürütülen operasyonun perde arkasındaki itici güç işte budur!

Muhakkak ki, Hizb-ut Tahrir'in maddi eylemler yapmayan siyasi bir hizb/parti olması, insanları Hizb hakkında saptıran ve aldatan Rus emniyet teşkilatının sözcüsü tarafından çok iyi bilinen bir meseledir. Keza, Hizbin gençlerinin tutuklanması ve neşriyatının patlayıcılar ile birlikte sergilenmesi; kitlelerin özellikle fikir ve siyaset adamlarının nezdinde Hizbin vakıasını değiştirmeyecektir. Tam aksine, bu sadece Rus medyasının ve onun diğer teşkilatlarının itibarını zedeleyecektir.

Kendisine değer veren herhangi bir devletin teşkilatları, bildirilen yanlış bir haberin doğruluğunu araştırma yoluna gider. Acaba Rus güvenlik teşkilatı ve medyası; bilhassa istihbarat teşkilatlarının kitaplar ve beyannamelerle beraber patlayıcılar yerleştirdiğini kesinlikle bildikleri halde, Hizb-ut Tahrir'in kitapları ve beyannameleri ile birlikte sergilenen patlayıcıların varlığına ilişkin olarak ilan edilen haberin doğruluğunu araştıracak mıdır?

  Hizb-ut Tahrir

H. 14 Rabi’us Sani 1424

M. 14 Haziran 2003

 

Yukarı