Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

-Basın Açıklaması-

 Hizb-ut Tahrir

Sudan Resmi Sözcüsünün Bürosu

Allah, sizden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız bana ibadet eder ve hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]

Tutuklamalar

29.06.2003 Pazar günü emniyet kuvvetleri, Hartum, Umdurman ve Hartum Bahri’de Hizb-ut Tahrir’in gençlerinden bazısının tutuklanmaları için bir operasyon düzenledi. Tutuklamalar, Hizb tarafından yayınlanan “Self-Determinasyon: Bir Hak mı Yoksa Bir Cürüm mü?” başlıklı beyanname gerekçesiyle yapıldı. Bu beyannamede Hizb, Meşakus Anlaşması’nın çerçevesinde dile getirilen ve Amerika’nın bir anlaşmada bulunmak için uğraştığı self-determinasyonun ayrılma anlamına geldiğini beyan etti. Bunu toprakları ve halkı bakımından sadece Sudan için değil, bilakis aynı anda bir bütün olarak İslam Ümmeti için de en tehlikeli tekaddümlerden biri olarak değerlendirdi. Bunun sebebi şudur: çünkü bu isyancılara; Sudan’ı parçalama ve ondan Güneyini koparma ve orada bir Nasrani Devleti kurma hakkı vermektedir.

Geniş ölçüde dağıtılan beyanname, John Garang ve hareketine ayrılmaları için fısıldayanların aynı zamanda, diğer bölgelere de ayrılmalarını fısıldayanlar olduğunu açıklığa kavuşturdu. Buna marjinalize edilmiş bölgeler [Nube Dağları, Doğu Sudan, Güney Mavi Nil ve Darfur] denilen şey ile işaret edildi.

Şüphesiz ki, self-determinasyon hakkı ayrılma hakkıdır. Bu, ülkenin parçalanmasına ve birliğinin dağılmasına liderlik edecektir. Aziz Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’in şu kavline binaen bu, İslam Şeriati’nde haram kılınmıştır:

İşleriniz bir adam üzerinde birleşmiş iken, her kim gelir de cemaatinizi (birliğinizi) parçalamak isterse, onu öldürün!

Beyannamede, laikliğe (dinsizliğe) karşı duran ve ister alenen isterse zımnen olsun onları (yöneticileri) ondan (anlaşmadan) geri çekilmek için zorlamaya çağıran tüm kesimlerden insanların; hırsla yutsun diye Sudan’ı bölmeyi ve onu kolay lokmalara parçalamayı amaçlayan bu Amerikan komplosuna engel olabilecekleri açıklandı. Bu ise, hükümetin onunla ileri gitmede ısrar etmesi veya meseleyi referanduma götürmesi halinde, anlaşmanın reddedilmesiyle başarılabilir.

Tutuklu şebabın sayısı sekize ulaştı. Sonra sorgulanmalarının ardından dördü serbest bırakıldı. Bu beyannamenin yazıldığı sırada, kalan dördü bilinmeyen bir yerde tutuklu bulunmaktadır. Onlar şunlardır:

1. Şeyh / Vida’ah ‘Ali Huseyn, Yaş: 65

2. Öğretim görevlisi / ‘İsa Babekr, Yaş: 45

3. Halid Suleyman, Yaş: 37

4. Öğretim görevlisi / en-Nezir Muhtar, Yaş: 30

  Hizb-ut Tahrir

H. 01 Cumadiye’l Ulâ 1424

‘Ali Sa’id ‘Ali (Âbu’l Hasan)

Sudan Resmi Sözcüsü

M. 01 Temmuz 2003

 

Yukarı