Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

İşgalci Kâfirin Emri Üzerine Irak İçin Bir Anayasa Benimsemek, Ayıplanacak Bir Cürümdür

  Amerikan yöneticisi ve Irak işgalcisi Bremer, (Temmuz’un 5’indeki) basın toplantısında, görevi “anayasal bir konferans”a davet etmek olan bir yönetim konseyi şekillendirdiğini ilan etti. Sonra konuşmasında anayasanın “kendisinin herhangi bir müdahalesi olmaksızın, Iraklılar tarafından yazılacağını” ve bir Irak anayasası yazımını, herhangi bir baskı veya zorlama olmaksızın devletlerarası uzmanlar tarafından desteklenen seçilmiş Iraklı şahsiyetlere emanet edeceğini vurguladı. Sonra vurguladığı ve yoğunlaştığı anayasanın Iraklılar tarafından kendi serbest iradeleri ile yazılması noktasına binaen, konseyi ve anayasası için hazırlık yapmak üzere malum bazı nüfuz sahibi Iraklı tarafları ziyarete koyuldu. Amerikan medyası ve bu kanaatteki diğerleri, Amerikan adaleti ve özgürlüğünün bir delili olarak addedilen bu harekete yönelik övgüler yağdırdılar. Yine sonra bu, Blair’in hayranları ve yardımcıları ve onlara katılan ikiyüzlüler tarafından da tekrarlandı.

Ey Irak’ın Müslümanları!

Amerikan yöneticisi ve işgalcisi tarafından onaylanan bir Irak anayasası yazmak için Bremer’e bağlanmak, birkaç açıdan büyük bir cürümdür:

Birincisi; Müslümanların anayasası bilinmez değildir. Bilakis malumdur ve insanların Yaratıcısı ve işlerinin Düzenleyici tarafından takip edilmek üzere emredilmiştir. Bu Allah [Subhanehu ve Teâlâ]’nın Kitâbı ve Rasulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’in Sünneti’dir. Her kim onları reddederse, Alemlerin Rabbi olan Allah [Subhanehu ve Teâlâ]’yı inkâr etmiştir:

Hayır! Rabbine and olsun ki, onlar aralarında çıkan ihtilaflarda seni hakem tayin edip sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (ona) tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar. [Nisa 65]

İkincisi; İnsanın kendisi için yasamada bulunması, Allah’tan başka ilah edinmesi demektir. Bu, Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’in şu ayet-i kerimeyi tefsirinde beyan edilmiştir:

Onlar rahiplerini ve hahamlarını, Allah’tan başka rabler ittihaz ettiler. [Tevbe 31]

Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar, Helâl ve Haram’ı kanunlaştırmada onları kabul ettiler ve bunda onları takip ettiler. Bu, Allah’ın yanında ilahlar olarak onları ilah edinmek ile aynıdır. Bu ise, birincisinden daha büyük bir cürümdür. İster Iraklı olsun isterse olmasın tüm insanlar için, Allah’ı yasamadan mahrum etmeleri caiz değildir. Yasama (teşriî) yalnızca Allah [Subhanehu ve Teâlâ]’ya aittir:

Hüküm sadece Allah’a aittir. [Yusuf 40]

Üçüncüsü; Bu yasama, Amerikan yöneticisi ve Irak işgalcisinin izni ile Irak halkı için olacak ve onun tasdik etmesiyle, onlar üzerinde zorla kabul ettirme bulunmaksızın kendi tercihleri ile kendi anayasalarını yazmak üzere Irak halkına imkân tanıyan bir lütuf olacaktır! Bu, Irak’ı ve halkını rezil etmek isteyen Amerikan hegemonyasını ifade eden büyük bir cürümdür.

Ey Irak’ın Müslümanları!

Mesele, işgalci Kâfir Amerika’nın -sizin tercihiniz olsun veya olmasın- bir anayasaya yazmak için size izin vermesi gerektiği meselesi değildir. Bilakis el altındaki mesele, bizatihi işgaldir, onun kaldırılması ve def edilmesi meselesidir. Bu mesele sizin anayasanızda şöyle ifade edilmiştir:

Ve Allah, kâfirler için mü’minler aleyhine asla bir yol vermeyecektir. [Nisa 141]

Bu size; zehir kusmaktan başka hiçbir şey olmayan işgalin gereğince davranmanızı, onu kabul etmenizi veya onların zorladıkları yada teklif ettikleri şeylere bağlanmanızı değil, tam aksine işgale direnmenizi emretmektedir. Üstelik şimdi bu yayılmayan bir zehirdir. Öyleyse mesele; ister zorlama isterse tercih şeklinde olsun, anayasa konusunda Bremer ile bir tartışma yapmak hakkında değildir. Fakat mesele, kendi aranızda işgale nasıl bir son vereceğinizi ve sonra kararlılık ve ciddiyetle bunu nasıl tatbik edeceğinizi tartışmak hakkındadır.

Ey İslam Topraklarındaki Müslümanlar!

Irak’taki Hizb-ut Tahrir; sizden Irak’ı ve halkını desteklemenizi ve onları zalim Amerikan kuvveti ve onun küstahlıkları ve aldatmacaları ile karşı karşıya bırakıp terk etmemenizi talep etmektedir. Siz büyük bir Ümmetsiniz, sizin barışınız tek bir barış ve sizin savaşınız, tek bir savaştır. İslam sizin bölünmenizden ve işgalci kâfirlerle karşılaşmada birliğinizin bulunmamasından nefret eder ki, bu konu Ümmete isabet eden felaket ve vehametlerin çoğalmasına yol açtı. Yahudilere karşı yalnız başına bıraktığınız Filistin halkından, Ruslara karşı yalnız bıraktığınız Çeçen halkından ve Hindulara karşı yalnız bıraktığınız Keşmir halkından bir ders almalısınız. Bunun yanında, Amerika, İngiltere ve onların yardakçılarına karşı da Afgan halkını yalnız bırakmıştınız. Bunların tamamı, Allah’ın Dini’ne karşı işlenmiş korkunç bir cürümdür. Sakın aynı tavrı Irak’a karşı da takınarak zinciri tamamlamayın!

Yöneticilerinizin ordularını onlara karşı harekete geçirmeyen Küffarın ajanları olduğunu ve onların kendi menfaatleri yüzünden buna bir engel olarak durduklarını söylemek üzere Allah katında kendiniz için hiçbir deliliniz olmayacaktır. Eğer Allah için samimiyetle harekete geçer ve Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘e karşı dürüst olursanız, sizler bu orduları harekete geçirebilir ve orduların harekâtı önünde engel olarak duran ve İslam’ın en üst zirvesini (Cihadı) iptal eden yöneticileri def edebilirsiniz. Siz bunu yapmaya muktedirsiniz. Sadece bu değil! Aynı zamanda ordularınızı harekete geçirecek, Müslümanların kendisiyle korunacakları ve onun arkasında savaşacakları Halifeleri tarafından yönetilecek olan İslam Devleti’ni, Raşidi Hilafet’i de kurabilirsiniz. Halife onlarla Irak’a ve diğer ülkelere doğru ilerleyecek ve gece-gündüz Amerika, İngiltere ve onların yardakçılarının zulümlerine maruz kalan yaşlıların, kadınların ve çocukların yardımına koşacaktır. O zamanda Allah [Subhanehu ve Teâlâ] semavi orduları arasında sizi de zikredecek ve siz hem bu dünya hayatının ve hem de Ahiretin şerefine ulaşacaksınız. İşte Irak’taki Hizb-ut Tahrir sizin desteğinizi talep ediyor. Peki icabet edecek misiniz?

  Hizb-ut Tahrir

H. 10 Cumadiye’l Ulâ 1424

Irak Vilayeti

M. 10 Temmuz 2003

 

Yukarı