Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

Münker ve Menfur Bir Cürüm

  Receb’in ilk Cuma gününde Cuma salahının ardından, Müslüman alimlerden biri, Seyyid Muhammed Bakır âl-Hakim’in ustaca bir suikastle katledilmesi cürümü işlendi. Birçok Müslüman yaklaşık yüz kişi, yüzlerce yaralıya ilaveten onunla beraber katledildi.

Gerçekleştirilen bu cürüm, derinden üzüntü verici bir cürümdü. Fakat bu fiile derin bir bakış ile bakıldığında, bunu plânlayan ve gerçekleştirenin çok şiddetli ve kederlendirici bir eyleme kastettiği açığa çıkar.

Biz daha önce Müslümanların, dakik bir anlayışla uyanık olmalarını ve bütünüyle ciddiyet göstermelerini istediğimiz şeyler konusuna değinmiştik. Öyle ki, onlar bu tiksindirici fiili plânlayan ve gerçekleştirenlerin tuzağına düşmesinler:

1. Bu cürüm, bir Müslüman tarafından gerçekleştirilmiş olamazdı. Nitekim Cuma salahından sonra, Cuma gününde icra edildi. Mümkün olduğunca fazla mü’min katlolsun diye muazzam miktarda patlayıcılar ile gerçekleştirildi. Buna binaen, bu ancak ve sadece İslam’a ve Müslümanlara karşı şiddetli kin besleyen bir kâfir tarafından gerçekleştirilebilirdi.

2. Bu cürüm Allah’ın Evleri’nden birinde ve Allah için olan dinî bir ibadetin ardından işlendi. Bundan dolayı böyle bir cürümün, böyle bir zaman ve mekânda, Allah’ın Evleri’ni umursamayan insanlar dışında, yani Allah’ın, Rasulü’nün ve mü’minlerin düşmanları olan kimseler haricinde biri tarafından gerçekleştirilmesi mümkün değildir.

3. Bu katliam, hiçbir engelleyici tedbir almayan veya bunu önlemek için herhangi bir girişimde bulunmayan işgalci kâfirlerin gözleri ve kulakları önünde Müslüman alimlerin Irak’ta ilk kez cinayet ve suikastlara maruz kalmaları değildir. Bu da gösterir ki, böylesi eylemler olayların rotasını, işgale karşı direnmekten Müslümanların birbirleriyle meşgul olmasına ve aralarında fitne oluşmasına dönüştürmek için Irak’taki işgal kuvvetlerinin arzusundan uzak değildir.

4. Katliamın gerçekleştirilme üslubu, bunu yapanların profesyonel olduklarına işaret etmektedir. Hedeflenen alimin bulunduğu mescidden ayrılanların yolu üzerine bombalarla doldurulmuş arabaları yerleştirdiler. Arabalar tam da onun çıkış anında muazzam bir kuvvet ve hassasiyetle infilak etti. Katliamın üslubu ve çeşidi, faile işaret etmektedir. Filistin’deki, Keşmir’deki, Bosna’daki, Çeçenistan’daki, Afganistan’daki ve Irak’taki Müslümanların katledilmesi bağlamında yapılan ve gerçekleşenlerin tetkik edilmesi, böylesi katliamların yalnızca birtakım fertlerce gerçekleştirilmediğini kanıtlamaktadır. Bilakis bu failleri (tetikçileri) toplayan, programlayan ve onlara koruma sağlayanlar, İslam’dan ve Müslümanlardan nefret eden Kâfir devletlerdir.

Ey Müslümanlar!

Yukarıda beyan edilenlere bakıldığında, bu cürümü plânlayan ve işleyenlerin; Müslümanlar arasında fitne oluşturmak ve küffara karşı düşmanlık yapacaklarına, Müslümanlar arasında düşmanlık oluşturarak onları işgalcilere direnmekten uzaklaştırmak istedikleri açığa çıkmaktadır.

Ey Müslümanlar!

Hizb-ut Tahrir -Irak Vilayeti- sizi, İslam’dan ve Müslümanlardan nefret eden düşmanların tuzağına düşmemeniz için uyarmaktadır. Zihinlerinizin, bu cürümü işleyenler hakkında şüpheye düşmesine izin vermeyin! Bunun faillerini küffarın safları, İslam’ın ve Müslümanların düşmanları arasında arayın! İşgalciler önünde tek bir çizgi halinde durun ve onları kendinize dost olarak değil, düşmanlar olarak görün! Onlar Allah [Subhanehu ve Teâlâ]’nın bildirdiği gibidirler:

Düşman onlardır. Onlardan sakının! [âl-Munafikun 4]

Müslümanların alimlerinden birine ve onun kardeşlerine karşı işlenmiş bu menfur (iğrenç) cürüm, sizin için aydınlatıcı olsun. Ta ki gerçek kardeşler olasınız:

Mü’minler ancak kardeştirler. [âl-Hucurat 10]

Ta ki, İslam’dan nefret eden düşmanların boğazında Mü’minlere karşı alçak gönüllü (şefkatli ve merhametli), kâfirlere karşı izzetli (sert ve şiddetli) [âl-Mâ’ide 54] dikenler olasınız.

Muhakkak ki, Hizb-ut Tahrir -Irak Vilayeti- sizi davet etmektedir. Öyle ki, Ey Müslümanlar, bu cürüm sizi güçlendiren kuvvetli bir idrak uyandırsın ve saflarınızı parçalayan bir fitneyi tahrik etmesin. Sizi birbirinize karşı değil, bilakis düşmana karşı yüz yüze gelmeye sevk etsin.

İşte bu kendisiyle uyarılsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir. [İbrahim 52]

Ve şüphesiz biz Allah içiniz ve şüphesiz yeniden O’na döneceğiz.

  

  Hizb-ut Tahrir

H. 02 Receb 1424

Irak Vilayeti 

M. 30 Ağustos 2003

 

Yukarı