Allah,
sizden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden
öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde
Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde
hakim kılacağını, bu korku durumlarını güvene çevireceğini
vaâdetti. Zira onlar yalnız bana ibadet eder ve hiçbir şeyi
bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte
onlar fasıkların ta kendileridir.[Nur
55] -
25.09.2003
Perşembe günü Usman Muhammed Taha liderliğindeki hükümet
heyeti ile John Garang liderliğindeki isyancıların heyeti,
Kenya’nın Nifâşa kentinde, İntikal Müddeti boyunca
güvenlik düzenlemeleri dedikleri şey üzerine bir anlaşma
yaptılar. Bu düzenlemeler, ülkenin ve halkın birlik ve güvenliğini
tehdit eden noktalar içermektedir. Şöyle ki, bunun bir
güvenlik düzenlemeleri üzerine olan bir anlaşma olarak
değil, bilakis güvenlik tehditleri üzerine olan bir anlaşma
olarak isimlendirilmesi daha muvafıktır. Bu anlaşmanın
tehlikeli yönleri aşağıdaki gibidir:
1. Ordu
kaidelerinin değiştirilmesi. 6. bentte aşağıdaki
şekilde bahsediliyor: “Referandum oylaması birlik lehine
olursa, tarafların Müşterek Kuvvet Birlikleri esasına
ilaveten sonraki Sudan İntikal Müddeti ordusu esası üzerine
ortak bir askerî kaide (doktrin) geliştirmesi gerekir.
İntikal Müddeti süresince (Güney’deki) SPLA [John Garang’a
bağlı Sudan Halk Kurtuluş Ordusu], (Kuzey’deki) SAF [Sudan
Devleti’ne bağlı Sudan Silahlı Kuvvetleri] ve (hem Kuzey
hem de Güney’deki) Ortak Birlikler, bu ortak kaide üzerine
bina edilecektir.”
Bugünkü
ordu, Müslüman bir ordudur. Böylece Müslüman ordu ile aynı
ve ona eşit olacak şekilde ğayri muslimler için bir ordu
olacaktır. Müslümanlar ile ğayri-muslimlerin eşit olarak
paylaşacakları bu ortak kaide, ordunun İslami karakterinden
uzaklaşmasını, İsrail’e olan düşmanlığının
kaldırılmasını ve ülkedeki Amerikan menfaatlerini korumasını
hızlandırmaktan başka bir şey olmayacaktır.
2. Bölünmeyi
sağlamlaştırma ve buna yönelik tertibat ve hazırlık.
Bu da şöyledir:
a)
İsyancıların ordusunun devlet ordusundan ayrı
tutulmasından ve ona da eşit muamele edilmesinden 1.
bendin B fıkrasında şöyle bahsediliyor: “Barış
anlaşmasının bir parçası olarak ve savaşın sona
ermesi maksadıyla, Taraflar her iki kuvvetin, SAF ve SPLA’in
İntikal Müddeti boyunca ayrı kalmaları gerektiğinde ve
ayrıca her iki kuvvetin İntikal Müddeti boyunca Sudan
Ulusal Silahlı Kuvvetleri olarak eşit olarak
değerlendirilmesi ve davranılması gerektiğinde mutabık
olmuşlardır.”
Bu
ise, şeytani İngiliz plânıdır. 1910’da Owen olarak
bilinen yönetici, genel vali Reginald Wingate’e Afrika’da
İslam’ın yayılmasına karşı bir bariyer olarak hizmet
edecek Nasranilerden müteşekkil bir ordu şekillendirmesini
talep eden bir mesaj göndermişti. İngiliz yönetimi, Sudan
Ordusu’nu 1917’de bölgeden geri çektiği ve ekvatoral
kolorduları silahlandırdığı zaman bunu tam olarak
yapmıştı. Şimdi bu komplo, ayrılmayı temin etmek için
Güney Sudan’ın bütünü üzerinde kontrolün ele
geçirilmesinde Amerika, İngiltere ve Kiliseler Konseyi
tarafından desteklenen isyancıların ordusunun
kuvvetlendirilmesi ile tamamlanmaktadır.
b)
Ordunun Güney Sudan’dan geri çekilmesinden 2. bendin B fıkrasında
şöyle bahsediliyor: “Müşterek Birimler’de görevlendirilenler
hariç, şu anda Güney’de görevlendirilmiş SAF
kuvvetlerinin geri kalanı, İntikal Müddeti öncesinin başlangıcından
itibaren 2,5 yıla kadar ve devletlerarası gözlem altında
01.01.1956 Kuzey/Güney sınırında yeniden görevlendirilmelidir.”
Bunun
anlamı şudur: Güney’in güvenliği, orduda temsil edilen Müslümanların
elinden alınacak ve isyan ordusunda temsil edilen küffara
verilecektir.
c)
Sudan Ordusu’ndan güneylilerin terhis edilmesinden de 2.
bendin D fıkrasında şöyle bahsediliyor: “SPLA, SPLA
askerlerinin terhis edilmesi ile birlikte Güney Sudan
Hükümeti’nin çeşitli kurumlarında tutulmuş olup şu
anda Güney Sudan’da SAF bünyesinde hizmet veren Güney
Sudanlıların terhis edilmesini savunmaktadır.”
3. Yeni
bir savaş hazırlığı. 4. bendin C fıkrasında Cibal-un
Nube (Nube Dağları) için 6000 ve Güney Mavi Nil için 6000
askerlik müşterek bir kuvvetin şekillendirilmesinden
bahsedilmektedir. Bunun anlamı bu bölgelerdeki ihtilafın sürdürülmesidir.
Bu ise, isyancıların lideri Garang’ın 16.04.1994’teki
Şekdum Konferansı’nda şu dediğini tasdik etmektedir: “İsyancıların
çarpıştığı savaşın birinci merhalesi, 13. enlemli Kuzey
paralelinde bulunan bölgenin ilhakına yönelik bir sınır
savaşını müteakiben 01.01.1956 sınırları ile birlikte Güney
Sudan’ı kurtarmak için savaşmaktır.” Bu bölgelerin
bu şekilde terk edilmesinin anlamı, sözde sınır savaşına
hazırlık yapmaktır.
4.
Sudan’ın Kurtuluşu için Genel Ordu adı altında yürüyen
1500 kişilik ağır silahlarla silahlandırılmış bir ordu
varlığı yoluyla Hartum içerisinde iç savaşın fitne
tohumlarını ekmek için! Bunlar ne biçim güvenlik
düzenlemeleridir!?
Muhakkak
ki güvenlik düzenlemeleri, Allah [Subhanehu ve Te'âlâ]’ya
icabet ederek, O’na ve Rasulü [SallAllahu
Âleyhi ve Sellem]’e tamamen itaat ederek gelecektir.
Allah [Subhanehu ve Te'âlâ] şöyle buyurdu:
Şimdi
eğer biliyorsanız (söyleyin), iki fırkadan hangisi güvende
olmaya daha lâyıktır? İman edip de imanlarına herhangi bir
zulüm bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve
onlar hidayet bulanlardır. [âl-En’am 81-82]
|