Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

İslam Şiddeti ve Militanlığı Yasaklar

Hizb-ut Tahrir İslam Devleti’ni Kurmada Selim Bir İdeolojik Mücadeleye İnanır

  Son zamanlarda İslam’ı ikame etmenin, toplumda militanlığa ve şiddete başvurmak anlamına geldiği şeklinde bir sanı bulunmaktadır. Bu da kısmen İslamî metodu yanlış anlayan ve İslam’a karşı fanatik propaganda yapan birtakım fertler ve gruplar nedeniyledir.

İslam Yegâne Çözümdür

Hizb-ut Tahrir, toplumda gerçek değişim için çabalayan İslamî bir partidir. Biz inanıyoruz ki İslam, İslam Devleti (Hilafet) yoluyla kurulmasına ihtiyaç duyulan Allah [Subhanehu ve Teâlâ]’dan gelmiş tek sahih ideolojidir. Hizb-ut Tahrir, Ümmeti yeniden canlandırma çalışmasına 50 yıl önce, Müslüman alemi ve bu çöküşünün arkasındaki sebepler üzerine yaptığı derin ve kapsamlı bir araştırmanın ardından başladı. Aynı zamanda bir Sistem olarak kapsamlı bir İslam, ve İslam ile değişim getiren metod araştırması yürüttü.

Şu anda bizler insan yapımı Kapitalist Yönetim Sistemini, materyalist (maddeci) ve kişisel menfaat değerleri ile birlikte, kör bir şekilde benimsedik. Bu insan yapımı bozuk sömürgeci ideoloji toplumumuza yalnızca sefalet getirdi. Bu yüzden çalışmamızın amacı bu bozuk yönetim sistemini değiştirmek ve zulümden uzak yeni bir İslamî Yönetim Sistemi kurmak içindir.

Şiddet ve Militanlık

Şiddet, zorbalık ve militanlık, bir halkın inançlarını, değerlerini ve duygularını asla değiştiremez ve bundan dolayı toplumda hiçbir değişime yol açamaz. İnsanlar arasında ancak korku ve öfke saçar ve sonra toplumu İslam’dan soğutur. İnsanların düşünmesini doğru bir şekilde değiştirmenin tek yolu, onları mevcut fikirlerinin yanlışlığına ikna etmek ve bunları tartışma ve delil gösterme yoluyla doğru olanlar ile değiştirmektir. İşte İslam’ın değiştirme metodu budur! Nitekim Allah [Subhanehu ve Teâlâ] şöyle buyurmuştur:

Rabbinin yoluna (yani İslam’a) Hikmet (yani Kur’an ve Sünnet) ile ve güzel öğüt ile davet et ve onlar ile en güzel bir şekilde tartış. [ân-Nahl 125]

Muhammed [SallAllahu Âleyhi ve Sellem]’in Metodu

Tartışmasız bir gerçektir ki, Rasul [SallAllahu Âleyhi ve Sellem] İslam’ı ikame etme mücadelesinde asla şiddete ve militanlığa başvurmamıştır. Muhammed [SallAllahu Âleyhi ve Sellem], Sahabileri [RadiyAllahu Ânhum] ve beraberindekiler, Mekke zorbalarından her çeşit zulüm ve sıkıntıya maruz kaldılar. Fakat O [SallAllahu Âleyhi ve Sellem] bir kez olsun, fikrî ve siyasî vasıtalardan vazgeçmedi. Sahabiler üzerindeki musibetler arttığı zaman bile Nebi [SallAllahu Âleyhi ve Sellem] onlara şöyle diyerek silahları kullanmalarını yasakladı: Şüphesiz ben insanlarla savaşmakla değil, onları bağışlamakla emrolundum. [ân-Nesaî ve âl-Hakim, İbn Âbi Hâtim’den rivayet etti] Bu, İslamî Devlet’i kurmaya yönelik İslamî metodolojide şiddetin hiçbir şekilde yer almadığını apaçık gösteren delillerden yalnızca bir tanesidir. Kur’an’da açıkça özetlendiği gibi, Rasul [SallAllahu Âleyhi ve Sellem]’in metodu; insanların putperestlik olan yanlış inançlarına, onların ekonomik alışverişlerindeki yozlaşmaya, kızları diri diri gömmeleri gibi acımasız toplumsal davranışlarına ve Mekke’yi yöneten zorbaların zulümlerine hitap etmekten ibaretti.

Hizb-ut Tahrir’in Değiştirme Metodu

Rasulullah [SallAllahu Âleyhi ve Sellem]’in metodunu takip eden Hizb-ut Tahrir, mevcut tüm zulmedici uygulamalara ve fikirlere karşı fikrî ve siyasî bir mücadele ile uğraşır. Sonuç itibariyle Hizb, yoğun bir şekilde, sömürgecilerin ve onların ülkelerimizdeki ajanlarının kültürel, siyasî, ekonomik ve askerî plânlarını deşifre eder. Öyle ki insanlar, kapitalist küfür sisteminin bozukluğunu hissedebilsinler. Aynı zamanda Hizb, toplumdaki çeşitli ekonomik, sosyal ve siyasal problemlere yönelik İslamî çözümleri vurgular. Öyle ki insanlar, İslamî Sistem’e yeniden güven duysunlar ve onu toplumda ve devlette tatbik etsinler. Nitekim insanların, sabit kalan ve sürekli büyüyen İslamî sistem istekleri yoluyla halihazırdaki insan yapımı sistem sonunda dağılacak ve yerine İslamî Devlet kurulacaktır. Üyeleri birçok zulümlere uğramış olsalar bile Hizb, 50 yıllık tarihinde herhangi bir şiddet veya militanlık aracına asla başvurmamıştır.

Devlette ve Toplumda İslam’ın İkame Edilmesinin Farz Oluşu

Allah [Subhanehu ve Teâlâ] İslam’ı, insanlığın kişisel, toplumsal, ekonomik ve siyasî tüm işlerini çözmek üzere kapsamlı bir Din olarak gönderdi. Bunun içindir ki, toplumdaki tüm bozukluğun, yozlaşmanın ve cürümlerin kaynağı, toplumda İslamî Sistem’in bulunmamasıdır. Allah [Subhanehu ve Teâlâ] Müslümanlara, küfür fikirlerine ve sistemlerine karşı mücadele etmeyi ve Rasulullah [SallAllahu Âleyhi ve Sellem]’in metodunu takip ederek Hilafet Sistemi’ni kurmayı emretmiştir.

Aralarında Allah'ın indirdikleri ile hükmet ve onların arzularına uyma! Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmalarından sakın. [âl-Mâ’ide 49]

Ve her kim boynunda bey’a (Halife’ye bağlılık yemini) olmadan ölürse, cahiliyye ölümü ile ölür. [Muslim, İmara 3441]

Tüm Müslümanları, erkekleri ve kadınları, Hilafet Sistemi’ni yeniden kurmak için bu selim mücadeleyi desteklemeye ve çalışmaya davet ediyoruz. Öyle ki, bu dünyada ve Ahirette Allah [Subhanehu ve Teâlâ]’nın Rızası’nı kazanabilelim. Nitekim üyelerimiz; profesyonelleri, öğrencileri, alimleri ve toplumda vatandaşlardan sorumlu olan diğerlerini kuşatmaktadır.

  

  Hizb-ut Tahrir

H. Şâ’ban 1424

Bangladeş Üyeleri  

M. Ekim 2003

 

Yukarı