Ana Sayfa
Ana Sayfa
 
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email

Darfur Meselesindeki Olaylar

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]

- Basın Açıklaması -

Darfur'daki durum ağırlaşmakta, daha da kötüleşmekte ve günden güne daha fazla karmaşıklaşmaktadır. Binlerce insan perişan edilmekte, yüzlerce köy yakılmakta ve on binlercesi ard (yeryüzü) ve semadan (gökyüzünden) başka hiçbir yatak veya örtü bulunmaksızın evlerinden sürülmektedir. Onlardan bazıları, Darfur cehenneminden kurtulmak umuduyla, halkın %100'ünün Müslüman olduğu bir ülkede kan veya namus veya paranın hiçbir ölçüsünün bulunmadığı Çad'a kaçmaktadır.

Haberlerde hükümetin, kalmalarını ve Darfur halkının işlerini yürütmelerini istediği sözde insancıl (!) Birleşmiş Milletler teşkilâtlarının Darfur'dan çekilmesini kınadığı kaydedildi. Hükümet başka herhangi bir kimseden önce bilmektedir ki bu teşkilâtlar; Darfur'da isyancılara silahlar ve gereçler taşırken yakalanan Birleşmiş Milletler uçağına ilişkin olarak gerçekleşenlerde ve daha önce Kızıl Haç'ın uçağında olduğu gibi, fitne yaymak, yardım kutularında kaçak silahlar taşımak ve isyancıların merkezi ile irtibat halinde olmak için çalışmaktadır.

Bu tehlikeli durumu dikkate alarak aşağıdaki gerçekleri aydınlatıyoruz:

1. “Araplar ve Zurka” tâbiri, etkisi şu anda Cencevid (silahlı milisler) ile bölgedeki bazı kabileler arasında süregelen çatışmalarda açığa çıkan kokuşmuş bir cahiliyye fanatizmidir. İsyancıların taleplerinde meydana çıktığı gibi bu kabileci fanatizm temeli üzerine haklar talep edilmektedir. İslam bizi böylesi bir kabileci fanatizmden fazlasıyla sakındırmaktadır. Allah [Subhanehu ve Te'alâ] şöyle buyurdu:

Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı yapışın, tefrikaya düşmeyin (parçalanmayın). Allah'ın üzerinize olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle beyan ediyor ki doğru yolu bulasınız. ['Al-i İmran 103]

Ve Rasulullah [‘Aleyhi’s Salatu ve’s Selam] şöyle buyurdu:

Her kim cahiliyye davasına davet ederse o cehennem yakıtıdır. Dediler ki, "Ya Rasul Allah! Sâme (oruçlu) ve Salli (namaz kılan) olsa da mı? "Dedi ki, sâme ve salli olsa da! Ve Müslüman olarak görünen (de öyledir). Müslümanları kendi isimleri ile ve Allah ‘Azze ve Celle’nin onları isimlendirdiği ile, mu'minler ve Allah 'Azze ve Celle'nin kulları diye çağırın. [İmam Ahmed bin Hanbel Hanbel rivayet etti]

2. Şirkten (Allah'a ortak koşmaktan) sonra insanların yeryüzünde işlediği en büyük cürüm, haklı olduğunun ispatlanması müstesna Allah'ın haram kıldığı canı katletmektir. Allah [Subhanehu ve Te'alâ] şöyle buyurdu:

Her kim, bir cana (kısas olarak) veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya (ceza olarak) karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. [Ma'ide 32]

Ve şöyle buyurdu:

Her kim bir mu'mini kasden öldürürse, onun cezası içinde ebediyyen kalacağı cehennemdir. Allah ona ğazap (nefret) etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. [Nisâ 93]

Rasulullah [‘Aleyhi’s Salatu ve’s Selam] da şöyle buyurdu:

Dünyanın yok olması, Allah indinde müslüman bir adamın katledilmesinden daha ehvendir (hafiftir). [en-Nesâi ve el-Tirmizi, sahih bir isnadla rivayet etti ]

Ve şöyle buyurdu:

Benden sonra sakın kâfirlere geri dönmeyin! (Yoksa) birbirinizin boynunu vurursunuz. [Muttefekun aleyh, üzerinde hadisçilerin ittifakı var]

Bunu yapan kimse, ister hükümetten, ister isyancılardan isterse cencevidlerden olsun günahkâr kalpli bir suçludur.

Bu krizden kurtulmak için ise aşağıdakileri beyan ediyoruz:

1. Ümmet, tüm imkânlarını seferber etmeli, toplumun tüm kesimlerinden Darfur'da harap edilmiş kardeşlerimizi kurtarmak için alarm durumuna geçilmeli, yerleşim yerlerinin korunması için hareket edilmeli ve onlardan hasta veya yaralı olanlar hastanelere taşınmalıdır.

2. Darfur'da gerçekleşen bu katliam, muhakkak ki fitneci bir katliamdır. Katledilen ve katleden cehenneme gidecektir. Dolayısıyla isyancılar ve cencevidler bir an önce silahlarını bırakmalı, katliamı ve kan akıtmayı durdurmalı ve Allah’ın haklarında şöyle buyurduğu kimselerden olmamalıdırlar:

O, dönüp gittiğinde (yada bir işin başına geçtiğinde) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Şüphesiz Allah fesadı (bozgunculuğu) sevmez. [Bakara 205]

3. Hükümet, otoritesini kendisinden gasbettiği Ümmete geri dönmelidir. Tüm Ümmet, Nebi [SallAllahu Âleyhi ve Sellem]'in adımlarını izleyip Raşidi bir Hilafet'e yeniden ulaşarak siyasî krizleri kökünden çözmek için, Allah'ın Kitâbı'nı ve Rasulü'nün Sünneti'ni takip edebilir bulduğu kimseyi (Halifeyi) seçmek ve ona bey'at vermek üzere İslamî esaslara binaen siyasî faaliyet göstererek çalınmış otoritesine kavuşmak için çalışmalıdır. Nitekim o, kan akıtmayı durduracak ve insanlara haklarını iade edecek yegâne devlettir. Yine o, meydana gelebilecek herhangi bir silahlı anlaşmazlıkta yedi semavattan inzal edilmiş Allah'ın hükmünü icra edecek olan yegâne devlettir. Onda Allah Te'alâ şöyle buyurmaktadır:

Eğer mu'minlerden iki taife birbirleriyle vuruşurlarsa onların aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın emrine dönünceye kadar saldıran taraf ile savaşın! Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever. [Hucûrat 9]

 

Ali Sa’id Ali (Ebu’l Hasen)

H. 29 Şevval 1424

Hizb-ut Tahrir

Sudan Resmi Sözcüsü

M. 23 Aralık 2003