İngiltere:
Hafta
sonu İngiltere’nin Irak’taki kuvvetlerinden bir kısmını
geri çekmeye başlayacağı ilan edildi. O “askerî”
rolünü, “ticarî” bir role dönüştürmek istemektedir.
Irak’ın altyapısını (harap olan hükümet binaları,
telekomünikasyon şebekeleri ve yollar da dahil olmak üzere)
yeniden inşa etmek üzere Irak’a inşaat mühendislerini
gönderdiği gibi petrol pompalama kontratları da yapmak
istemektedir. Yine bu şekilde Araplara, İngiltere’nin düşman
olmadığı gibi, Irak’a matuf herhangi bir plân sahibi olmadığı
şeklinde açık bir mesaj gönderecektir. Diğer taraftan
Amerika, geriye Irak’ı işgal edici (ve işlerini kötü bir
şekilde yapıcı) olarak kalan olarak “gerçek” düşmandır.
Irak’taki
Yağmalama:
Irak
polisinin gözden kaybolu şu
ile ABD, güya “kurtarılmış” şehirlerde yağmaların
yayılmasını tahrik etmek için bu durumun avantajını ele geçirmiştir.
İslam’da bir kaide vardır ki, o şudur: “Eğer servet
hiç emniyet altında değilse, insanları onu çalmaya
yöneltir.” Kurtarılmış şehirlerin çoğunda hiçbir
güvenlik yoktur. Bu ise, yağma doğuran şartlara zemin
oluşturmaktadır. Aynı zamanda birçok yağmacının (CIA
ajanları tarafından) Kuveyt’in de aralarında bulunduğu
diğer bölgelerden otobüslerle taşındığı ve
yağmacıların esasen bölge ahalisinden olmadığı haber
verilmişti. ABD kasten geniş boyutlu bir yağma meydana
getirmektedir. Ta ki, barış ve güvenliği sağlama bahanesi
altında, Irak’taki askerî varlığının kısa vadeli
mevcudiyeti için haklılık kazandırması ve ıslah için bir
mazeret elde etmesi mümkün olsun.
Suriye:
Suriye
bu hafta, “Suriye’den Irak’a malzeme akışı”
iddiasıyla, ABD’nin ağır eleştirilerine maruz kaldı ve bu
Suriye için, “adalete teslim edilmesi gereken tüm insanlar
için bir sığınak” haline geldiğine kadar vardı.
Medyanın birçoğu Suriye’nin ABD’nin sömürgeci plânlarında
sıradaki ülke olabileceğini konuşmaya başladı. Fakat
bununla beraber idrak edilmelidir ki, ABD dış siyaseti ve amaçları,
hatta bu siyaset icra edilirken dahi, asla medyaya izhar
edilmez. Buna binaen medyanın Suriye’nin sırada olabileceği
spekülasyonu, sadece bir medya spekülasyonu olmaktan başka
bir şey değildir. ABD Irak’taki bu zaferini, Siyonist
genişleme ideallerine karşı bir tampon işlevi görecek,
İsrail ile taraf tarafa bulunacak “hayâlî-karton” bir
Filistin Devleti’ni 2005’te kurma amacıyla, bölgede Barış
Süreci’ni ileriye dönük olarak yerleşmesine dürtmek için
kullanacaktır.
Kuzey
Kore:
Rusya,
bu Kuzey Kore hadisesinde, Kuzey Korelilere sürekli gaz vererek
aldatmak suretiyle ABD’yi tuzağa düşürmeye çalışmaktadır.
ABD, budala değildir. ABD, Kuzey Korelileri kâfir yoldaşları
olarak görmektedir. Onlar Müslüman değildir ve herhangi bir
ideolojik tehdit saçmamaktadırlar. Bundan dolayı ABD, Kuzey
Kore’ye ilişkin olarak görüşmelerle meseleyi halletme
cihetine gitmeye çalışacaktır.
Saddam’ın
Akibeti:
Saddam,
ya öldürüldü yada Suriye’ye kaçtı. Ya ABD jetlerinin
vurduğu restorantta öldürüldü veya o (ve iki oğlu ve
Dışişleri Bakanı), Irak’a ve Suriye’ye kimyasal ve nükleer
KİT (Kitle İmha Silahları) tedariki konusunda Rusya’yı
karıştıran Ba’as belgeleri ile Suriye’ye siyasî sığınma
talebiyle sonradan kaçan iki kıdemli generali (İzzet “Zencefil”
İbrahim ve “Şişko” Savunma Bakanı) tarafından suikasta
uğradı. Ba’as belgeleri Rusya için önemlidir. Öyle ki
onlar ABD tarafından ifşa edilmesinler. Hatta Suriye bile, Ba’as
belgelerinin garantilenmesinden sonra onların hepsini
öldürebilir.
Rus
Sefareti ve Petrol:
Irak
savaşı boyunca Irak’ta açık kalan tek sefaret, Rus
sefareti idi. Rusya, muazzam bir ikilem içerisindedir. Onlar
Irak ile en büyük petrol mukavelelerine sahiptirler. Rusya,
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından beri meydana gelen (en
büyük) zararlarından dertlidir ve bu petrol mukavelesi onlar
için hayati öneme sahiptir. İşte bu Rusya’yı Irak’taki
sefaretini kapatmamaya teşvik eden şeydir. Onlar sefareti
herhangi bir şekilde kapatmanın, önceki petrol mukavelelerine
bir hoşça kal öpücüğü olmasından etkin bir şekilde
korkmaktadırlar. Ruslar, Irak ile yaptıkları mukavelelerin
ABD tarafından iptal edilmesini kabul etmeyeceklerinde
ısrarlıdırlar. Bu nedenle kıdemli Beyaz Saray yetkilisi
Condoleeza Rice’ın geçen hafta Rusya’yı ziyaret
etmesi, ganimetin
paylaşımını gerçekleştirme hakkındaki Körfez savaşı
meselelerinden bazıları konusunda onları yumuşatmak içindi.
Condoleeza Rice’ın Rusya ziyaretinden beri, Moskova’dan
daha uygun açıklamalar geldiğini işitiyoruz. Nitekim Grozni
kasabı Putin, Irak’ta “Rusya’nın menfaatlerine zarar
vermeyecek” herhangi bir değişimi memnuniyetle
karşılayacaklarını söyledi.
Irak’taki
Krizin Faydaları
1.
Müslümanlar çokça salih amellerde yarışmaya ve işbirliği
yapmaya başladılar. Öyle ki , Husni M.
(Münafık),
“100 Bin Ladin” konuşmasında, Irak’taki bu savaşın Müslümanların
işbirliğini ortaya çıkardığını söyledi.
2.
İnsanlar yeniden Allah (cc)’a dönmeye
başladılar ve önceki yanlışlarından tevbe ettiler. Birçok
laik zihniyetli Müslüman,
bu savaşın gerçekten İslam’a ve Müslümanlara yönelik
bir savaş olduğunu görmeye başladılar ve bu onları önceki
hayatlarını reddetmeye teşvik ve Allah’a geri dönmeye tahrik
etti.
3.
Irak’taki ve d aha geniş
olarak Müslüman belderindeki krizler, dinlerine
daha fazla ihtimam
gösteren, daha kararlı ve davalarını meydan okuma seviyesine
çıkaran yeni bir Müslüman nesil yetiştirdi.
4.
Kriz zamanlarında hakikat daha bir gözler önüne seriliyor.
Mesela insanda meşakkat ve sıkıntı alan-veren olması
itibariyle dostumuz kim, düşmanımız kim?
5.
İslam’ın ve Müslümanların düşmanları ile ittifak kuran
münafıkları deşifre oldu. Mesela Dolarlık Alimler, Müslümanların
yöneticileri, bu Ümmete karşı yapılmış MCB, MAB, Coni
fasulyesi tarzı ihanetler...
6.
Dava s ahnesine, daha önce
hiç görülmemiş yeni simalar çıkacaktır.
7.
Daha önce hiç bilinmeyen vey a
tamamen unutulmuş Şeriattaki fıkhi hükümler-dersler,
yeniden canlanacaktır. Mesela, saldırganlara-işgalcilere müteallik
hükümler, POW’lar hakkındaki hükümler ve sair gibi.
|