Ana Sayfa

Ayın Konusu

İnceleme

Soru-Cevap

Kitap Tanıtım

Hakkımızda

Ana Sayfa
Kitap
Beyan
Yeni Sayı
Arşiv
Haber
Sizden Gelen
Link
Email
İslam Devleti
İslam'a Davet
Hizb-ut Tahrir
Hilafet Nasıl Yıkıldı
İslam Şahsiyeti
İslam'da İctimai Nizam
İslam'da Yönetim Nizamı
İslam'da Ekonomik Sistem
Diğer kitaplar için tıklayınız

Dr. Âbu Ziyad’dan Siyasî Fikirler

  İngiltere:

Hafta sonu İngiltere’nin Irak’taki kuvvetlerinden bir kısmını geri çekmeye başlayacağı ilan edildi. O “askerî” rolünü, “ticarî” bir role dönüştürmek istemektedir. Irak’ın altyapısını (harap olan hükümet binaları, telekomünikasyon şebekeleri ve yollar da dahil olmak üzere) yeniden inşa etmek üzere Irak’a inşaat mühendislerini gönderdiği gibi petrol pompalama kontratları da yapmak istemektedir. Yine bu şekilde Araplara, İngiltere’nin düşman olmadığı gibi, Irak’a matuf herhangi bir plân sahibi olmadığı şeklinde açık bir mesaj gönderecektir. Diğer taraftan Amerika, geriye Irak’ı işgal edici (ve işlerini kötü bir şekilde yapıcı) olarak kalan olarak “gerçek” düşmandır.

Irak’taki Yağmalama:

Irak polisinin gözden kayboluşu ile ABD, güya “kurtarılmış” şehirlerde yağmaların yayılmasını tahrik etmek için bu durumun avantajını ele geçirmiştir. İslam’da bir kaide vardır ki, o şudur: “Eğer servet hiç emniyet altında değilse, insanları onu çalmaya yöneltir.” Kurtarılmış şehirlerin çoğunda hiçbir güvenlik yoktur. Bu ise, yağma doğuran şartlara zemin oluşturmaktadır. Aynı zamanda birçok yağmacının (CIA ajanları tarafından) Kuveyt’in de aralarında bulunduğu diğer bölgelerden otobüslerle taşındığı ve yağmacıların esasen bölge ahalisinden olmadığı haber verilmişti. ABD kasten geniş boyutlu bir yağma meydana getirmektedir. Ta ki, barış ve güvenliği sağlama bahanesi altında, Irak’taki askerî varlığının kısa vadeli mevcudiyeti için haklılık kazandırması ve ıslah için bir mazeret elde etmesi mümkün olsun.

Suriye:

Suriye bu hafta, “Suriye’den Irak’a malzeme akışı” iddiasıyla, ABD’nin ağır eleştirilerine maruz kaldı ve bu Suriye için, “adalete teslim edilmesi gereken tüm insanlar için bir sığınak” haline geldiğine kadar vardı. Medyanın birçoğu Suriye’nin ABD’nin sömürgeci plânlarında sıradaki ülke olabileceğini konuşmaya başladı. Fakat bununla beraber idrak edilmelidir ki, ABD dış siyaseti ve amaçları, hatta bu siyaset icra edilirken dahi, asla medyaya izhar edilmez. Buna binaen medyanın Suriye’nin sırada olabileceği spekülasyonu, sadece bir medya spekülasyonu olmaktan başka bir şey değildir. ABD Irak’taki bu zaferini, Siyonist genişleme ideallerine karşı bir tampon işlevi görecek, İsrail ile taraf tarafa bulunacak “hayâlî-karton” bir Filistin Devleti’ni 2005’te kurma amacıyla, bölgede Barış Süreci’ni ileriye dönük olarak yerleşmesine dürtmek için kullanacaktır.

Kuzey Kore:

Rusya, bu Kuzey Kore hadisesinde, Kuzey Korelilere sürekli gaz vererek aldatmak suretiyle ABD’yi tuzağa düşürmeye çalışmaktadır. ABD, budala değildir. ABD, Kuzey Korelileri kâfir yoldaşları olarak görmektedir. Onlar Müslüman değildir ve herhangi bir ideolojik tehdit saçmamaktadırlar. Bundan dolayı ABD, Kuzey Kore’ye ilişkin olarak görüşmelerle meseleyi halletme cihetine gitmeye çalışacaktır.

Saddam’ın Akibeti:

Saddam, ya öldürüldü yada Suriye’ye kaçtı. Ya ABD jetlerinin vurduğu restorantta öldürüldü veya o (ve iki oğlu ve Dışişleri Bakanı), Irak’a ve Suriye’ye kimyasal ve nükleer KİT (Kitle İmha Silahları) tedariki konusunda Rusya’yı karıştıran Ba’as belgeleri ile Suriye’ye siyasî sığınma talebiyle sonradan kaçan iki kıdemli generali (İzzet “Zencefil” İbrahim ve “Şişko” Savunma Bakanı) tarafından suikasta uğradı. Ba’as belgeleri Rusya için önemlidir. Öyle ki onlar ABD tarafından ifşa edilmesinler. Hatta Suriye bile, Ba’as belgelerinin garantilenmesinden sonra onların hepsini öldürebilir.

Rus Sefareti ve Petrol:

Irak savaşı boyunca Irak’ta açık kalan tek sefaret, Rus sefareti idi. Rusya, muazzam bir ikilem içerisindedir. Onlar Irak ile en büyük petrol mukavelelerine sahiptirler. Rusya, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından beri meydana gelen (en büyük) zararlarından dertlidir ve bu petrol mukavelesi onlar için hayati öneme sahiptir. İşte bu Rusya’yı Irak’taki sefaretini kapatmamaya teşvik eden şeydir. Onlar sefareti herhangi bir şekilde kapatmanın, önceki petrol mukavelelerine bir hoşça kal öpücüğü olmasından etkin bir şekilde korkmaktadırlar. Ruslar, Irak ile yaptıkları mukavelelerin ABD tarafından iptal edilmesini kabul etmeyeceklerinde ısrarlıdırlar. Bu nedenle kıdemli Beyaz Saray yetkilisi Condoleeza Rice’ın geçen hafta Rusya’yı ziyaret etmesi, ganimetin paylaşımını gerçekleştirme hakkındaki Körfez savaşı meselelerinden bazıları konusunda onları yumuşatmak içindi. Condoleeza Rice’ın Rusya ziyaretinden beri, Moskova’dan daha uygun açıklamalar geldiğini işitiyoruz. Nitekim Grozni kasabı Putin, Irak’ta “Rusya’nın menfaatlerine zarar vermeyecek” herhangi bir değişimi memnuniyetle karşılayacaklarını söyledi.

Irak’taki Krizin Faydaları

1. Müslümanlar çokça salih amellerde yarışmaya ve işbirliği yapmaya başladılar. Öyle ki, Husni M. (Münafık), “100 Bin Ladin” konuşmasında, Irak’taki bu savaşın Müslümanların işbirliğini ortaya çıkardığını söyledi.

2. İnsanlar yeniden Allah (cc)’a dönmeye başladılar ve önceki yanlışlarından tevbe ettiler. Birçok laik zihniyetli Müslüman, bu savaşın gerçekten İslam’a ve Müslümanlara yönelik bir savaş olduğunu görmeye başladılar ve bu onları önceki hayatlarını reddetmeye teşvik ve Allah’a geri dönmeye tahrik etti.

3. Irak’taki ve daha geniş olarak Müslüman belderindeki krizler, dinlerine daha fazla ihtimam gösteren, daha kararlı ve davalarını meydan okuma seviyesine çıkaran yeni bir Müslüman nesil yetiştirdi.

4. Kriz zamanlarında hakikat daha bir gözler önüne seriliyor. Mesela insanda meşakkat ve sıkıntı alan-veren olması itibariyle dostumuz kim, düşmanımız kim?

5. İslam’ın ve Müslümanların düşmanları ile ittifak kuran münafıkları deşifre oldu. Mesela Dolarlık Alimler, Müslümanların yöneticileri, bu Ümmete karşı yapılmış MCB, MAB, Coni fasulyesi tarzı ihanetler...

6. Dava sahnesine, daha önce hiç görülmemiş yeni simalar çıkacaktır.

7. Daha önce hiç bilinmeyen veya tamamen unutulmuş Şeriattaki fıkhi hükümler-dersler, yeniden canlanacaktır. Mesela, saldırganlara-işgalcilere müteallik hükümler, POW’lar hakkındaki hükümler ve sair gibi.

 

  

Hilafet Yayın Tarihi

04-10-2003

 

Yukarı