Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Tacikistan

Vakıamızın Gerçeği Nedir?



 

Tacikistan Müslümanlarına zulmedilmesi ve şiddet kullanılarak yıldırılmaları zirveye ulaştı. Görünen o ki, Rahmanov'un seçim öncesi planları ve azgın çetesinin bunda önemli bir payı bulunmaktadır. Bu zorbalar, Tacikistan Müslümanları üzerinde zulüm ve eziyet ile birlikte anti-İslamî politikalar çerçevesinde sabit bir korku oluşturmayı amaçlamaktadırlar. Fakat bölgenin Müslümanları arasında, zulme maruz kalsalar ve vahşi muamelelerle karşılaşsalar da hakkı konuşmaktan geri durmayan ve İslam Davetini taşıyan ihlaslı Müslümanlar bulunmaktadır. İslam Davetini taşıma sorumluluğunu yüklenen Müslümanların bu grubu, İslam Ümmeti'ni demokrasinin bozukluğuna ve Bâtıla karşı uyarmakta, onlara Allah'ın Şeri’atı'nı -hayat nizamını- öğretmekte ve öğrenmeye teşvik etmektedir. Bunun bir sonucu olarak büyük İslam Ümmeti'nin ayrılmaz bir parçası olan Tacikistan Müslümanları, İslamî fikirler temelinde şuurlanmaya ve İslamî ihsas ile hareket etmeye başlamışlardır. Yabancı efendilerinden arka alan Rahmanov ve onun mücrim çetesi, bu hususta ciddi şekilde endişelenir hale geldi. Bilhassa Rahmanov'un Putin ve Bush efendisi, Orta Asya Müslümanlarının en değerli şeylerini feda ederek Allah'ın Dini'nin hayata geri dönüşüne dair arzusunun yükselişine şahit olmuşlardır. Hatta onların kerim evlatlarını dahi bu uğurda feda ettiklerini görmeleri, bunları gerçekten dehşete düşürmüştür. Onları en çok korkutan şey, Orta Asya Müslümanlarının Allah'ın Dini'ne olan işte bu derin bağlılıklarıdır. Muhakkak ki, bu bölgenin halkı İslam'a olan düşkünlükleri ile tanınmaktadır. Otoriter Sovyet yönetimi bile onların bu sevgi hislerini yok etmeye güç yetirememişti. Bizim babalarımız bu imansız kâfirlerin eziyetlerinin canlı kanıtlarıdırlar. Kâfirler bu muhabbeti yıkmak için tüm içler acısı yolları kullandılar ve halen kullanmaktadırlar.

Orta Asya'nın jeopolitik açıdan stratejik bir öneme sahip olduğu çok iyi bilinmektedir. Ayrıca bölgede, bereketli doğal kaynaklar ve hammaddeler bulunmaktadır. Tacikistan ise bu doğal kaynaklar ve hammaddelere ilaveten, berrak içme sularına ve doğal güzelliklere sahiptir. Bunlar sebebiyle kâfirler, İslam'ın hayatın işlerinden uzak tutuluşunu muhafaza etmek amacıyla her çeşit sömürgeciliğe başvurmaktadırlar. Bölgeyi ek hammaddeleri olarak şekillendirdiler ve kaynaklarını vahşice hortumlamaktadırlar. Böyle yapmada, esasî rolleri yabancıların ajanlarına -Rahmanov ve kafadarlarına- verdiler. İhanet içindeki bu zorba çete, insanların hangi sıkıntılara maruz kalacaklarını hiç umursamaksızın kendi halklarını fakirlik, bozukluk, şiddet, rüşvet ve hile bataklığına batırmaya uğraşmaktadırlar. Sömürgeci kâfir devletler ise bu ucuz çeteyi istihdam etmekte ve Tacikistan'ın muazzam servetlerini hortumlayacak kirli politik entrikaların yanı sıra çeşitli komplolarda da kullanmaktadırlar.

Diğer İslamî beldeler gibi Tacikistan da bugün Amerika, Rusya ve İngiltere arasındaki nüfuz yarışının sahalarından biri haline geldi. Bu azgın kâfir devletler, yerel Müslümanlara ait kaynakların paylaşımında aslan payını koparmak için birbirleriyle yarışmaktadırlar. Bu Ümmetin ortak serveti olan buradaki kaynaklar Müslümanlar arasında dağıtılacağına, ortaklaşa girişimler yoluyla yabancı yatırımcıların ve hain yöneticilerin ceplerini doldurmaya kanalize edildiği hiç kimse için bir sır değildir. Azgın kâfir devletler, Müslümanların servetlerini hortumlamak için herhangi bir şekilde yalanlara, entrikalara, komplolara ve şiddete başvurmaktan çekinmemektedirler. Irak'taki mevcut gelişmeler bunun en açık delilidir. Bizim kalleş yöneticilerimize gelince; onlar tam bir bağlılık ile kâfirin adımlarını takip etmektedirler. Bugün şu cahil yöneticilerimiz, tek dertleri tüm menfur ve şerir vesileleri kullanarak hedeflerini gerçekleştirmek olan bu tiksindirici kâfirin, lanetlenmiş şeytanların ajanları haline gelmişlerdir. Bununla birlikte Allah [Subhanehu ve Te’alâ] şöyle buyurmaktadır:

Şüphesiz kâfirler sizin için apaçık düşmanlardır. [Nîsa 101]

Rahmanov ve Tacikistan hükümeti tarafından uygulanan mevcut kör ve anlamsız devlet politikaları, bu memleketin vatandaşlarının sayısız zorluklar, sıkıntılar ve haksızlıklarla karşılaşmalarına yol açan esasî nedendir. Son zamanlarda Rusya'dan kovulan Tacikistan vatandaşlarının sayısı bir hayli artmıştır. Bunun sebebinin Rahmanov'un şu sıralar efendisini "değiştirmek" istemesi olduğu çok iyi bilinmektedir. Şimdi kendisini mevcut efendisi Putin'e kölelikten kurtarmaya çalışmakta ve -öncekinden çok daha berbat olan- Bush isimli yeni efendisinin ellerine uzanmaktadır. Putin ise bu olasılıktan hoşlanmamaktadır. Bunun bir sonucu olarak Tacikistan vatandaşlarının Rusya'dan kovulması meselesi gün yüzüne çıkmıştır. Bununla beraber geçmişte ve yakın zamanlara kadar bu konuda tek kelime edilmedi. Fakat şimdi Tacikistan vatandaşlarının sınır-dışı edilmesi yaygın bir konu oldu. Hepsi bu kadar olsa neyse! Eyvahlar olsun ki; maddî serveti her şeyin en kutsal putu olarak gören bu gaddar kâfirler, içler acısı amaçlarına ulaşmak için herhangi bir iğrenç yolu kullanmaya hazır oldukları için daha yeni bir başka korkunç cürüm işlediler ve 9 yaşındaki Müslüman kızı Hurşide Sultanova'yı katlettiler. İmansızlar bu suçu dazlak gençlerin üzerine yıkmaya çalışsalar da bu vahşi cinayetin arkasında kalın kafalı yöneticilerimizin çok nankör ve kirli politikalarının bulunduğunun kesinlikle farkındayız. İnsan kılığındaki bu şeytanların daha başka hangi aşağılık, pislik ve şeytanî plânlarının olduğu ancak her şeyi bilen Rabbimize âyandır. Rabbimize yakarıyoruz ve O'ndan İslam'ın bu imansız hilekâr düşmanlarını bizim ellerimizle rezil etmesini ve def ettirmesini niyaz ediyoruz.

Ey Tacikistan'ın yöneticileri!

İslam ile savaşan bu politikalarınızın sizi nereye götürdüğünü, bir dakika olsun, hiç düşündünüz mü? Bunların arkasındaki maksatları zihninizde tarttınız mı? Amerika ve Rusya ile temsil edilen lanetlenmiş Şeytan'ın ellerinde bir araç olarak kullanıldığınızı anlayamıyor musunuz ki kâfirler milyonlarca Müslüman’ı sizin ellerinizle sömürmektedir? Kıyamet Günü'nde bu amellerinize cevap veremeyeceğinizi nasıl düşünmüyorsunuz? Yoksa -efendileriniz gibi- siz de o Güne inanmıyor musunuz? Şüphesiz imtihan günü çok yakındır ve Ahiretin cezalandırması çok can yakıcıdır. Allah [Subhanehu ve Te’alâ] bizleri şöyle uyarmaktadır:

(Allah) dedi ki: Kim inkâr ederse onu azıcık faydalandırır, sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası! [Bakara 126]

Ey Tacikistan Müslümanları!

İşte vahim vakıamızın gerçeği budur! Her akıl sahibi için, bu vahim durumu düzeltmenin ve kendimizi kâfirin zorbalık ve zulümlerinden olduğu kadar onların ajanlarının eziyetlerinden de kurtaracak olan tek yolun Hilafet'i yeniden kurmak olduğunu anlamanın zamanı gelmiştir. Zira imansızların despotluklarını ve baskılarını kaldırabilecek olan yalnızca Halifedir. Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurdu:

İmam (Halife) bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve O'nunla korunulur. [Ahmed b. Hanbel]

Bu nedenle tüm Müslümanların bütün hastalıklarının tek şifası olan ve yegâne sahih hayat nizamı olan Allah'ın Şeri'atının tatbik edilmesi için çalışan ve bu davete katılmanızı sağlayan Hizb-ut Tahrir'e dahil olmaya koşun! Nitekim Allah'ın Şeri'atının tatbiki ancak İslam Devleti -Raşidî Hilafet Devleti- tarafından mümkün olabilir ve sadece bu devlet Müslümanları izzetlerine ve ihtişamlarına kavuşturabilir. Haydi bu İslam Davetçilerine katılalım ve Allah'ın Davasına yardım edelim! Çünkü Allah [Subhanehu ve Te’alâ] bize şunu vaad etti:

Ey İman Edenler! Eğer siz Allah’a (O’nun Dinine) yardım ederseniz (nusret verirseniz), Allah da size yardım eder (nusret verir) ve ayaklarınızı (Dini üzere) sabit kılar. [Muhammed 7]

 

 HİZB-UT TAHRİR
 Tacikistan
H. 21 Muharrem 1425
M. 13 Mart 2004

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |