Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Sudan Resmi Sözcülüğü

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

Parçalanma Yolu Otonomiyle Başlar

Hartum’da yayınlanan es-Sahîfe Gazetesi 27.09.2004 Pazartesi günü, “Luprez: Sudan Dârfur’a Sınırlı Bir Otonomi Vermeye Hazır” başlığı altında şu habere yer verdi: “Mülteciler yüksek komiseri Rod Luprez dün, Pazar günü Sudan Hükümeti’nin Dârfur bölgesine sınırlı bir otonomi vermeye hazır olduğunu ancak isyancıların müzâkereleri derhal kabul etmesi gerektiğini bildirdi. Adâlet Bakanı ‘Ali ‘Usman Yâsin ise BBC’ye yaptığı açıklamada hükümetinin önce Dârfur’a otonomi verilmesi fikrini kabul ettiğini söyledi.

Herhangi bir bölgeye otonomi verilmesi fikrinin anlamı, parçalanmaya doğru giden ilk adımı atmak demektir ve Güney Sudan’da fiilen meydana gelen de budur. Önceki devlet başkanı Numeyrî zamanında 1972 yılında otonomi verildiğinde mesele, Sudan’da barış operasyonu adı altında self-determinasyon hakkı verilmesine kadar varmıştı. Bu da fiilî olarak Güney Sudan’ın Kuzeyi’nden koparılmasının önünü açmıştı. Allah korusun, eğer bu anlaşma uygulanırsa, aynı plânlanmış şey Dârfur’un da başına gelecek, böylece Amerika Sudan’ın değersiz ve zayıf varlıklara parçalanması arzusunu gerçekleştirmiş olacaktır ki bu durum servetlerin yağmalanmasını, iğrenç fikirlerinin ve şerir sistemlerinin daha da yerleştirilmesini ve İslam’ın toplumdan ve devletten tümüyle kaldırılıp atılmasını sağlayacaktır.

Bu cehennemî plânları durdurmak ve Dârfur meselesi ile ülkenin diğer meselelerini İslam esası üzere çözmek üzere çalışmak boynumuzun borcudur. Her ne olursa olsun, İslam Nizamı’ndan başka hiçbir nizamda adâlet yoktur. Dahası bizler Müslümanız, bize düşen budur ve hayâtın tüm işlerinde İslâm’ı hâkim kılmak ise üzerimize farzdır.

Allah [Subhânehu ve Te’alâ] şöyle buyurmuştur:

Hayır! Rabbine and olsun ki, onlar aralarında çıkan ihtilaflarda seni hakem tâyin edip sonra da Senin verdiği hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça îmân etmiş olmazlar! [Nîsa 65]

Şâyet Hükümet bu sorunları çözmede ciddi ise devletlerarası küfür organizasyonların sırtını dönmeli, Yaratıcısına yönelmeli ve Nübüvvet Minhâcı [Peygamberlik Metodu] üzere bir Hilâfet’i ilân etmelidir ki, her iki dünyanın (dünya ve âhiretin) Rabbi’nin rızâsını elde edebilsin.

 

İbrâhim Usmân (Ebu Halîl)
H. 13 Şa'bân 1425
 HİZB-UT TAHRİR
Sudan Resmi Sözcüsü
M. 27 Eylül 2004

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |