Ey Müslümanlar!
            
            
            Allah [Subhânehu ve Te’alâ]’nın içerisinde oruç 
            tutulmasını farz kıldığı, kıyama (terâvihe, gece namazına) 
            kalkılmasını te’kid ettiği ve edâ edilen taatlerle diğerlerinden 
            seçkin kıldığı ay olan Ramazan yaklaşmıştır. Kur’an-ı Kerîm; ibâdet, 
            itaat, zafer, fetih ve kahramanlık ayı olan bu ayda inzâl 
            edilmiştir. Cennet kapıları bu ayda açılmakta ve Cehennemin kapıları 
            da bu ayda kapatılmaktadır. Sizin atalarınız bu ayı itaat ve 
            teslimiyet ile karşılar, sayfalarını izzet ve şeref ile 
            doldururlardı. Peki siz bu kerîm varışı ne ile karşılıyorsunuz? Siz 
            onu, Rabbinizin Kitâbı têsirsiz bırakılmış, aranızda hükümleri ile 
            hükmedilmez bir halde karşılamıyor musunuz? Siz onu zillet ve 
            hezimet içerisindeyken, sizi tek bir râye (bayrak) etrafında 
            birleştirecek bir İmâmdan [Halîfeden] mahrum bir halde karşılamıyor 
            musunuz? Siz onu, Irak ve Filistin halkının feryat ve figanlarına 
            duyarsız ve umursamaz bir haldeyken karşılamıyor musunuz? 
            Müslümanların kanları akıtılırken ve namusları çiğnenirken, sizler 
            sofraların başına oturup yemek tabaklarına gözlerinizi dikerek 
            müezzinin  [Allahu Ekber] 
            çağrısını beklemiyor musunuz? İmânınıza yönelmenize ve azminizi 
            artırmanıza dâvet eden ne kadar da çok çağrılar işittiniz! Ama yine 
            de icâbet etmiyorsunuz?!
 [Allahu Ekber] 
            çağrısını beklemiyor musunuz? İmânınıza yönelmenize ve azminizi 
            artırmanıza dâvet eden ne kadar da çok çağrılar işittiniz! Ama yine 
            de icâbet etmiyorsunuz?!
            
             [Allahu Ekber] Râşidî 
            Hilâfet Devleti’nin kurulmasına bir çağrıdır. [Allahu Ekber] 
            Irak’taki, Filistin’deki ve Müslümanların diğer beldelerindeki 
            Müslümanların desteklenmesine bir çağrıdır.
 [Allahu Ekber] Râşidî 
            Hilâfet Devleti’nin kurulmasına bir çağrıdır. [Allahu Ekber] 
            Irak’taki, Filistin’deki ve Müslümanların diğer beldelerindeki 
            Müslümanların desteklenmesine bir çağrıdır.
             [Allahu Ekber] ile Halîfe, 
            Müslümanların beldelerini kâfirlerin pisliğinden kurtarmak ve 
            âlemlere Rahmet olarak gönderilmiş İslam’ı yaymak için Cihâdı 
            başlatır. Öyleyse nasıl olur da, oruca başlamak ve iftar etmek için 
            o çağrıya icâbet ettiğiniz halde, izzet ve kalkınma için o çağrıya 
            icâbet etmezsiniz?
 [Allahu Ekber] ile Halîfe, 
            Müslümanların beldelerini kâfirlerin pisliğinden kurtarmak ve 
            âlemlere Rahmet olarak gönderilmiş İslam’ı yaymak için Cihâdı 
            başlatır. Öyleyse nasıl olur da, oruca başlamak ve iftar etmek için 
            o çağrıya icâbet ettiğiniz halde, izzet ve kalkınma için o çağrıya 
            icâbet etmezsiniz?
            
            
            Ey Müslümanlar!
            
            
            Batı tarafına bakın da Filistin’deki kardeşlerinizin nasıl şehid 
            edildiklerini ve evlerinin yahudilerin elleriyle nasıl başlarına 
            yıkıldığını görün! Doğu tarafına bakın da Irak’taki kardeşlerinizin 
            nasıl şehid edildiklerini ve evlerinin Amerikalıların elleriyle 
            nasıl başlarına yıkıldığını görün! Sonra Ürdün’deki yönetimin 
            batıdaki yahudilere ve doğudaki Amerikalılara nasıl bekçilik ve 
            uşaklık ettiğini, kâfirleri desteklemekten ve plânlarını 
            gerçekleştirmekten hiç de yorulup bıkmadığını görün! İşte yahudilere 
            ve Amerikalılara karşı söylenen bir sözden veya yapılan bir eylemden 
            kızgınlıkla nasıl patladıklarını görüyorsunuz. Bu hususta çıkarılan 
            Vaaz ve İrşad Kanunu’ndan habersiz değilsiniz. Tüm bunlar sizin 
            gözleriniz ve kulaklarınız önünde Ürdün’deki yönetim tarafından 
            yapılmakta ama sizde ne bir kıpırdanma ne de bir kıpırdatma var! 
            Üstelik dünyayı bağlılık, sıcak ilişkiler ve gelişme safsataları 
            doldurmuş ama insanlar bunların ellerinden, her geçen gün daha da 
            fakirleşmiş ve daha da zillete düşürülmüştür. Hiç kimse bu yönetimin 
            yanlışlarını umursamamakta, karşısına çıkmaya cesaret edememekte ve 
            onu hak ettiği ceza ile cezalandıramamaktadır.
            
            
            Ey Müslümanlar!
            
            
            Sizleri bu kerîm aydan, bu izzet ve taat ayından faydalanmaya dâvet 
            ediyoruz. Öyle ki kendinizi gözden geçiresiniz ve tam bir muhâsebe 
            ile hesaba çekesiniz. Böylece bu Ramazan, büyük bir farzı, Râşidî 
            Hilâfet Devleti’ni kurma farzını yerine getirmeye ve Rasulullah
            [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in şu hadisinin gereğine 
            itaat etmeye başlayacağınız yeni bir dönemin başlangıcı olsun:
            
            
            Her kim boynunda (Halîfe’ye) bey’at olmaksızın ölürse, cahiliyye 
            ölümü ile ölmüş olur.
            
            
            ve şu Kudsî hadisinin:
            
            
            Kulum, ona farz kıldıklarımı yapmaktan daha sevimli bir amel ile 
            Bana yaklaşmadı.
            
            
            İşte böylelikle Rabbinizin rızasına ulaşmak için bizimle birlikte 
            olasınız. Öyleyse haydi, Ey hayrı yakınlaştırmak isteyenler ve Ey 
            şerri kısaltmak isteyenler!
            
            İşte size Rabbinizden basîretler (gözlerinizi açacak apaçık 
            gerçekler) geldi! Her kim basîr (gören) olursa kendine olur ve her 
            kim de kör olursa kendi aleyhine olur. Ben sizin üzerinizde bekçi 
            değilim. [el-En’am 104]