Hizb-ut
Tahrir’in Şebâbı ile Destekçilerinin Tutuklanması
Siyâsî
güvenlik birimleri, geçen Pazar, Hicrî 26 Şa’bân 1425 muvâfık
Milâdî 10 Ekim 2004 sabahı, aralarında mühendis Nâsır ‘Abduh
Ahmed el-Hebîy, Ustâz Mu’min, ‘Ammar Muhammed Kâsım ve
diğerleri de bulunmak üzere Hizb-ut Tahrir’in şebâbından
(gençlerinden) ve destekçilerinden bazılarını, Cemâl AbdunNâsır
okulundan başlayıp San’a’daki el-Kasr Caddesi üzerinde
bulunan el-Tahrir Meydanı’na kadar sürecek olan bir gösteriye
katılmak üzere iken tutukladılar. Güvenlik güçleri gösteriyi
engelledikleri gibi insanların tutuklananların bulunduğu toplanma
yerinde bir araya gelmesini de engellediler. Hizbin destekçilerini
de, kendilerini kente taşıyan otobüslerden çıkmalarına izin
vermediler. Hatta daha sert önlemlere başvurup otobüsleri
içerisindeki insanlarla birlikte emniyet merkezine götürdüler.
Hizb, İçişleri Bakanlığı’ndan gösteri için izin talep etmiş
olmasına, gösterinin yerini ve zamanını bildirmiş olmasına ve
onlardan güvenliği sağlamak üzere görevliler talep etmiş
olmasına rağmen ve herhangi bir şiddet eylemi içermeyen veya
öngörmeyen barışçıl bir gösteri olduğu halde tüm bunlar
gerçekleşti. Hizb, İçişleri Bakanlığı’na ilettiği
talebinde net bir biçimde bu gösteride “Genel olarak Ümmetin
canını yakan tüm problemlerinin ve bunların en öne çıkanları
olan Irak ve Filistin meselelerinin tek çözümü, İslâmî
Hilâfet’tir. Yine özel olarak Yemen’in canını yakan
fakirlik ve işsizlik gibi tüm problemlerinin tek çözümü de Hilâfet’tir”
yazılı pankartların taşınacağını da belirtmişti.
Meclis
üyelerini, Yemen’in şeyhlerini (ileri gelenlerini), âlimlerini,
onlara etki edenleri ve insan hakları örgütlerini, devleti bundan
ötürü hesâba çekmeye ve tutuklananların derhal serbest
bırakılmasını talep etmeye çağırıyoruz.
Allah
[Subhânehu ve Te’alâ] şöyle buyurmuştur:
Muhakkak
ki Allah, Allah ve Rasulü’nü incitenleri dünyada ve Ahirette
lânetlemiş ve onlar için muhîn (horlayıcı) bir azap
hazırlamıştır. Mü’min erkeklere ve mü’mine kadınlara,
yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler ise şüphesiz
apaçık bir iftira ve (büyük) bir günah yüklenmişlerdir. [al-Ahzâb
57-58]