Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Bangladeş Resmî Sözcülüğü

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

Yalnızca Hilâfet, Hindu Saldırganlığına Karşı Bangladeş’in Çıkarlarını Koruyabilir

Hizb-ut Tahrir / Bangladeş 17 Aralık 2004’te Ulusal Basın Klübü’nde “Su saldırısı, Sınır saldırısı, TATA’nın yatırımı, Doğalgaz Boru Hattı: Çıkarlarımızı Korumanın Tek Yolu İslâmî Yönetim’dir” konulu halka açık bir toplantı düzenledi. Hizb-ut Tahrir/Bangladeş Resmî Sözcüsü ve Genel Koordinatörü Muhyiddîn Ahmed şöyle dedi: “Bangladeş’in korkak yöneticileri, son otuz yıl boyunca, bağımsızlığından bu yana Bangladeş’e yönelik saldırı politikasını sürdürmek üzere Hindistan tarafından uygulanan tek taraflı saldırı yasasına karşılık vermede başarısız oldular.” Son zamanlarda Hindu devleti, nehir birleştirme projesi ile Tipaymuh Barajı’nın inşasının ilerlemesine yönelik plânlarını îlan ederek yayılmacı saldırısını bir kez daha harekete geçirmiştir. Hindistan, Bangladeş’e ve halkına karşı bu düşmanlığı beslerken, Bangladeş’in uşak yöneticileri ise selefleri gibi Hindistan ile, onun piyasalarımızdaki hâkimiyetini güçlendiren ve yerli sanayiyi perişan eden bir serbest ticâret politikası geliştirmenin peşinde olmayı sürdürmektedirler. Üstelik bu yöneticiler Hindistan’a teslimiyette o kadar arsızdırlar ki son zamanlarda [Bangladeş Başbakanı] Hâlide Ziya Hükümeti, ülke güvenliğine ve hâkimiyetine edeceği etkiyi gözardı ederek Bangladeş üzerinden geçip Miyanmar’dan [diğer adıyla Burma veya Birmanya’dan] Hindistan’a uzanan bir doğalgaz boru hattı projesi geliştirmektedir.

Muhyiddîn Ahmed devamla, ülkenin siyâsî ve ekonomik çıkarlarının yanında, bölgede İslâmî Kalkınma’nın gerçekleşmesine ve Hilâfet’in geri dönüşüne engel olmak üzere Güney Asya’nın İsrail’i haline gelmek için Hindistan’ın da Amerika ile birlikte çalıştığını ilâve etti ve şöyle dedi: “Bu egoist yöneticiler, sırf yabancı politilara teslimiyetleri ve korkaklıkları sebebiyle Hindistan’ın saldırısına karşılık vermede ve çıkarlarımızı korumada hezîmete uğradılar.” Gerçek şu ki bu yöneticilerin derdi hiçbir zaman ülkenin ve halkın çıkarlarını korumak olmadı! Bilakis onların tek derdi kendileri ve partileriydi. Yönetime ulaşmak ve iktidarlarını sürdürmek isteyen bu yöneticiler, geçmişte olduğunu gibi şimdi de kendilerini sömürgeci, yayılması kâfir güçlere satmaktadırlar. Bilâhare Muhyiddîn Ahmed halkı, bu yöneticileri reddetmeye ve hem Hindistan’ın üzerimizde siyâsî, ekonomik veya askerî otorite sahibi olmasına izin vermeyecek hem de çıkarlarımızı teslim etmeyecek olan Hilâfet’i kurmak için çalışmaya dâvet etti ve Hilâfet’in hâkimiyetimizi ve güvenliğimizi Hindu saldırganlığına karşı cesaretle koruyacağını, sular üzerindeki haklarımızı güvence altına alacağını, doğal kaynaklarımızı kendi îmalat sanayimizi kurmak için değerlendireceğini ve ekonomimizi, piyasalarımızı ve sanayimizi koruyacağını söyledi.

Sonra konuşmasını, Hizb-ut Tahrir / Bangladeş’in mevcut hükümetten Hindistan ile ilişkilere temel yapmasını ve 09-11 Ocak 2005’te Bangladeş’in ev sahipliğinde düzenlecek önümüzdeki SAARC [South Asia Association for Regional Cooperation: Güney Asya Bölgesel İşbirliği Platformu] Zirvesi’nde uymasını talep ettiği şu altı noktayı duyurarak tamamladı:

· Hükümet, Hindistan’ın üzerimizde gerek siyâsî ve ekonomik gerekse askerî olarak otorite, egemenlik sahibi olmasına izin vermemelidir.

· Hükümet, serbest ticâret adı altında ekonomimiz, piyasalarımız ve sanayimiz üzerindeki Hindistan hâkimiyetine izin vermemelidir.

· Hükümet, doğalgaz ve kömürümüzü, sadece kendi çıkarlarının peşinde olan Hindu şirketlere vermemelidir. Bilakis doğal kaynaklarımızı değerlendirecek ve kendi îmalat sanayimizi kuracak bir politika geliştirmelidir.

· Hükümet, herhangi bir doğalgaz boru hattı sözleşmesine girişmeden önce hâkimiyetimizi ve güvenliğimizi koruma altına almalıdır.

· Hükümet, Hindistan’a nehirleri birleştirme, Tipaymuh Barajı ve diğer benzer tüm su saldırılarına ilişkin plânlarını durdurması için baskı yapmalıdır.

· Hükümet yalnızca, son otuz yıldan bu yana her sene yapılan sınır kuvvetleri arasındaki bayrak törenlerini değil, Hindistan’dan tüm sınır saldırılarını durdurmasını talep etmelidir.

 

Muhyiddin Ahmed
 HİZB-UT TAHRİR
Bangladeş Resmi Sözcüsü ve Genel Koordinatörü
H. 03 Zilka'de 1425
M. 17 Aralık 2004

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |