Amerika Sudan Hükümeti’ni Kapsamlı Sudan Barış Yasası İle
Ödüllendirdi
Sudan Hükümeti Amerika’nın kendisinden râzı olacağı, destekleyeceği
ve arka çıkacağı düşüncesiyle, “Sudan’da Barış Operasyonu” dediği
ılımlılık ile karışık tâvizleri öne sürmüştür. Kaldı ki tehlikeli,
zelil ve küçük düşürücü olan bu tâvizlere karşılık hükümet unuttu
veya unutmuş göründü ki, bunlar kâfir bir devlete hem de ne kadar
taviz verirse versin, ne kadar zelil olursa olsun, ne kadar tasdik
ederse etsin, kendisinden râzı olması imkânsız olan küfrün başına
verilmektedir. Nitekim Allah [Subhânehu ve Te’alâ] şöyle
buyurmaktadır:
Sen onların dînine tâbi olmadıkça yahudiler de hristiyanlar da
senden asla râzı olmayacaklardır! [el-Bakara 120]
Ve şöyle buyurmaktadır:
Sizi, ağızları(ndan çıkan laflar) ile râzı ediyorlar. Fakat kalpleri
(buna bile) karşı çıkıyor. [et-Tevbe 8]
Hükümet, geçen yılın sonunda Barış Protokolleri denilen şeye son
imzayı atmak üzere 18-19.11.2004’te Kenya’daki Güvenlik Konseyi
oturumunda İsyancı Hareket ile sözleştiğinde teslimiyet ve ihânet
son noktasına vardı! Amerika da bu hükümeti ödüllendirdi ama acaba
bu nasıl bir ödül idi? İşte bu, Kapsamlı Sudan Barış Yasası denilen
yeni bir yasa idi! Bu yasanın “Sudan’ın kendi petrol
gelirlerinden faydalanmasının engellemek üzere bir plân konulacaktır”
şeklindeki bir maddesinde de açıkça belirtildiği gibi Sudan’a
yaptırımlar uygulanabilecek, bu hükümetin bazı yetkilerine
kısıtlamalar konulabilecek ve petrol gelirlerinden faydalanması
engellenecektir!
Bizler dâimâ, barış denilerek sürdürülen bu tâvizkâr müzârekelerin
Allah’a, Rasulü’ne ve Mü’minlere ihânet olduğuna dikkat çeken apaçık
uyarıcılar idik. Bir çok kez, bunun ardında olan Amerika ile
Avrupa’nın bizim düşmanımız olduklarını, dolayısıyla onlardan
sakınmamız gerektiğini ve yabancılardan yardım talep etmenin veya
buna çağrıda bulunmanın siyâsî bir intihar olduğunu, çünkü tüm bu
kâfirlerin yalnızca ülkeyi parçalamak ve servetlerini gaspetmek
niyetinde olduklarını tekrar tekrar söyledik. İşte bu yeni yasa, bu
zincirin yalnızca bir halkasıdır ve bu konuda gizlenenler çok daha
ciddiyet arzetmektedir.
Beldemizin birliğini, servetlerimizi ve varlığımızı hedef alan bu
şerir kompluyu durdurmak, bu hükümetin ellerini bu ihânet
anlaşmalarından çektirmek ve kâfirin azgın ihtiraslarına sağlam bir
set olacak, müslüman olsun olmasın tebâsına karşı adâletle muâmele
edecek, onları refaha kavuşturacak ve onlarla birlikte olacak
Nübüvvet Minhâcı, metodu üzere Râşidî Hilâfet Devleti’ni
kurmak için çalışmak hepimizin üzerine vâciptir.