Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Irak Medya Bürosu

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

Irak Ordusunun Kuruluşu Münâsebetiyle el-Hâlisi Konferansı’nda Yapılan Konuşma

Rahman ve Rahîm olan Allah’ın İsmiyle… Salât ve Selâm, Rasullerin Efendisi Muhammed’e, Ehline ve Sahâbesinin hepsine Olsun. Es-Selamu ‘Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh Ey Kerîm Kardeşler ve ba’d

Daha önceleri Arapların ve Müslümanların yöneticileri, orduları kendi tahtlarını korumak üzere kullanırlardı. Bu ordular da bizim ülkelerimizde, başımızdaki hâin yöneticilerin emriyle sömürgeci kâfirlerin plânlarına hizmet ederlerdi. Her iki Körfez savaşında da Birinci Körfez [Irak-İran Savaşı] ve İkinci Körfez [Irak-Amerika Savaşı] sırasında böyleydi. Bu ordular hiçbir zaman Ümmeti, Dînini, ülkesini, güvenliğini ve şerefini korumazdı. Önceki [1956, 1967, 1973 ve 1982] savaşlarında Yahudiler, İngilizler, Fransızlar ve Amerikalılar karşısında hep böyleydi. Yine de bu ordularda, Dînlerine ve Ümmetlerine sâdık birçok şerefli ve hayırlı subaylar vardı. Onlar ardı ardına bu hâin yöneticileri devirmek için birçok girişimde bulundular ama onların girişimleri bugüne kadar başarılı olamadı. Bu bana 1970’lerdeki bir anımı hatırlatır. O zaman Tugay komutanı rütbesindeki cesur subaylarımızdan biri ile buluşmuştum. Elinde askerî konularla ilgili bir kitap vardı. Kitabın sayfalarının bir çoğunu karalamıştı. Kendisine bu karalamalar hakkında sordum. Bana Filistin’i kurtarmak üzere bir plân çizdiğini ve bunun hazırlıklarını yaptığını söylemişti. Onun bu hassas bakışını ve sahip olduğu güçlü îmanı görünce çok mutlu olmuştum. Yine bazı Filistinliler bana, Yahudileri Irak Ordusu ile korkuttuklarını ve onun Filistin’i kurtarmada öncü olacağını söyleyerek tehdit ettiklerini anlatmışlardı. Alçak Amerikan işgâli yüzünden bu azîz beldemizin başına gelen musîbete gelince; bu durum, -Allah muhâfaza- Irak Ordusu’nun korkaklığından değildi. Bilakis tâğut Saddam, Irak Ordusu’nu Amerikalılar ile gerçek çarpışmalarla savaşa hazırlanmaktan men etti ve bu maksatla hiçbir askerî plân tasarlamadı. Buna ilâveten Amerika Irak’ı işgâl eder etmez, Irak Ordusu’nun bazı üst düzey komutanları teslim oldular. Böylece Irak Ordusu çok erken çözülmüş oldu. Zîra ondan çok korkuyordu. Şu anda ise, “Vatanî Muhâfızlar” denilen orduya alternatif olan güçsüz bir ordu oluşturmaya çalışmaktadır. Onun işi ordularının önünde duran bir kalkan olmaktır. Böylece kendi askerî üslerini ve ajanlarını koruma altına alacaktır. Bugün hepimiz Dinimizi, ülkemizi, şerefimizi, nâmusumuzu ve değerlerimizi koruyacak, Müslümanların beldelerine uzanan her eli kesip atacak İslâmî ‘Akaîdî bir orduya muhtâcız. Bu da ancak ilk İslâmî Devleti kuran Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in Medînet-il Munevverâ’da yaptığı gibi, bizi izzete ve zafere kavuşturacak Kerîm ve Muhlîs bir İslâmî Devlet kurulmadıkça olacak bir iş değildir. Allah [Subhânehu ve Te’alâ]’dan İslam’ı ve Müslümanları bir an önce izzetlendirip ferahlatmasını ve sömürgeci kâfirlerin kökünü kazımasını niyâz ediyoruz. Allah [Subhânehu ve Te’alâ] şöyle buyurmuştur:

Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve bağlanıp beslenen savaş atları hazırlayın ki böylece Allah'ın düşmanlarını ve kendi düşmanlarınızı korkutursunuz. [el-Enfâl 60]

 

‘AbdulCebbâr el-Kavvâz
 HİZB-UT TAHRİR
Irak Medya Bürosu Müdürü
H. 24 Zilka'de 1425
M. 06 Ocak 2005

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |