Devletin Genel Bütçesi, Fikrî Bir İflas ve Kesin Bir
Hezîmettir
Yemen Temsilciler Meclisi, H. 24 Zilka’de 1425 muvâfık M. 05 Ocak
2005’te devletin genel bütçesini onayladı. Bu bütçenin hiçbir fikrî
bir temeli yoktur. Ne İslâmî ne sosyalist ne de kapitalisttir. Bunun
içindir ki eleştirmek isteyen içerisinde tutarlı hiçbir renk veya
tat bulamamaktadır. Bu da devletin içine düştüğü korkunç fikrî
iflasın boyutunu göstermektedir. Nitekim doğru bir ekonomik temel
üzere kurulu olmadığı gibi, ekonomik çalışmalardan mahrum rizikolu
görüşlere uyumlu haldedir. Doğru ekonomiye dayalı ekonomik,
finansal, toplumsal, nakitsel ve yönetimsel hedefleri
gerçekleştirmekten uzaktır. Maddeleri açık ve net olmadığı gibi
uygulama, denetleme ve izleme işlemlerini kolaylaştıracak şekilde
sınırlı bir yapısı da yoktur. Üstelik içerisinde, ölümcül dozda
yerleştirilmiş “petrol türevlerinden desteğin kaldırılması” denilen
bir “saatli bomba” bulunmaktadır. İşte bu, doğal olarak tüm tüketim
maddelerinin fiyatlarını artıracak, dolayısıyla fakirliği, açlığı,
işsizliği, hatta ekonomik ve sosyal çöküntüyü artıracaktır.
Araştırmalara göre, Meclisin 65 milyon dolarlık bir krediyi
oylayarak bu ölümcül dozajı onaylanmasının ardından petrol
gelirlerine bağımlı bu artışın son haddine varması, yine bu sorunlu
ve çalkantılı durumda petrol gelirlerinin düşmesi de mümkündür.
Bu yılın cârî bütçesine, musibetleri artacak insanlar için yeni bir
doz olarak îtibar edilir. Bu halk her bir dozun son doz olmasını
ummaktadır. Velâkin heyhât… heyhât! Petrol türevlerinin
fiyatlarındaki bu artış, Devletlerarası Para Fonu [IMF] ile Dünya
Bankası’nın dayattığı dozlardan bir dozdur. Hükümet bunları
“borçları bitirmek” bahanesiyle uygulamakta, hatta halkın
maslahatlarını gözettiğini iddia etmektedir. Ne var ki borçlar her
geçen gün katlanarak artmaktadır. Velev ki bu borçlar Yemen halkı
arasında paylaştırılacak olsa onlara, onların evlatlarına ve
evlatlarının evlatlarına dahi yük biner!
Ey Müslümanlar!
Muhakkak ki bu bütçe, “tasallutunun” üzerinden 42 yıldan fazla geçen
bu devletin beceriksizliğini apaçık gözler önüne sermektedir. Bu
devlet, üç ızdırâbın [fakirlik, cehâlet ve hastalık] acısını çeken
bu halk için hiçbir somut gelişme gösterememiştir! Beceriksizlik ve
hezîmet üzere devam eden bu müflis devlete karşı daha ne zamana
kadar sessizlik ve görmezlik ile tahammül edeceksiniz? İflasın
derinleşmesi ve fakirliğin yayılmasına paralel olarak ezme ve baskı
politikası yürütüldüğü, hak sözün açığa çıkmasına karşı görüş
belirtme ve ifade hakkının engellendiği, sloganik “demokrasi” ve
“insan hakları” palavralarına rağmen ağızların kapatıldığı da
muhakkaktır. Böyle bir devlet için en asgâri tanım, zorba bir vergi
devleti olmasıdır! Hayırhah riâyet devleti değil! Oysa Rasulullah
[SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmaktadır:
Her kim bir mal bırakırsa vârislerine aittir ve her kim de bir
muhtaç bırakırsa (onun bakımı) Bize (devlete) aittir.
Ey Müslümanlar! Ey Yemen Halkı!
Bu yönetim nizamlarına sessiz kalarak kendinizi ölüme ve fakirlik
uçurumunun kenarına atmaktasınız. Bu haliyle kendinize ve Ümmetinize
zulmediyorsunuz. Bu doz, ölüme sürüklenen bir toplum için öldürücü
bir nihâî doz gibidir ve onun ölümü tüm değerlerini yitirmesi,
sınıfsal farklılıkların artması ve hatta fesâd üstüne fesâdın
azgınlaşması ile sonuçlanacak, etkisi toplum açısından yıkım
olacaktır. İtaat edilmesi kaçınılmaz olan Allah [Subhânehu ve
Te’alâ]’ya itaatten kaçınılacak, uğrunda çalışılması gereken
kalkınmadan uzaklaşılacaktır.
Artık bu nizamları def etmenin, onlardan kendimizi kurtarmanın
zamanı hâlâ gelmedi mi?! Temsilciler Meclisi’nin bu silik tavrı,
sizin umursamazlıklarının ne boyuta vardığını kanıtlamaya yetmiyor
mu?
Size hitap ediyor ve sizi, Allah’a dâvet edenlere icâbet etmeye,
İslâmi Hayatı yeniden başlatmak ve Ümmeti bütünleştiren Hilâfet’i
kurarak Allah’ın Şeriatini tatbik etmemenin ve bu tiksindirici
cürümlerin günâhını kaldırmak üzere Hizb-ut Tahrir ile
birlikte çalışmaya çağırıyoruz.
Ey îman edenler! Allah ve Rasulü sizi, size hayat verecek şeye dâvet
ettikleri an icâbet edin! Bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına
girer ve siz muhakkak O’nun huzurunda toplanacaksınız. [el-Enfâl
24]