Türkiye’nin Göstermelik Irak Seçimlerini Desteklemesi Apaçık Skandaldır
30 Ocak’ta Irak’ta seçim yapılacağı halde, henüz ne adaylar belli
olmuştur ne de seçim merkezleri. Seçim yapılmakta ama seçimlerde
kimin aday olduğu, nerede oy kullanılacağı açıklanmamaktadır.
Üstelik Irak dışında seçimlere katılmak isteyen Iraklılar için
birçok ülkede seçim sandıkları kurulmuştur. Seçimlere 2 gün kala
Irak dışındaki Iraklılar oy kullanmaya ilk olarak Avustralya’da
başlamıştır. Adayları, seçim merkezleri ve seçim sonuçlarının
akıbeti hiç belli olmadığı halde, Irak dışındaki Iraklıların oy
kullanması için oy sandıkları hazırlayan ülkelerden biri de
Türkiye’dir.
Oysa bu seçimler işgâl altında yapılmakta, işgâlin mızrakları
altında oy verilmektedir. Güvenlik endişesiyle adaylar kimliklerini
açıklamamakta, belli olanlar da ya çok az tanınmakta yada hiç
tanınmamaktadır. Seçim rekabeti için rahat bir ortam sağlanmamakta,
gerçek bir seçim atmosferi hiçbir şekilde hissedilmemektedir. Ayrıca
halkın önemli çoğunluğu seçim kaydı yaptırmamaktadır. Zaten
işgâlcinin denetiminde açılacak seçim sandıklarından ne sonuç
çıkacağını tahmin etmek de zor değildir.
Buna rağmen Davos’ta düzenlediği basın toplantısında Recep Erdoğan “Irak’ta
yapılacak seçimi tam demokratik bir seçim olarak nitelemek mümkün
değildir. Bu, olsa olsa demokrasiye geçiş olan bir seçimdir”
demiş, Erdoğan’ın bu açıklamasına Amerikan Dışişleri Bakanlığı
sözcüsü Richard Butcher ise “seçimlerin kusursuz olacağını
kimsenin iddia etmediğini” söyleyerek karşılık vermiştir.
Dolayısıyla bu seçimlerin, işgâlcinin plânlarından bir plân olduğu
açıktadır. Üstelik işgâlci bu seçimlerle ortaya çıkacak işgâl
güdümlü hükümetin, işgâlcinin kaldıramadığı direniş yükünü üzerine
alacağı mâlumdur. “Demokrasi”, “kurtuluş” ve “özgürlük” gibi
aldatıcı sloganların, işgâlcinin cürümlerini meşrulaştırmaktan başka
bir şey olmadığı da çoktan ortaya çıkmıştır. Daha da kötüsü, İşgâlci
Kâfir seçimleri Müslüman arasında fitne ateşinin yakılması ve kardeş
kavgasının başlatılması için bir araç olarak kullanmak istemektedir.
İşte bu nedenle, tüm olumsuzluklara ve eleştirilere rağmen,
seçimlerin yapılmasında bu kadar ısrarcı olmaktadır.
Irak’taki sahte seçimlerin bu gerçeğine rağmen Türkiye yönetiminin
seçim sandıkları açarak, Amerikan işgâlcisi ile dostluk ve stratejik
işbirliği içerisine girerek ve Irak’taki işbirlikçi hainleri
destekleyerek bu cürüme ortak olması Türkiye halkı ve Türkiye’ye
Hilâfetin son merkezi olarak bakan İslam Ümmeti için üzücü ve
tiksindiren bir tavırdır.
Muhakkak ki Türkiye halkı, İslâmî Ümmetin seçkin bir parçası olarak
bunları unutmayacak, sinesindeki nefreti daha da körükleyecek ve
Allah’ın izni ve yardımı ile yeniden ayağa kalkarak zalimlere ve
hâinlere haddini bildiren Müslüman kardeşlerine ortak olacaktır.