Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Lübnan Medya Bürosu

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

Siyâsî Çürüme İşte Bu!

Siyâsi ve kimi zaman güvenlik kaosun yayılımını kabul etme veya reddetme hususundaki çatışma, Lübnan’a egemen olduğundan beri muhâlefetten desteğe geçen taraflar ve destekten muhâlefete dönen diğerleri… Dağılan konfederasyonlar ve garip şartlarda ortaya çıkan diğerleri… Fikrî ve siyâsî “ideolojilerine” yakın olanlar -ki bunlar arzularına göredir- ve onları reddeden veya onlara uzak olan diğerleri!.. Bu politik dalgalanmanın anlamı şudur: yönetim koridorlarında ve parti kulislerinde siyâsî dümeni çevirenler ile siyâsî güçlerin birçoğu menfaate dayalı dar gruplardır ve açığa çıkan bu çirkef durum, yaklaşan milletvekili seçimleri “mevsimi”nden dolayıdır.

“Canlı” paradoks şu ki, yönetim sahipleri sarhoşluktan ayılmış veya ayıldıklarını zannetmişlerdir. Dolayısıyla “dışarı” ile güçlenenlerin -yani siyonizm araçlarıyla işbirliği yapanların- tarafına kendilerini kimlerin getirebileceğini tespit etmeye çalışmaktadırlar ki “aralarında anlaşmazlık olsa dahi” itibar ve makam sahibi olabilsinler, “kantonik veya tâifî projeleri olmayan devletin evlatları” olabilsinler!

Yönetim sahipleri ile muhâliflerinin takınması gereken tavrın ele alınmasıyla açığa çıkan odak noktası şudur: Lübnan’da otorite net bir politika benimsemiş değildir. Tek başına bu bile çürüklüğünün boyutunu, siyâsî ufkunun darlığını, “huzur ve istikrar” dedikleri gerçek maslahatlara etki eden büyük meselelerde ne kadar da ciddiyetsiz olduklarını göstermektedir. Böyle bir yolda olan devletin âkıbeti kaostur! Bünyesinde yıkıcı dinamitler barındıran ve tavırlarında net tedbirlerden mahrum siyâsî güçleri bulunan bir devlet sâfiyetini koruyamayacağı gibi pazarlıklar ve operasyonlar ocağına düşmekten de kurtulamayacaktır. İnsanlara verilen sözler artık tükenmiş durumdadır. Bu nedenle hayâl kırıklığına uğramışlar ve hüsran, keder ve hezîmet sillesini tatmışlardır.

Herkesi İslam’ın şer’î siyâseti üzerinde derinden çalışmaya ve onu benimseye dâvet ediyoruz. Zîra tüm dünya ve içerisindeki Lübnan için zulmün karanlıklarından, içine düştüğü çukurdan ve çılgın alevlere atılmaktan tek kurtuluş İslam’dır. İnsanlığın ümidi işte odur. O vaadedilmiş gelecektir. Allah’ın izniyle önümüzdeki günlerin ve atılacak sür’atli adımların siyâseti odur. Çünkü adâlet ve nur sahibi bir devlet, Nübüvvet Minhâcı üzere Râşidî Hilâfet Devleti tarafından tatbik edilecektir.

Şüphesiz Allah emri üzere ğâlibdir. Velâkin insanları çoğu bilmezler. [Yûsuf 21]

 

 HİZB-UT TAHRİR
Lübnan Medya Bürosu
H. 24 Zilhicce 1425
M. 02 Şubat 2005

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |