Kıbrıs Seçimleri Sömürgeci Kâfirin Plânını
Canlandırmak İçindir
Kıbrıs meselesi, devletlerarası bir meseledir ve Amerika ile
İngiltere arasında cereyan etmektedir. Halbuki Kıbrıs, İslâmî
Ümmet’in seçkin beldelerinden biridir ve yalnızca İslâmî Ümmet’in
meselesidir.
Amerika, Kıbrıs konusunda lehine bir gelişme sağlayabilmek üzere
2002’de Annan Plânı’nı ortaya attı. Sonra şiddetle desteklediği AKP
Hükümeti’ni iktidara getirdi. Ardından Kıbrıs’ta hemen bu plânın
uygulamasına yöneldi ama bir türlü Kıbrıs’taki İngiliz güdümlü
muhâlefete engel olamadı. Dolayısıyla Amerika, Kıbrıs’ta siyâsî bir
güç elde etmek üzere seçim üslubuna yöneldi. 14.12.2004’te yapılan
seçimlerde Amerika’nın desteklediği Mehmet Ali Talat’ın CTP’si
birinci parti olarak çıktı. Fakat tek başına iktidara ulaşamadığı
için Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş’ın partisi
ile koalisyon kurmak zorunda kaldı. Seçimlerden hemen sonra 14 Nisan
2004’te Annan Planı için yapılan referandumda Kuzey Kıbrıs plâna
evet derken 1 Mayıs 2004’te Avrupa Birliği üyesi olmanın
rahatlığıyla Güney Kıbrıs hayır dedi ve plânı sona ermiş oldu.
Amerika, Kıbrıs için Annan Plânı’ndan başka alternatife sahip
olmadığı için, güdümünde bulunan Talat’tan Hükümeti bozmasını ve
yeniden seçimlere gidilmesini istedi. Zira bu plânın uygulanması
için Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı
makamlarını elinde tutması gerektiğini gördü. Böylece 20 Şubat 2005
tarihinde genel seçimlerin yapılması kararlaştırıldı. 20 Şubatta
yapılan seçimlerde Talat liderliğindeki CTP 24, Derviş Eroğlu
liderliğindeki UBP 19, Serdar Denktaş liderliğindeki DP 6 ve bir
diğer Amerikan güdümlü parti olan BDH ise 1 milletvekili
çıkarabildi. Çıkan bu sonuç Amerika’nın bu seçimlerde umduğu
başarıyı sağlayamadığı anlamına gelmektedir. Annan Planı’nın yeniden
gündeme getirilmesini önemli ölçüde zora sokmuş olsa da, 17 Nisan
2005’teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağlı olarak değişkenlik
gösterecektir.
Kâfirler gladyatörlerini çarpıştırarak Ümmetin toprakları ve
servetleri üzerinde birbirlerine karşı mücadele etmekte iken, AKP
taifesinden olan Türkiye’nin yöneticileri onların bu çirkin
entrikalarını alkışlamak, desteklemek ve yardımcı olmak ile
katkılarını esirgememektedirler. Türkiye’nin ayrılmaz bir parçası
olan Kıbrıs’ta, kendi arzularını gerçekleştirmek üzere seçim
sandıklarına götürüp getirerek Ümmet ile oynanmasına göz
yummaktadırlar.
Muhakkak ki İslâmî Ümmet, bu entrika ve ihânetlerden habersiz
değildir ve öfkesini saklı tutmaktadır. Allah’ın dilediği ve
yardımını gönderdiği anda, kâfirlerin yanında izzet, şeref,
haysiyet, itibar veya üstünlük arayanlara hadlerini bildirerek
önceki zorbalar gibi onları da tarihin kara bataklığına gömecektir,
İnşâAllah
Çünkü bu, Allah’a zor değildir. [İbrâhim 20]