Yöneticileri Muhâsebe Eden Beyannameleri,
“İğrenç Literatür” Olarak Tanımlayan Hükümet
İnsanları Saptıramaz!
Hükümet, Hizb-ut Tahrir’in fikrî ve siyâsî mücâdelesini
“terörizm” ve “dinsel nefret içerikli” olarak tanımlayarak insanları
saptıramaz. Yöneticiler bir taraftan Anti-Terörizm Yasası’nı fiilen
düzeltme plânları yaparlarken diğer taraftan yöneticilerin İslam’a
dayalı olarak muhâsebe edilmesini yasal olarak engellemek üzere bir
duman bulutu oluşturmaktadırlar. General Müşerref, Hizb-ut Tahrir’in
beyannamelerini “iğrenç literatür” olarak tanımladığı halde aynı
zamanda açıkça Hizb-ut Tahrir ismini telaffuz etmekten de
kaçınmaktadır. Bundan önce aralarında Pencap Başbakanı ve Federal
İçişleri Bakanı da olmak üzere diğer bazı hükümet yetkilileri,
mescidlerin dışında beyannameler dağıtılmasının durdurulmasına
çağıran açıklamalar yapmışlardı. Ümmet, vakıası gereği Hizb-ut
Tahrir yayınlarının fikrî ve siyâsî içerikli olduğunu, mevcut
kapitalist sisteme alternatif olarak İslâmî sistemi takdim ettiği
gibi yöneticilerin ihânetlerini de gözler önüne serdiğini gâyet iyi
bilmektedir. Hizb-ut Tahrir son 50 yıldır tüm dünya çapında
Müslümanları tek bir bayrak altında birleşmeye, ırk, renk, mezhep ve
milliyet gibi tüm sunî ayrımları bir tarafa bırakmaya dâvet
etmektedir. Üstelik Hizb-ut Tahrir Müslümanları olduğu kadar
Müslüman olmayanları da kapitalist sistemin zulümlerinden ve
baskılarından Hilâfet’i kurarak kurtarmaya çalışmaktadır.
Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir’in “bölücü” veya beyannamelerinin
“iğrenç literatür” olarak tanımlanmasına yönelik tüm mesnetsiz
iddialar saçmalıktır.
Gerçek şu ki Amerika Müslüman Ümmetin yeniden birleşebilme
olasılığından fena halde ürkmektedir. Bunun içindir ki Müşerref gibi
ajanlarını bu birleşmeye engel olmak üzere bıkmadan-usanmadan
çalıştırmaktadır. Yöneticiler şunu bilsin: Nasıl ki Mekke’nin
müşrikleri Rasulullah [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in
Medîne’de İslâmî Devlet’i kurmasını engelleyemediler, aynı şekilde
kendileri de Hilâfet’in yeniden kurulmasını
engelleyemeyeceklerdir.