Hizb-ut Tahrir Çökertilmedi, Çökertilemez!
01 Mart 2005 tarihinde,
güneş henüz doğmadan 05:30 civarında
Hizb-ut Tahrir üyelerinin
evlerine emniyet güçleri tarafından çirkin bir şekilde baskın yapıldı. Bu
baskınlar neticesinde Hizb-ut Tahrir’in
seçkin üyelerinden 5 kişi gözaltına alındı. Zulümde sınır tanımayan emniyet
güçleri evlerinde bulamadığı 2 Hizb-ut
Tahrir üyesinin kardeşlerini
gözaltına alarak zulümlerine zulüm kattılar.
Hizb-ut Tahrir’le hiçbir
alakası olmayan iki kişinin gözaltına alınması ise emniyet güçlerinin ne kadar aciz
ve bilgisiz olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Neticede dün, Müslümanların izzet
ve şeref kaynağı Hilafet Devleti'nin ilga edilmesinin acı yıldönüm
tarihi 03 Mart 2005'te, mahkeme Hizb-ut Tahrir'in 5 seçkin
üyesinin, Müslümanların izzet ve
şerefini iade etmek için Raşidi Hilafet Devletini yeniden kurmaya
çalışmak suçundan tutuklanmalarına
ve cezaevine
gönderilmelerine karar vermiştir.
Hizb-ut Tahrir üyelerine yönelik süregelen bu tutuklama
kampanyasının, Türkiye devletinin uygulamasına düşkün olduğunu iddia
ettiği yasalarında
hiçbir haklılığı söz konusu değildir. Ve bu
zulmün basına yansıyan kısmında ise Hizb-ut
Tahrir’in daha önce yapılan
operasyonlar neticesinde
çökertildiği,
tutuklanan kişilerin ise Hizb-ut Tahrir’i
tekrar canlandırmaya çalıştıkları iddia edildi.
Sakın zalimlerin yaptıklarından Allah'ın gâfil olduğunu sanma!
Ancak Allah, onların cezalarını, gözlerin dışa fırlayacağı güne
erteler. [İbrahim
42]
Buradan Türk kamuoyuna sesleniyoruz;
Şu iyi bilinmelidir ki
Hizb-ut Tahrir ne şimdi ne de
geçmişte hiçbir zaman çökertilememiştir.
Türkiye gibi iç ve dış siyasetini
sömürgeci kafir devletlere endekslemiş uydu devletler bunu asla
başaramayacağı gibi; onların fikir babası ve efendisi konumundaki
sömürgeci kafir devletler de bunu başaramayacaklardır.
Bu sindirme, yıldırma ve yok etme hamlelerine
rağmen Hizb-ut Tahrir, önce Allah'tan
sonra ümmetten aldığı destek
sayesinde her geçen gün daha da güçlenmekte ve halkının kanını
emerek beslenen küfür sistemlerini çökertip yerine Allah’ın razı
olacağı İkinci Raşidi Hilafet Devletini
kurmak için Allah’ın yakında
göndereceği yardımı beklemektedir. Zulmedenler yakında nasıl bir inkılapla
devrileceklerini bileceklerdir. [Şuarâ 227]
Otoritenin eziyetlerine ve
alıkoymalarına rağmen, Hizbin şebâbı davayı taşımaya,
açık sözlü, samimi ve meydan okuyucu bir şekilde devam
etmektedirler. Dalkavukluk yapmadıkları gibi, yağcılık da yapmazlar.
Komplimana muhtaç olmadıkları gibi yaltaklanmaya da muhtaç
değildirler. Bu hususta yalnızca siyasî işlerle sınırlı kalmamakla
birlikte, yöneticilere veya davası
önünde duranlara karşı maddî eylemlere de başvurmazlar.
Yöneticilerden veya sistemlerinden korktukları için değil!...
Bilakis Allah’ın Rasulü [SallAllahu Âleyhi ve
Sellem]’in Mekke’de İslam’a
davetinde izlediği
adımları takip etmelerindendir.
Böylesi sıfatlara, hedeflere ve metoda
sahip bir Hizb, şüphesiz desteklenmeye ve kendisiyle birlikte
çalışılmaya lâyıktır. Muhakkak ki onun şebâbının peşlerine
düşülmesi, çalışmalarının engellenmesi, tutuklanmaları,
yargılanmaları ve hapsedilmeleri ise iğrenç bir iş ve büyük bir
günâhtır. Failleri için bu, hem dünyada hem
ahirette rezillik ve utançtır.
Şüphesiz Ümmet, onun şebâbına karşı cüretlenenleri
hesaba çekecektir. Onların hayat
sonrasındaki hesapları ise, daha zelil ve şiddetli olacaktır. Allahu
Teâla şöyle buyurmuştur:
Allah'a ve Rasulü'ne karşı (çıkanlar) haddi aşanlar,
kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Biz
apaçık ayetler inzâl etmişizdir. Kâfirler için küçük düşürücü bir
azap vardır. [el-Mucadele 5]