Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

Hâlâ Allah’a Tevbe Edip O’ndan Mağfiret Dilemeyecekler mi? [Mâide 74]

04 Ocak 2005 günü katıldığı bir toplantı sırasında Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilâyeti heyeti adına Başbakan Recep Erdoğan’a mektup iletirken çirkin bir biçimde tutuklanan Hizb-ut Tahrir üyesi Serdar Kaya’nın 09 Mart 2005 Çarşamba günü Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan ilk duruşmasında, İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık emâresi olan yeni bir çirkinlik daha yaşandı. Serdar Kaya, savunmasına Besmele ile başlamasından dolayı kibirli tavırlarıyla meşhur hâkimin emri üzerine jandarma zoruyla dışarı çıkarıldı. Duruşmayı izlemek üzere gelen 42 kişi tepkilerini tekbir getirerek sergileyince neye uğradığını şaşıran mahkeme başkanı, bu defa hepsinin gözaltına alınmasını emretti. Besmele ile başlamanın ve tekbir getirmenin, suç ve kabalık olarak algılandığı bir yargı sisteminin İslam’a karşı nefrette ve düşmanlıkta ne kadar da azgınlaştığı bir kez daha görülmüştür. Sırf “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için tutuklanan, hak sözü zâlim yönetici karşısında haykırdıkları için yargılanan ve Râşidî Hilâfet Devleti’ni kurarak Allah’ın Dinini hayata hâkim kılmak istedikleri için hapsedilen yahut katledilen mü’min gençlerin yardımcısı şüphesiz Allah’tır. Allah’a ve Rasulü’ne muhâlefet ederek haddi aşan, Allah’ın kullarını kulluklarından ötürü aşağılayan, tutuklatmaktan başka hiçbir şeye gücü yetmeyen ve ideolojik fikrî mücâdele karşısında utanç verici bir acze düşenlerin ise hiçbir yardımcısı yoktur. Allah’a itaatten uzaklaşmış, zelîl bir hayatı tercih etmiş ve şeytana tâbi olmuşlardır. İşte o şeytan da onlara yaptıkları pis işleri süslü göstermektedir. Tevbe edip hidâyete tâbi olmadıkça, onların âkıbeti ancak bu dünyada rezil bir hayat, Allah’ın izniyle çok yakında kurulması gözlenen İkinci Râşidî Hilâfet’in âdil yargısıyla yargılanmak ve Âhirette ise şiddetli bir azâp olacaktır.

Muhakkak ki mü’min erkeklere ve mü’mine kadınlara eziyet edip sonra tevbe de etmeyenlere, cehennem azâbı ve (orada da) yanma cezası vardır. [Burûc 10]

Ümmetten aldığı büyük destek ve teveccüh ile bu seyirlerinde, Hizb-ut Tahrir şebâbının İslâm Akidesi ile keskinleşmiş mızrakları şüphesiz eğilmeyecektir. Onlar Rableriyle güçlü, Dinleriyle azîz ve Rasulleriyle şereflidirler. Onlar, Allah [Subhânehu ve Te’alâ]’nın rıdvanı ve vaâdi ile, Nebî’si [SallAllahu ‘Aleyhi ve Sellem]’in Nübüvvet metodu üzere Hilâfet’in geri döneceğine dâir müjdesi ile sevineceklerdir. Zâlimler ise nasıl bir yıkılış ile yıkıldıklarını şüphesiz çok yakında göreceklerdir! Zîra bu, Allah’ın vaadi ve Rasulü’nün müjdesidir. Allah’ın vaâdi hak, Rasulü’nün müjdesi de şüphesiz doğrudur.

Muhakkak ki Allah, Allah ve Rasulü’nü incitenleri dünyada ve Ahirette lânetlemiş ve onlar için muhîn (horlayıcı) bir azap hazırlamıştır. Mü’min erkeklere ve mü’mine kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler ise şüphesiz apaçık bir iftira ve (büyük) bir günah yüklenmişlerdir. [al-Ahzâb 57-58]

 

 HİZB-UT TAHRİR
 Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu
H. 01 Safer-ul Hayr 1426
M. 11 Mart 2005

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |