Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Sudan Resmi Sözcülüğü

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

es-Sâdık el-Mehdî Hilâfete İftira Ediyor

es-Sahafe Gazetesi bugün, 5 Safer 1426 muvâfık 16 Mart 2005 Çarşamba günü es-Sâdık el-Mehdî’nin bir konuşmasına yer verdi. Haberde şöyle geçiyordu: “… el-Mehdî kendisinin -mevcut şartlar doğrultusunda- Mus’ab ez-Zerkâvî grubu ile onların temsilciliğini üstlenip Ilımlı İslam unsurlarından vazgeçirme plânları bulunan diğer tüm aşırı grupları hedef aldığını ve bunun Arap ve Müslüman ülkelerde, Müslümanları yüzlerce yıl geriye götürecek İslâmî Hilâfetin İkâmesi Projesi olan kendi modellerinin kurulmasına imkân veren bir boşluk oluşturduğunu ekledi.

“el-Ensâr’ın İmamı” tarafından sarfedilen bu sözler; Kissenger, Blair, Bush, Rumsfeld ve Myers’ın sarfettiği sözlere benzemektedir. Nitekim el-İmam’ın konuşmasına uyumlu olarak dile getirilen son konuşma Myers tarafından yapılmıştır. Şöyle diyordu: “Birleşik Devletler’in güvenliğine yönelik gerçek ve en büyük tehlike, 7. yüzyıldaki gibi Hilâfet Devleti kurulmasına çağıran aşırılıktır.” Allah [Subhânehu ve Te’alâ] ise şöyle buyurmaktadır:

Onlardan öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri (akılları) nasıl da birbirine benzedi? Kesinlikle bilen bir toplum için âyetleri apaçık gösterdik. [el-Bakarâ 118]

Senin nezdinde hayrın ölçüsü nedir, Ey İmâm? Zamanımızın Râşid Halîfeler zamanından daha iyi olduğunu mu düşünüyorsun da Ümmetin önceki zamanlarına geri dönmesini istemiyorsun? el-Mustafâ [‘Aleyhi’s Salâtu ve’s Selâm]’ın şöyle dediğini bilmiyor musun?

Sizin en hayırlılarınız Benim zamanımdakilerdir [Sahâbilerdir] Sonra onlara yakın olanlardır [Tâbiinlerdir] sonra da onlara yakın olanlardır. [Tebâ-ut Tâbiinlerdir] ‘İmrân (İbn-i Husayn) dedi ki: “Onlara yakın olanlar sözünü iki defa mı üç defa mı söylediğini bilmiyorum.” Sonra şöyle devam etti: Bunlardan sonra öyle bir topluluk gelir ki adakta bulunurlar ama yerine getirmezler. Hâinlik ederler ve güvenilmezdirler. Şâhitlik ederler ama şehîd olmazlar. Onların üzerinde şişmanlık görülür.

Hilâfet, yalnızca varlığıyla bile hidâyetin minâresi değil miydi? Dünyadaki insanları küfrün karanlıklarından İslam’ın aydınlığına ulaştırmadı mı? Müslümanların izzeti değil miydi? Ümmeti kâfirlerin ihtiraslarından koruyan bir sığınak olmadı mı? Hilâfet yıkıldıktan sonradır ki bu çöküş sürecine girip hayatımızda ‘Akîdemizi kaybetmedik mi? Demokrasi ve İslam’ı hayattan ayıran laiklik gibi Küfür fikirleri getirilmedi mi? İhtiras, şehvet ve dinden çıkma özgürlükleri yerleştirilmedi mi? Yoksa Batı’dan ve sistemlerinden sonra bu hâle düşmedik mi sence? Öyleyse Hilâfetin zamanları mı daha hayırlıydı, yoksa azgın düşmanların elini can-ı gönülden sıktığın senin zamanın mı hayırlıdır?!

Muhakkak ki Hilâfet, Hulefâ-i Râşidîn zamanından sonra bile, ilim ve sanayinin minâresi ve halkları hidâyete ileten bir kılavuz idi. Hatta senin bugün üstün örnek olarak aldığın ve üzerine titrediğin Avrupa, o zaman Hilâfet karşısında titriyordu. Şimdi sana basit bir örnek verelim ki Allah’ın izniyle İslam’a ve de tuzakçıların tuzaklarına ve âcizlerin acziyetine rağmen Hilâfet’in yeniden dönüşüne olan güvenin tazelenebilsin. Zamanın İngiltere, İsveç ve Norveç Kralı, Müslümanların Halîfesine şu mektubu göndermişti:


İngiltere, İsveç ve Norveç Kralı II. George’dan,

el-Endülüs memleketinin Melîki, Müslümanların Halîfesi, yüksek makam ve büyük azamet sahibi III. Hişâm’a…

Zâtınızı tâzim edip ihtiramımızı sunduktan sonra, mâmur bulunan ülkenizde ilim ve sanayi alanında gerçekleştirilen büyük ilerlemeyi işittiğimizi bilmenizi isteriz… Dolayısıyla evlatlarımızın bu güzel faydalardan istifâde etmelerini istiyoruz. Öyle ki dört bir yanı cehâletle dolmuş ülkemizde ilim ışığının yayılması bakımından bizim için adımlarınızı tâkip eden güzel bir başlangıç olsun… Kardeşimizin kızı “Prenses Dupant”ı, İngiliz eşrâfının kızlarından oluşan heyetin başına geçirdik ki tahtınıza yakınlık ve şefkât arzusu ile şereflensinler, böylelikle de azametli inâyetiniz altında eşleriyle birlikte olsunlar… Küçük prensesi, yüce makâmınıza mütevâzi bir hediye ile gönderdim. Bunu, zâtınıza olan tâzim ve hâlis sevgimizin bir emâresi olarak kabul ederek bizi şereflendirmenizi rica ediyorum.

İmza:

İtaatkâr Hizmetçiniz

II. George


İbrâhim Usmân (Ebu Halîl)
 HİZB-UT TAHRİR
Sudan Resmi Sözcüsü
H. 05 Safer 1426
M. 16 Mart 2005

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |