Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Lübnan Medya Bürosu

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

"Yılanın Başını" Koparın ve Fitneci Sefîrleri Kovun!

Muhakkak ki târih, asırlarca İslâmî Ümmete, gerek İslâmî Devletin yönetimdeki beldeler gerekse düşman devletlerin yönetimindeki beldeler olsun, dünyanın birçok ülkesinde meydana gelen olayların dümenini, en güzel bir idâre ve büyük bir adâlet ile çevirdiğine şâhitlik etmiştir. Üstelik İslam Devleti, hiçbir şekilde herhangi bir yerde fitne tohumları ekmediği gibi, gücü yettiği halde onlara kaos, kargaşa ve savaşlar çıkarmak yoluyla müdâhale etmemiştir.

Bunu söylüyoruz. Çünkü on yıllardır, kurtlar sofrasındaki yetimler gibiyiz. Batılı kapitalist devletler işlerimize açıkça müdâhale etmekten âdeta zevk almaktadırlar. İslâmî beldelerin başındaki yöneticilerden, bu parazit devletlere karşı koyacak Râşid Halîfeler gibi yada Harun er-Raşîd veya Mu’tasım gibi olan veya güttüğü sürüye karşı gayretli bir çoban gibi olan tek bir tane dahi bulamıyoruz. Lübnan’da son aylarda meydana gelenler bunu resmetmektedir. Bazı Batılı devletlerin sefîrleri, hükümet ve güvenlik birimlerinin on yıllardır süren ve hâlen devam edegelen aşırı dengesiz hoşgörülerinden faydalanarak “demokratik çabalar” gerekçesiyle hurumâtımızı çiğnemektedirler. Bu sefîrler büyük gölgeli şemsiyelere sahip oldukları halde bu dengesizlik yapılmaktadır!

Lübnan’daki ve diğer beldelerdeki sefîrler, iç savaşta kan yağmurları yağdırma pahasına da olsa, tuzaklar kurmaktadırlar ki “Hâmîlik” ve “Muhâlefet” ele başları kendilerine koşsunlar, yalvarsınlar ve itaat edecekleri tâlimatları alsınlar. Onlar ise bununla izzet ve hâkimiyet sahibi olacaklarını sanmaktadırlar. Fakat gerçekte kendilerini harap etmekte, halkı da aşağılanmaya ve zillete düşmektedirler. Bu nedenle yakında şu iki kelimeyi, içi boşaltılmış “izzet” ve “hakimiyet” kelimelerini terennüm edip sırf onları memnun etmek için bilerek yada bilmeyerek medyanın tüketim pazarında pazarlamasını yapacaklardır!

Bu vesileyle, Allah’ın rızası ve Ümmetin hayrı için samimi siyâsî çalışma çağrımızı yineliyor, bu çalışma ile uğraşanlardan da Batı veya yerli uşaklarının kendilerine sunacağı çok leziz tabakları kırmalarını istiyoruz. Zira onların menüsünde ancak zehir vardır.

Tam bir açık-sözlülük ve cesâret ile söylenmesi kaçınılmaz olan şudur: Batılı sömürgecilerin, özellikle Amerika, Fransa ve İngiltere’nin Lübnan’daki sefâretlerini derhal kapatın! Bu mücrim devletlerin sefîrlerini olabilecek en rezil bir şekilde veya mümkün olan en köklü bir şekilde kovun! Bu sefâretler etrafında yapılan gösterilerle veya uygulamalı bir operasyon dahilinde öfkeleri hareket geçirmeksizin sadece bununla yetinmeyin!

Muhakkak ki bizler, şerefli bir geçmişi ve yüksek bir kararlılığı olan bir Ümmetiz. Allah’ın izniyle gelecek bizimdir! Şimdiden kendimizi, politikaları dışardan yürütülmeyecek olan bu parlak geleceğe hazırlayalım. Öyle ki Nübüvvet Minhâcı üzere Kerîm bir devletimiz olsun da hep birlikte onun, Râşidî Hilâfet Devleti’nin yönetiminde memnuniyetle gölgelenelim.

 

 HİZB-UT TAHRİR
Lübnan Medya Bürosu
H. 10 Safer 1426
M. 03 Mart 2005

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |