Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Lübnan Medya Bürosu

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

Seçimler Denilen Bir Oyun!

Lübnan bu haftalarda, önceki herhangi bir zamandan çok daha karışık bir durumdadır. Buradaki siyâset erbapları ve spekülatörleri sınırı olmayan bir “yalancılık” içindedirler. Bu yalancılıklarına ilâveten bir de, “ğânimet” üzerinde çekişen veya Seçim Dâiresi “kavşağında” birbirlerine kılıç çeken “muhâlefet”in evlatları, “Kamplaşma” ve “Grupsal İstif” gibi yeni terimler üretmişlerdir. “Destekçilerin evlatları”na gelince; onlardan bazıları geri çekilmiş bazıları da “modaya uygun” olarak kıyâfetlerini değiştirmişlerdir. Zîra gerek gözden düşenler gerekse gözden düşmek üzere olanlar olsun, değerler ve “ideolojiler” tamamen siyâsî tavırların kontrolünden yada seçim listelerinin oluşturulmasından uzaklaşmıştır. İnsanlar listelerin düzenlenmesinde ve “rekâbetin” hazırlanmasında ölçünün, kendilerini temsil eden veya kendileri adına hareket eden veya kendilerine örneklik yapan kesimlerin değil, tam aksine adayların çıkarları olduğunu kavramaya başlamışlardır. “Lübnan’ın yüksek çıkarları” şöyle dursun, ne bir bölgenin ne de bir partinin çıkarları söz konusudur. Tüm adaylarda ortak olarak göze çarpan husus ise hiçbir seçim programlarının bulunmamasıdır. Onlarda var olan ancak her telden çalan ama gerçekte hiçbir anlamı olmayan geniş yelpazeli sloganlardır.

Herhangi bir seçim işleminin, Lübnan varlığının ortaya çıkmasıyla birlikte bârizleşmiş bu siyâsî kördüğümden çıkaran bir kurtarıcı olmayacağı muhakkaktır. Mevcut sorun bizâtihi budur zaten: Lübnan, mezhepçi çekişmelerin odağı olsun diye Batı’nın mutfaklarında üretilmiş, siyâsî haritası da bölgenin tamamındaki tüm azınlıkları birleştirecek ve yine Batılı servislerin, bölgedeki diğer devletlere sıçramak üzere müdâhale etmek istediklerinde patlatmalarına hazır bir saatli bomba olacak şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca Amerikan sefîri Filtman’ın, “el-Mehâdil”in ileri gelenlerinin çoğuna, seçim sürecinde onun sokakta kısmî bir etkiye sahip olmak istediğini kavrayanlara ve onun diplomatik örflere bile aykırı skandallarına muhâlefet edenlerin çoğuna yönelik şüpheli tavırları da herkesin dikkatini çekmektedir.

Muhakkak ki yapısı itibâriyle seçimler, seçilenin seçmenlerini temsil ettiği bir vekâlet verme üslubudur ve müvekkilin işlerinin câiz olması şartıyla mubah bir ameldir.

Dolayısıyla her kim demokratik esâs üzere seçilirse, yasamayı halk için yapacağı bir esas üzere seçilmiş demektir ki böylece yasamada Allah [Subhânehu ve Te’alâ] ile çekişmektedir. Bundan Allah’a sığınmak gerekir. Nitekim böyle bir adamın seçilmesi haramdır. Zîra Allah [Subhânehu ve Te’alâ] şöyle buyurmuştur:

Yoksa onların Allah’ın izin vermediği bir dîni (hükümleri) getiren (meşru kılan) ortakları mı var? [eş-Şûra 21]

İslam’dan başkası ile yönetim gösteren bir Hükümet için güvenoyu vermek veya İslâmî esastan başkası üzere Hükümeti muhâsebe etmek için bir adamın seçilmesi de haramdır. Seçilebilecek olan aday ise; İslam esâsı üzere Hükümeti muhâsebe eden, Temsilciler Meclisi’ni İslam’ın tatbikine dâvet için bir kürsü olarak alan, beşerî yasaların amellerini ve İslam’a muhâlif diğer tüm amelleri tamamen reddeden kimsedir. Allah [Subhânehu ve Te’alâ] şöyle buyurmuştur:

Muhakkak ki hüküm (yönetim) ancak Allah’ındır. [el-En’âm 57]

Tüm bunlar nedeniyle siyâsî hitapların düzeyinin yükselmesini umuyoruz ki hiçbir çözüme götürmeyen birtakım neticelere yol açmaktansa fiilî sorunları kökünden tedâvi etsinler.

Muhakkak ki bizim benimsediğimiz çözüm şudur: Lübnan, geniş İslam toprağına ilhak edilmelidir ki aralarındaki sûnî sınırlar ortadan kalsın da Ümmet tek bir devlette, Allah’ın izniyle yaklaşmakta olan Râşidî Hilâfet Devleti’nde yeniden birleşebilsin.

 

 HİZB-UT TAHRİR
 Lübnan Medya Bürosu
H. 15 Rabî-us Sâni 1426
M. 23 Mayıs 2005

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |