Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Lübnan Vilâyeti

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilâyeti’nden
Bakanlar Kurulu Başkanı Muhammed Necîb Mîkâtî’ye Açık Mektup

[Bu mektup, Kur’ân-il Kerîm’i korumaya dâir Hizb tarafından düzenlenen ve ‘Umer-il Kebîr Mescidi’nden Beyrut’un merkezinde bulunan Büyük Saray’daki Bakanlar Kurulu Başkanlığı’na kadar süren bir gösteri yürüyüşü münâsebetiyle Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilâyeti’nden bir heyet tarafından Büyük Saray’da teslim edilmiştir.]

 

Sayın Muhterem Bakanlar Kurulu Başkanı,

Es-Selâmu ‘Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuhu

Amerika’nın İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlığı güneş kadar açık ve kesindir. İslâmî Ümmetin hakkına yönelik cürümlere kendisini adamaya karar vermiş, saldırısı görünür olmuş, vahşi gaspçı yahudi varlığına verdiği destek ile -güvenilir kaynaklara göre- sadece Andican halkından 7.000 Müslümanı katleden Özbekistan’daki Kerimov yönetimiyle kalmayıp İslâmî halklara eziyet eden tüm yönetimlere açıktan ve gizliden verdiği destek açıklığa kavuşmuştur.

Bu Amerikan devleti, ajan yöneticilerin maskeleri ardına gizlenmekle yetinmemiştir. Bilakis hiçbir meşru dayanak olmaksızın Afganistan üzerinde yıkıcı bir savaş yüklenerek düşmanlığını açığa vurmuştur. Savaşında da insanları, ağaçları ve taşları harap eden kitle imha silahları kullanmıştır. Irak da hâlen kan ırmakları akmaktadır.

Sonra bu savaşlarında, anlatılması bile alınları terleten en korkunç hayvânî cürümleri işlemişler, tertemiz, iffetli Iraklı kadınların namuslarına saldırmışlar, en ünlüsü Ebu Ğurayb olan Irak zindanlarında, en ünlüsü Bagram olan Afganistan zindanlarında ve Guantanamo tutuklama kampında hurumâtı çiğnediler ve mukaddesâtı ayaklar altına almışlardır.

İşte bu aşağılık devlet, daha da ileri giderek İslam’ın şiarlarını ve mukaddesâtını nasıl aşağıladığını gözler önüne sermiştir. el-Felluce’de, er-Ramâdî’de, Ba’kube’de, en-Necef-il Eşraf’ta ve Kerbelâ’da hasar vererek ve yıkarak Irak’ın mescidlerinden intikam almıştır.

Sonra da Afganistan ve Irak zindanlarında, son olarak da Guantanamo’da el-Mushâf-ul Şerîf’e, el-Kur’an-il Kerîm’e hakâret cürümü gelmiştir!

Muhakkak ki Amerika belirttiğimiz tüm bu cürümlerle yetinmiş değildir. Halkların fakirleştirilmesi ve servetlerin yağmalanması gibi belirtmediğimiz daha nice cürümleri de vardır. Bundan daha derin ve daha tehlikeli kastı ise araştırmalar, konferanslar ve çalışmalar yoluyla İslam’ın Ahkâmıyla uğraşmaya başlamasıdır ve amacı da İslâmî beldelerdeki okulların, üniversitelerin ve Şer’î akademilerin eğitim müfredatları üzerinden İslam’ı tahrif etmektir.

Elbette Amerika, Ümmetin içerisinde yaşadığı baskı atmosferinin avantajını iyi değerlendirmiştir. Öyle ki düşüncelerini ve yaşam tarzını yayabilmiş, İslam Hadâratı üzerine kurulu ve Hilâfet Devleti’nin 13 asır boyunca egemen kıldığı fikirleri ve mefhumları hayatın her alanından, yönetimden, yargıdan, cezalardan, ekonomiden, toplumdan, eğitimden ve dış siyâsetten sökebilmiştir.

Sayın Başkan!

Allah [Subhânehu ve Te’alâ] şöyle buyurmuştur:

Şüphesiz ki Allah mü’minler aleyhine kâfirler için asla bir yol vermeyecektir. [en-Nîsa 141]

Hiç kuşkusuz İslam; en düşük insânî mânâsını bile yitirmiş, nezih kanları akıtma saplantısına kapılmış ve emperyal fantezileri yolunda zor bir engel olmaları halinde suçsuz-günahsız canlara dehşet saçmış olan Amerikan hegemonyasını kabul etmeyi veya ona karşı suskun kalmayı haram kılmıştır. Amerika, Rablerinin Kitâbına sımsıkı sarılmış Müslümanları ancak yolları üzerinden temizlenmesi gereken “sinir bozucu Kızılderililer” olarak görmektedir ki yerkürenin âkıbeti üzerindeki hegemonyasını tamamlayabilsin!

Guantanamo ve diğerlerinde meydana gelenler İslâmî Ümmeti’ni; Rabblerini râzı eden, şereflerini yükselten ve mukaddesâtını savunan bir şekilde kerîm ve azîz olarak harekete geçmeye ve karşı durmaya zorlamaktadır.

Gerçek şu ki el-Kur’an-il Kerîm Allah’ın hak kelâmıdır. İçerisinde hiçbir şüphe yoktur. Onda Allah [‘Azze ve Celle] şöyle buyurmaktadır:

Eğer Biz bu Kur’an’ı bir dağ üzerine indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, paramparça olmuş görürdün. [el-Haşr 21]

Biz, Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifâ ve rahmettir. Zâlimlerin de hüsranlarından başkasını artırmaz. [el-İsrâ’ 82]

De ki: Andolsun ki bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insan(lar) ve cin(ler) biraraya gelseler ve birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler. [el-İsrâ’ 88]

Şüphesiz bu Zikr’i [Kur’an’ı] Biz indirdik ve şüphesiz O’nu yine Biz koruyacağız. [Hicr 9]

Evet… İşte bu Kur’an en doğruya iletendir. Eğer O, dağlar üzerine indirilseydi O’nun ağırlığından paramparça olurlardı. Bununla birlikte Amerika O’nu, teröristler üreten ve terörizmi teşvik eden bir kitap olarak görmektedir.

Amerika’nın hakâret ettiği, dolayısıyla Allah’a ve Rasulü’ne savaş açtığı ve dünyadaki 1.5 milyar insanın kendisiyle amel ettiği Kur’anımız işte budur!

Sayın Başkan!

Amerika’nın tüm bu belirttiğimiz şeyleri yapması ve Kur’an’a hakâret etmesi şaşırtıcı değildir. Bilakis şaşırtıcı olan, hatta utandıran şey; Müslümanların başındaki yöneticilerin seyirci kalmaları, yalancı şâhitler olmaları ve Amerika’ya düşman olarak değil de dost, müttefik ve efendi olarak bakmalarıdır. Tüm bunlardan dolayı size, Allah’ın indirdikleri ile yönetimin farz olduğunu, bunun dışındakiler ile hükmetmenin en büyük haramlardan bir haram olduğunu hatırlatıyor ve sizi şer’î bir tavır takınmaya, izzetli ve şerefli bir tavır almaya çağırıyoruz ki İslam bunu her bir Müslümana farz kılmıştır.

Sizi şunlara çağırıyoruz:

- Amerikan sefâretini kapatın, şimdiki sefîr Filtman da dâhil olmak üzere diplomatik misyonunu def edin ve İslam’ın ve Müslümanların azgın düşmanı Amerikan devleti ile olan tüm ilişkilere son vermek için girişimde bulunun!

- İslâmî Ümmeti’ni Amerika’ya düşmanları olan bir devlet olarak itibar etmeye ve Müslümanların bütün beldelerinde onunla olan tüm ilişkileri kesmeye, askerî üslerini kapatmaya ve askerî, siyâsi, ekonomik ve kültürel nüfuzunu tamamen yok etmek için gereken tüm tedbirleri almaya çağıran bir girişim başlatın!

Şer’î yükümlülük; tüm Müslümanların tek bir İmâm [Halîfe] liderliğinde tek bir devlet olmalarını gerektirmektedir. Dün, en güçlü Haçlı seferlerine karşı muzaffer olan, -Bush’un dedeleri olan- Haçlıları aşağılanmış olarak def eden ve kendilerine isâbet eden yaralardan sonra Moğolların saldırısını püskürten İslâmî Ümmet, bugün de Amerikan tuğyânı durdurmaya, küstahlığının haddini bildirmeye ve beşeriyeti de kula kulluktan kulların Rabbine kulluğa, dünya hayatının darlığından Âhiret hayatının genişliğine, Kapitalizmin zulmünden İslam’ın adâletine çıkarmaya elbette muktedirdir. İşte bunun tek yolu, Nübüvvet Minhâcı üzere Râşidî Hilâfet’i ikâme etmektir ve şüphesiz bu, Allah’a zor değildir.

Allah [Subhânehu ve Te’alâ] şöyle buyurmuştur:

Ey îman edenler! Allah ve Rasulü sizi, size hayat veren şeye dâvet ettiği an icâbet edin! [el-Enfâl 24]

 

 HİZB-UT TAHRİR
 Lübnan Vilâyeti
H. 19 Rabî-us Sâni 1426
M. 27 Mayıs 2005

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |