Frankofon’un Haberi Size Ulaştı mı?
İki gün önce Beyrut’taki gazetelerde şu haber yayınlandı: “Rızk
Lehud, Dâimî Frankofon Konseyi’nde Cumhurbaşkanının özel temsilcisi
sıfatıyla ve Frankofon [Eski Fransız sömürgeleri veya
Fransızca konuşan ülkeler] Örgütü Genel
Sekreteri Abduh Diyuf’un onayıyla, Frankofon dünyasından liderliğini
Dr. Butros Butros Ğâlî’nin yaptığı önemli şahsiyetlerden oluşan bir
grubun, bünyesindeki üyelerden biri olması itibariyle örgütün
Lübnan’a verdiği önemi göstermek maksadıyla Lübnan’daki genel
seçimleri izlemek üzere gönderilmesi çağrısında bulundu.”
Lübnan, başındaki yönetici tâifesinin davranışları ve siyâsi
güçlerin büyük bir kısmı yüzünden tüm dikenli parazit bitkiler için
verimli bir toprak haline geldi. İsimler çoktur ama isimlendirilen
tektir. “Gönüllü” devletlerarası kuruluşlar çoktur ama hedefleri
tektir: Bu beldede ve diğerlerinde Ümmetin kerametini silmek,
sömürgeci sultayı yaymak ve İslam Ahkâmı ile Ümmetin mecdini iade
etmeye yönelik tüm kalkınma -ki İslam Ahkâmından başka bir şeyle
kesinlikle gerçekleşmeyecektir- girişimlerini ezmektir.
Yine el-Harîrî suikasti hakkındaki ilk raporunu hazırlamak için
gelen komiteden sonra, Suriye’nin geri çekilmesini inceleyen bir
komite, suikasti soruşturan bir komite, sonra Filtman’ın ziyareti ve
nihâyet Avrupa Birliği’nden “halka hizmet” için gelen seçim
gözlemcileri, tüm bunlar hazımsızlığa neden olduğu halde Lübnan
mutfağındaki günlük yemek oldu âdeta!
Cellatlarından oluşan bir örgüt çerçevesine dahil olmak,
kendisini lânetleyenleri kutlamak ve sömürgecilerinin ellerini öpmek
veya ayaklarına kapanmak, bir devlet için utanç değil midir?
İğrenç cüssesi def edilene kadar asırlarca Lübnan’ı işgâl eden ve
evlatlarını zillete düşürüp onlara eziyet eden işgâlci devlet Fransa
değil miydi? O halde Fransa kapıdan nasıl çıktı da sonra Frankofon
penceresinden geri girdi? Eğer bu söz konusu kapı sonuna kadar açık
değilse?
Muhakkak ki ideoloji ile siyâsî çalışma arasındaki ayırıcı hat
silinmiştir. Yönetim tâifesinin, genel seçimler oyunundaki satranç
tahtasındaki taşların çoğu ve politik muhâliflerin yalanları ifşâ
olmuş ve kendilerini gizleme ihtiyacı olmadan Batı’nın putlarına
secde ettikleri ve onların lehine çalıştıkları görülmeye
başlanmıştır. Öyleyse kerametini harap edenleri muhâsebe edecek
Ümmet nerede?
Acaba bir gün gelecek, İsrail sefîri de bizi ziyâret edip gönüllü
olarak bize doğru nasihatlerde bulunacak ve Lübnan’daki sivil
seçimlerin yapılması için bedava hizmetler sunacak mı?!
Bize gelince; şüphesiz ki tüm bu komedyanın sona
erdirilmesi için çalışacak ve Allah’tan yakın bir nusret ihsan
etmesini niyâz edeceğiz.