Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Pakistan Resmi Sözcülüğü

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

Son Bütçe Pakistan’ın Batı’ya Ekonomik Bağımlılığını Daha da Artıracaktır

Son bütçe tasarısı açıkça göstermektedir ki yöneticiler, Pakistan’ın ekonomik bağımsızlığını gerçekleştirmek için uğraşacaklarına, onu Batı ekonomisine tümüyle bağımlı hale getirmeye çalışmaktadırlar. Pakistan’ı bağımsız bir endüstri devi haline getirmenin plânlarını yapacaklarına, bu son bütçe ile Pakistan’ın üretimini yalnızca birkaç üretim kalemiyle sınırlandırmışlardır ki Batı’ya elbiseler, ceketler, futbol topları ve diğer birçok ürünü daha ucuz fiyattan sağlayarak onlara çıkar sağlanabilsin. Benzer şekilde Hükümet tarım alanında da buğday, pirinç, soğan, patates ve diğer temel gıda maddelerinde Batı’ya bağımlılığımıza son vereceğine, pamuk gibi peşin satılan ürünlerde çok büyük jestler sunmaktadır.

Gerçek şu ki bu sanâyi ve tarım politikaları, yerli üretimin devamlılığını tamamen Batılı piyasalara bağımlı hale getiren bir ortam oluşturacaktır. Oysa diğer taraftan halk hammadde, mekanik aksam ve hatta temel yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için Amerika’ya ve Hindistan’a muhtaç edilmektedir. Bu da Pakistan’a yönelik herhangi bir ekonomik veya ticâri yaptırımın, sadece endüstrimiz üzerinde cidden olumsuz sonuçlara yol açmakla kalmayıp temel gıda ihtiyaçlarımızı bile ciddi bir risk altına koyan oldukça tehlikeli bir durum teşkil etmektedir. Bundan böyle siyâsî olarak zaten Batı’ya köleleştirilmiş bulunan Pakistan, IMF’nin dikta politikaları yüzünden ekonomik olarak da köleleştirilmiş olacaktır.

Üstelik Batı’dan gelen tâlimatlar üzerine yöneticiler, Pakistan’ın endüstriyel bir güç haline gelmesine engel olmak maksadıyla ağır sanâyi yerine hafif sanâyiye odaklanmak istemektedirler. Pakistan sadece çelik imâlathaneleri, mekanik kompleksler, ağır döküm atölyeleri, demir işletmeleri ve benzeri şekillerdeki hafif sanâyinin temel altyapısına sahip değildir. Bilakis aynı zamanda demir cevheri, bakır ve kömür gibi sanâyi inkılâbının gereklerinden sayılan muazzam miktarda kaynaklara da sahiptir. Öyleyse ne diye sadece cerrahi araçların, bıçakların ve çatalların üretimiyle yetiniyoruz? Şayet Pakistan bir nükleer bomba üretebiliyor, füzelerin yeteneklerini geliştirebiliyorsa, o halde neden ağır sanâyimizi geliştirerek yerli savaş uçakları, arabalar ve bilgisayarlar da üretemiyoruz?

Muhakkak ki Hükümet, ağır sanâyiyi geliştirerek diğer fabrikaların üretimi için kapsamlı projeler hazırlamak zorundadır. Üstelik özel sanâyi dalları kurulmasını gerektiren mekanik araçlar ile yedek parçaların yerel olarak üretilmeleri kaçınılmazdır. Zîra bunların ithâl edilmeleri, Pakistan’ın mühendislik ve endüstri alanlarında Batı’ya olan bağımlılığını artırmaktadır. Son bütçe açıkça göstermektedir ki Hükümetin, endüstriyel mekanizmaları üretmeye yönelik hiçbir plânı yoktur. Bundan da öte mekanik ürünlere uygulanan ithâlat vergilerini azaltarak Pakistan’daki üretim cesâretini kırmaktadır. Bu politikaların, Pakistan’a endüstriyel gelişme fırsatı vermesi şöyle dursun, ekonomik bağımsızlığımızı başarmaya da hiçbir katkısı yoktur.

 

Nâvid Butt

 
 HİZB-UT TAHRİR
 Pakistan Resmî Sözcüsü
H. 02 Cumâdâ el-Ulâ 1426
M. 09 Haziran 2005

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |