Fiili maksatlar uğrunda Keşmir üzerindeki Hindu
işgâlini korumak üzere Müşerref, “özerklik” ve “sâkin sınırlar” gibi
saptırıcı terimler kullanmaktadır. Gerçek şu ki Müşerref’in
“özerklik” açıklaması, Keşmir’in teslim edilmesinin alenen îlan
edilmesidir. Keşmir’in teslim edilmesi de Pakistan’ın nükleer
silahsızlanmasının ve Ahand Barat [Büyük Hindistan] idealinin
zeminini hazırlayacaktır. Şüphesiz ki Pakistan halkı, şehidlerin
kanlarıyla sulanmış topraklara herhangi bir şekilde ihânet
edilmesine izin vermeyecektir. 70.000 Keşmirli Müslüman, Hinduların
otoritesi ve egemenliği altında sınırlı “özerlik” veya “otonomi”
elde etmek için hayatlarını fedâ etmemiştir! Müşerref ne
Pakistanlıların ne de Keşmirlilerin özlemlerini temsil etmektedir.
Bilakis o, Hindu politika üreticilerin ve Amerikan think-tanklerinin
diliyle konuşmaktadır. Nitekim Hindu politika üreticileri, bu
“özerklik” seçeneğini yıllardır önermektedirler.
Bu yeni plâna göre Keşmir üzerindeki Hindu
işgâli, statükoda herhangi bir değişim olmaksızın devam edecek ancak
halkın soğurulmasını kolaylaştırmak üzere “özerklik” ve “sâkin
sınırlar” gibi çekici terimlerle şekerlenmiş ve pazarlanabilir bir
hale getirilecektir. Üstelik harcanan çabalar Pakistan halkını,
Keşmir’in muazzam sayıdaki kurbanlarının meyvesini verdiği ve Keşmir
halkının yaşam koşullarını geliştiren yeni “düzenlemeler” getirdiği
yalanına ikna etmeye yöneltilecektir. Amerika, Keşmir meselesini
gömmek için olabildiğince acil bir şekilde sorunu “çözmek”
istemektedir. Zîra bu mesele, Amerika’nın bölgedeki hedeflerine
ulaşması önündeki en büyük engel durumundadır. Pakistan’ın nükleer
silahlardan arındırılması, halkın büyümekte olan İslam ve Cihâd
arzusuna ket vurulması, Pakistan’ın “Ahand Barat” içerisinde asimile
edilmesi ve böylece Çin’in etkilerine karşı konulabilmesi,
Amerika’nın bölgedeki çıkarlarının başında gelmektedir. Bu üç
hedefin başarılması, Keşmir’in herhangi bir şekilde veya olası
imkânlarla “çözümü” sağlanmadan hiçbir somut ilerleme
kaydedememektedir. Dolayısıyla arzulanan o ki Keşmir meselesi
bakışlardan silinsin ve Pakistan halkının zihninde kaybolsun!
Keşmir’in bu şekilde teslim edilmesi, elbette Pakistan’ın nükleer
silahsızlandırılmasına ve Ahand Barat’a tedricen götürecektir.
Dolayısıyla insanların sokaklara dökülüp Pakistan’ı korumak ve
Keşmirli Müslüman kardeşlerini kurtarmak için kanlarının son
damlasına kadar kendilerini fedâ etmeye hazır olmaları kaçınılmaz
hale gelmektedir. Üstelik Pakistan’daki Müslümanların, Hindistan ile
ortak blok olma düşüncesini reddetmeleri, daha da ötesi Orta Asya
Müslümanları ile elele vererek Orta Asya’daki ve diğer İslâmî
beldelerdeki Müslümanların uğrunda yıllardır muazzam sayıda
kurbanlar vermiş olduğu Hilâfet’i kurmaları kaçınılmazdır.