Hizb-ut Tahrir.org Hizb-ut Tahrir.info Al-Ummah.org
Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu

Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halife kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini yeryüzünde hakim kılacağını, (geçirdikleri) bu korku durumlarını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana ibadet eder ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Her kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fasıkların ta kendileridir. [Nur 55]



 

BAŞÖRTÜSÜNE UZATILAN ELLERE VE DİLLERE HADDİNİ BİLDİRECEK HİLAFET'İN GELİŞİ YAKINDIR

Erzurum Atatürk Üniversitesi'ndeki mezuniyet töreninde başörtülü velilerin girişlerine izin verilmemesi hükümet ve muhalefetin gündeminde ilk sıralarda yer aldı. Nitekim Lübnan ziyareti sırasında uçakta bu konu hakkında bir açıklama yapan Erdoğan şöyle dedi; “Türkiye'de türban sorunu var, her zaman bunu söylüyorum. Bu konuda iki çıkış yolumuz var; birisi toplumsal mutabakat, birisi de kurumlararası ilişkilerin mutabakatı. Şu anda toplumsal mutabakat var, diğeri maalesef yok. O da başarılırsa herhangi bir gerginliğe mahal verilmeden bu iş çözülmüş olur.”

Muhakkak ki başörtüsü, Allah’ın Müslüman kadınlar üzerine yüklemiş olduğu farzlardan bir farzdır. Allah’ın farzlarını uygulamak için mutabakat aramak ise O’nun otoritesine şirk koşmak demektir. Üstelik namaz, oruç, zekat da Allah’ın farzlarındandır. Bu konular hakkında toplumsal ve kurumsal mutakabat sağlandıktan sonra mı serbest bırakıldı ki başörtüsüne mutabakat aranmaktadır.?

Ayrıca Erdoğan konuyla ilgili olarak yapmış olduğu açıklamada toplumsal mutabakatın sağlandığını belirtmiştir. İşte demokrasi adlı küfür sisteminin yalandan ibaret olduğu bu sözlerle de açığa çıkmıştır. Kabaca halkın kendi kendisini yönetmesi anlamında kullanılan bu küfür sistemi, halkın mutabık olduğu konularda dahi halkın isteklerini yerine getirmekten acizdir. Yıllardır İslam ile bağdaştırmaya çalıştıkları, mutluluğun ve huzurun yegane kaynağı olarak gösterdikleri demokrasinin, esasında hiçbir şeyi çözemeyen kokuşmuş bir sistem olduğunu da böylece itiraf etmiş oldular.

Şüphesiz ki demokrasi küfürdür ve küfürden Müslümanlar için bir hayır gelmesi beklenemez.

Ey Müslüman Türkiye Halkı!

Başörtüsü Müslüman kadınların iffet simgesi olduğu gibi Müslüman erkeklerin de onurudur. Maalesef Müslüman kadınlar iffetlerini, Müslüman erkekler de onurlarını yitirmişleridir. Bu onurlarını yitiren erkeklerin başında da Müslümanların oylarını alarak iktidar olan, sonra da sömürgecilere hizmetten başka bir iş yapmayan Erdoğan ve taifesi gelmektedir.

Ancak Müslümanların şanlı tarihinde Müslüman kadının başörtüsüne yönelik saldırılara karşı ordu hazırlayan yiğit Halifeler de mevcuttur. İşte Hizb-ut Tahrir Allah’ın yardımı ile başörtüsü için ordu hazırlayan halifeleri tekrar diriltmek için çalışmalarını aralıksız bir şekilde azimle sürdürmektedir.

Hizb-ut Tahrir’in kurmak için sizleri davet ettiği İkinci Raşidi Hilafet Devleti hayal olmadığı gibi uzakta değildir. İşte o gün başörtülü Müslüman kadınlarımıza el uzatanların elleri kırılacak, dil uzatanların dilleri koparılacak, bu zulme ortak olanlar ve seyirci kalanlar ise şiddetli bir şekilde hesaba çekilecektir.

Artık İslam ümmeti uykusundan uyanmış bir vaziyettedir. Her ne kadar sömürgeci kafirler ve onların ajanları konumundaki kukla yöneticiler bu uyanışın önüne geçmeye çalışsa da İslam kıvılcımdan ateşe dönüşmüştür artık, hem de karşısında duranları yakıp kül edecek bir ateş…

Muhakkak ki Allah, Allah ve Rasulü’nü incitenleri dünyada ve Ahirette lânetlemiş ve onlar için muhîn (horlayıcı) bir azap hazırlamıştır. Mü’min erkeklere ve mü’mine kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler ise şüphesiz apaçık bir iftira ve (büyük) bir günah yüklenmişlerdir. [al-Ahzâb 57-58]

 

 HİZB-UT TAHRİR
 Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu
H. 10 Cumade El-Ula 1426
M. 17 Haziran 2005

| ANASAYFA | BEYANLAR | KİTAPLAR | YENİ SAYI |