Kuran ve sünnete veya şer’i delillere göre
yanlış bir hareketi ve yolu elleştirirseniz şöyle bir
cevapla karşılaşıyorsunuzdur: “Birbirlerimizi
eleştirmeyelim, önemli olan birlik ve beraberliktir. Birliği
bozmayalım vs.” Peki batıl da olsa, tam ve kesin delile
aykırı da olsa, tam ve yanlış da olsa yine de aynı tutum mu
takınılacak? Onlara sorsanız yine de göz yummanızı
isteyeceklerdir. Veya bekle görürsün, zaman gösterir vs.
diyeceklerdir.
Birlik ve beraberlik batıl veya yanlış
üzerine ise, bu batıl ve yanlıştır. Birlik ve beraberlik
yalnız ve yalnız şer’i delile binaen ve hak üzerine
gerçekleşir. Bir haram veya küfür varsa dağılmak haktır.
Nitekim Allah’ü teâla şöyle buyurmuştur:
“Hayır ve takva işleri üzerine
birbirinize yardım edin. Günah işlemek tecavüz ve haksızlık
yapmak üzerine hiç yardımlaşmayın. Allah’tan sakının.
Şüphesiz ki Allah şiddetli azaba sahiptir.” (Maide 2)
Buna göre, bir parti lâikliğe dayalı olup
buna bağlılığını gösterirse onunla yardımlaşma
yapılmaz. Çünkü, en büyük günah ve günahların anası
olan Küfre bağlılığı gösteriyor. Keza, demokrasi,
Cumhuriyet, temel hürriyetler, Atatürk ilkeleri,
milliyetçilik, vatancılık vs. de öyle.
Resulüllah (S.A.S.)şöyle buyurmaktadır:
“Ümmetim delalet (sapıklık) üzerine birleşmez” Bu
hadisin içeriğine göre sapıklık üzerine birleşmek
kesinlikle caiz olmaz.
Allah’ın birleşmekle ilgili daveti hep
hak üzerinedir. Bir ayette şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı
sarılın ve hiç tefrika olunmayın (bölünmeyin).” (Al’i
İmran 103)
Burada birleşme, birlik ve beraberlik Allah’ın
ipine yani dinine veya emrine uyarak gerçekleşir. Bir kimse
dine ve Allah’ın emrine uyarsa ona yardım etmek gerekir.
Haram işliyorsa onu bundan vazgeçirmek için çalışılır .
Ya el ile, ya dil ile , ya da kalp ile (buğz ederek)onu vazgeçirmek
gerekir. Nitekim Resulüllah (S.A.S.) şöyle buyurmaktadır:
“Kim sizden bir münker görürse onu eliyle değiştirsin,
yapamazsa diliyle, yapamazsa kalbiyle yapsın. İmanın en
zayıf derecesi de budur” (Muslim)
Bundan dolayı, birimiz günah işlerse onu
eleştirmeliyiz ve bundan onu vazgeçirmeye çalışmalıyız.
Yoksa günah işlediği halde ve hatta küfür ilkelerine bağlıllığı
gösterdiği halde ona susmak hele hele onunla birleşmek
kesinlikle caiz olmaz. Zira İsrail oğullarından bazıları münkeri
nehyederken münkerden vazgeçmeyenlerle beraber yedikleri
içtikleri ve oturdukları için lânetlendiler. Bununla ilgili
hadis Abu Davud ve İbni Abi Hatem’de geçmektedir.
Bu nedenle, birisi Şer’i hükme muhalefet
ederse; hem eleştirilir, hem de nehyedilir. Eleştirmek münkeri
nehyetmekten bir parçadır.
Batıla ve münkere susmak büyük
cinayettir. “Susan dilsiz şeytandır” diye bir hadiste
susmanın ne olduğu nitelendirilmiştir.
Üstelik, Resulüllah (S.A.S.) şöyle
buyurdu: “Şüphesiz ki Allah’ü teâla kıyamet gününde
kula (kullara) şöyle soracak: Münkeri gördüğünde niye
nehyetmedin? (böyle hesaba çekilecektir). Eğer Allah bir kula
hüccetini verirse bu kul şöyle diyecektir: Ey rabbım seni
(rızanı) arzu ederek insanları böldüm.”(İbni Mace)
Bu sebeple, insanlar münker üzerine birleşirlerse
onları dağıtmak gerekir. Şu anda, büyük devletler veya
küçük devletler BM.’lerde ve diğer konferanslarda çok
zaman küfüre dayalı ilkeler üzerine birleşirler. Hep günah
üzerine birlik ve beraberlik sağlarlar.
M. 300’lerde İznik’te Bizansların
kralı Konstantin İsa dinine mensup 3300 den fazla rahip
topladı. Konstantin teslis (Allah üçtür) inancını onlara
kabul ettirmeye çalıştı. Bunlardan 3000 kişi kralı
dinlerine kazanmak için onun isteğini kabul ettiler. 300 kişi
ise red etti ve Kral bu ufak mü’min gurupla savaşmaya
başladı. Burada da birlik ve beraberlik sağlamak için çalışıldı,
ve üç yüz kişi kabul etmedi. Bu inanç egemen olunca; İsa’nın
sahih dini sona erdi. Hıristiyanlık ortaya çıktı. Şu anda
bazı müslümanlar dinlerinden öyle tâvizler gösteriyorlar
ki dini insanların kafalarında bozmaya sebep oluyorlar.
Hülasa, önemli olan Şer’i hükme bağlanmaktır,
Şer’i deliller ve hükümler neredeyse onlarla beraber olmalıyız.
Şer’i delile aykırı olan her şey red edilir. Onun üzerine
birleşilmez, dağılınılır ve insanların batıl ve münker
üzerine birleşmeleri dağıtılır ve dağıtılmalıdır.
|