2. Bazı Müslümanlar, “Allah’u Tealâ
bizden İslam Devleti’ni kurmak için çalışmayı değil,
kendisine ibadet yapmamızı istiyor. Resul (s.a.s) İslam
Devletini kurmaya davet etmedi. Ancak Allah’a kulluk etmeye
davet etti. Başka ifadeyle, merkezi mesele İslam devletini
kurmak değil, Allah’a ibadet etmektir.” Veyahut; “Önemli
olan İslam devletini kurmamız değil, Allah’a kulluk
etmemizdir” ve buna benzer sözler sarf ediyorlar.
Bu itiraza cevap verebilmek için ibadetin
gerçeğini ve nasıl gerçekleşeceğini belirginleştirmek
gerekir. Allah Teala insanı kendisine kulluk etsin diye
yaratmıştır. Öyleyse ibadet; İnsanın yaratılış
gayesidir. “La ilahe illallah” sözünün manası ise; “Allah’tan
başka tapınılacak ilah yoktur.” demektir. Allah dışında
her şey batıldır ve ret edilmelidir. Bunun manası: İbadet
ve itaat yalnız Allah’ın elçisi olan Muhammed (s.a.s)’in
getirdiğine göre olmalıdır. İnsan bu şahadet kelimesinin
gereklerini yerine getirmelidir.
İbadet, yalnız Allah için olur ve ancak
Allah’ın Resulüne vahy edip gösterdiği şekilde gerçekleşir.
Bu ise temeldir ki hayatımızda her amelde ve her sözde
etkisini göstermelidir.
Müslüman hayatında bir ihtiyacı
sağlamaya veya bir değeri yerine getirmeye kalkışınca
değişik şekillerle doyurabileceği uzvi ihtiyaçlarını ve içgüdülerini
tatmin etmek için şeri hükümlerin gösterdiği şekli
benimser. Amellerini şeriat ahkamına göre tatmin etmek, yalnız
bu ahkamla yetinmek ve bunu Allah’a imana dayandırmak, ameli
bir ibadet haline getirir.
Her işi gerçekleştirmek ötesinde bir arzu
veya ihtiyaç bulunuyor, öyleyse insanın işleri hayatın tüm
yönleri kapsıyor. İbadet ise; İnsanın bütün işlerini
Allah’ın emir ve nehylerine göre yürütmekle beraber bunu
yalnız Allah’a imana dayandırmaktır. Bu ise, ibadetin
insanın her işini kapsadığını gösterir. Bir müslümana
Allah’a ibadet yap veya tap veya kulluk et dersen yalnız
ibadet konusu altında fakihlerin indeksledikleri namaz kılmak
veya zekat vermek veya hac yapmak veya oruç tutmak değil,
Allah’ın her emrine itaat etmek ve her nehyinden vaz geçmektir.
Allah’a iman ise amellerin dayandığı
temeldir. İbadet ise, bütün işleri yalnız Allah’a imana
dayanarak gütmektir. Buna binaen de dinin tümü ibadettir.
İbadetin başka manası ise zillet göstermektir. Böylece,
Allah’a ibadet ettiğimiz zaman; O, ilim sahibi ve her şeyden
haberdar olan Allah’a zillet göstererek emrine uyarız. Bu
ise, gönüllü ve tam teslimiyet göstererek ona boyun eğmektir.
Bundan dolayı, Marufu emretmek ve münkeri
nehy etmek, kafirlerle ve münafıklarla Allah için cihad
etmek, müslümanların yaşayış ve ilişkilerinde Allah’ın
dinini hakim kılmak, bütün insanlar arasında İslam davetini
yaymak, müslümanların varlığını korumak, namaz kılmak,
oruç tutmak vs, bütün bunlar Allah’a itaat ve ibadetten
birer parçalarlar.
İnsanın bütün işlerini kapsayan Allah’a
kulluk etmek müslümanın bulunduğu duruma göre olur; şöyle
ki; Bir Müslüman namaz kılmıyorsa; onu namaz kılmaya davet
edilir, bu ise Allah’a kulluk etmeye çağırmaktır. Oruç
tutmuyorsa oruç tutmaya davet edilir, bu da Allah’a kulluk
etmeye çağırmaktır. Şeriata uygun şekilde alış veriş
yapmaya birisini çağırınca Allah’a ibadet etmeye çağırmış
olursun. Her husus böyledir. Her ibadetin temeli Allah’a
imana dayalı olunca namaz, oruç ve diğer ibadetlere davet
etmeden önce imana da çağırmak gerekir. Nitekim, davet
edilen kişinin imanını canlandırmak gerekir. İşleri yürüten
yalnız bu iman olmalıdır.
Buna benzer, Allah’ın dinini hakim kılmak
ve indirdikleriyle hüküm etmeye davet etmek ise; itaat
edilmesi farz kılınan Allah’ın bir emrini yerine
getirmektir. Ancak Allah’a inanan kimse bunu yapar. Buna davet
etmeden önce imana çağırmak gerekir ki bu işte Allah’a
ibadet gerçekleşmiş olsun.
Bu günkü müslümanlar Allah’ın dinine
dayanmayıp, küfür nizamları, uygulanan rejimlerin gölgesinde
yaşadıklarına ve islami hayatı yaşamadıklarına göre
Allah’ın dinini uygulamaya davet etmek, Allah’a kulluk
etmeye davet etmek demektir. Zira çabalar, himmet ve azametler
buna yönlendirilmelidir.
Binaenaleyh, Allah’a tapmaya davet etmemiz
çağın problemlerini kapsamlı kılmalıyız. Nitekim İslam
hayatını yeniden başlatmaya davet etmek bunu temsil eder. Böylece,
Allah’a ibadet etme konusu en mükemmel şekilde gerçekleşir.
Bu nedenle; İslam devletini kurmaya davet etmek, Allah’ın
dinini hakim kılmaya davet etmenin ta kendisidir. Bu da bir
ibadettir. Bu davet, Allah’a ibadet etmeye bir davettir.
Çünkü, bu davet inandığımız Allah’ın bir emridir. Müslüman
bunu yerine getir-meye kalkışmazsa Allah’a kulluk etme görevinde
ifrat etmiş olup günah işlemiş olur.
Bu sebeple başta bahsettiğimiz bazı müslümanların
öneri veya anlayışlar yanlıştır. Çünkü, onlar Hilafet
devletini kurmak için yapılan mücadelenin ibadetle çeliştiğini
zannederler veya öyle gösterirler. Bu ise Kuranın bir
kısmıyla amel etmek ve bir kısmını terk etmektir. Halbuki;
Müslümanlar bundan nehy edildiler.
|