İSLÂM’A DAVET

 

ŞERİATIN METODUNA AYKIRI ÇIKIŞLAR - 2

Ahmet Mahmut

  

2. Bazı Müslümanlar, “Allah’u Tealâ bizden İslam Devleti’ni kurmak için çalışmayı değil, kendisine ibadet yapmamızı istiyor. Resul (s.a.s) İslam Devletini kurmaya davet etmedi. Ancak Allah’a kulluk etmeye davet etti. Başka ifadeyle, merkezi mesele İslam devletini kurmak değil, Allah’a ibadet etmektir.” Veyahut; “Önemli olan İslam devletini kurmamız değil, Allah’a kulluk etmemizdir” ve buna benzer sözler sarf ediyorlar.

Bu itiraza cevap verebilmek için ibadetin gerçeğini ve nasıl gerçekleşeceğini belirginleştirmek gerekir. Allah Teala insanı kendisine kulluk etsin diye yaratmıştır. Öyleyse ibadet; İnsanın yaratılış gayesidir. “La ilahe illallah” sözünün manası ise; “Allah’tan başka tapınılacak ilah yoktur.” demektir. Allah dışında her şey batıldır ve ret edilmelidir. Bunun manası: İbadet ve itaat yalnız Allah’ın elçisi olan Muhammed (s.a.s)’in getirdiğine göre olmalıdır. İnsan bu şahadet kelimesinin gereklerini yerine getirmelidir.

İbadet, yalnız Allah için olur ve ancak Allah’ın Resulüne vahy edip gösterdiği şekilde gerçekleşir. Bu ise temeldir ki hayatımızda her amelde ve her sözde etkisini göstermelidir.

Müslüman hayatında bir ihtiyacı sağlamaya veya bir değeri yerine getirmeye kalkışınca değişik şekillerle doyurabileceği uzvi ihtiyaçlarını ve içgüdülerini tatmin etmek için şeri hükümlerin gösterdiği şekli benimser. Amellerini şeriat ahkamına göre tatmin etmek, yalnız bu ahkamla yetinmek ve bunu Allah’a imana dayandırmak, ameli bir ibadet haline getirir.

Her işi gerçekleştirmek ötesinde bir arzu veya ihtiyaç bulunuyor, öyleyse insanın işleri hayatın tüm yönleri kapsıyor. İbadet ise; İnsanın bütün işlerini Allah’ın emir ve nehylerine göre yürütmekle beraber bunu yalnız Allah’a imana dayandırmaktır. Bu ise, ibadetin insanın her işini kapsadığını gösterir. Bir müslümana Allah’a ibadet yap veya tap veya kulluk et dersen yalnız ibadet konusu altında fakihlerin indeksledikleri namaz kılmak veya zekat vermek veya hac yapmak veya oruç tutmak değil, Allah’ın her emrine itaat etmek ve her nehyinden vaz geçmektir.

Allah’a iman ise amellerin dayandığı temeldir. İbadet ise, bütün işleri yalnız Allah’a imana dayanarak gütmektir. Buna binaen de dinin tümü ibadettir. İbadetin başka manası ise zillet göstermektir. Böylece, Allah’a ibadet ettiğimiz zaman; O, ilim sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah’a zillet göstererek emrine uyarız. Bu ise, gönüllü ve tam teslimiyet göstererek ona boyun eğmektir.

Bundan dolayı, Marufu emretmek ve münkeri nehy etmek, kafirlerle ve münafıklarla Allah için cihad etmek, müslümanların yaşayış ve ilişkilerinde Allah’ın dinini hakim kılmak, bütün insanlar arasında İslam davetini yaymak, müslümanların varlığını korumak, namaz kılmak, oruç tutmak vs, bütün bunlar Allah’a itaat ve ibadetten birer parçalarlar.

İnsanın bütün işlerini kapsayan Allah’a kulluk etmek müslümanın bulunduğu duruma göre olur; şöyle ki; Bir Müslüman namaz kılmıyorsa; onu namaz kılmaya davet edilir, bu ise Allah’a kulluk etmeye çağırmaktır. Oruç tutmuyorsa oruç tutmaya davet edilir, bu da Allah’a kulluk etmeye çağırmaktır. Şeriata uygun şekilde alış veriş yapmaya birisini çağırınca Allah’a ibadet etmeye çağırmış olursun. Her husus böyledir. Her ibadetin temeli Allah’a imana dayalı olunca namaz, oruç ve diğer ibadetlere davet etmeden önce imana da çağırmak gerekir. Nitekim, davet edilen kişinin imanını canlandırmak gerekir. İşleri yürüten yalnız bu iman olmalıdır.

Buna benzer, Allah’ın dinini hakim kılmak ve indirdikleriyle hüküm etmeye davet etmek ise; itaat edilmesi farz kılınan Allah’ın bir emrini yerine getirmektir. Ancak Allah’a inanan kimse bunu yapar. Buna davet etmeden önce imana çağırmak gerekir ki bu işte Allah’a ibadet gerçekleşmiş olsun.

Bu günkü müslümanlar Allah’ın dinine dayanmayıp, küfür nizamları, uygulanan rejimlerin gölgesinde yaşadıklarına ve islami hayatı yaşamadıklarına göre Allah’ın dinini uygulamaya davet etmek, Allah’a kulluk etmeye davet etmek demektir. Zira çabalar, himmet ve azametler buna yönlendirilmelidir.

Binaenaleyh, Allah’a tapmaya davet etmemiz çağın problemlerini kapsamlı kılmalıyız. Nitekim İslam hayatını yeniden başlatmaya davet etmek bunu temsil eder. Böylece, Allah’a ibadet etme konusu en mükemmel şekilde gerçekleşir. Bu nedenle; İslam devletini kurmaya davet etmek, Allah’ın dinini hakim kılmaya davet etmenin ta kendisidir. Bu da bir ibadettir. Bu davet, Allah’a ibadet etmeye bir davettir. Çünkü, bu davet inandığımız Allah’ın bir emridir. Müslüman bunu yerine getir-meye kalkışmazsa Allah’a kulluk etme görevinde ifrat etmiş olup günah işlemiş olur.

Bu sebeple başta bahsettiğimiz bazı müslümanların öneri veya anlayışlar yanlıştır. Çünkü, onlar Hilafet devletini kurmak için yapılan mücadelenin ibadetle çeliştiğini zannederler veya öyle gösterirler. Bu ise Kuranın bir kısmıyla amel etmek ve bir kısmını terk etmektir. Halbuki; Müslümanlar bundan nehy edildiler.

 

 Sayı 99...1418-SAFER...HAZİRAN 1997-...Yıl-9

Sayfayı Birine Gönder