Bir Yazı

 

ALMANYA’DA KÂFİR EHLİ KİTAP AZALIYOR, KÂFİR MÜŞRİKLER VE ATEİSTLER ÇOĞALIYOR

3.7.97’de WAZ. Adlı Alman gazetesinin yapmış olduğu bir araştırmaya göre Almanların %43’ü bir ilahın varlığına ve %53’ü bu dünyadan sonra başka bir hayatın (ahiretin) bulunduğuna inanmadığını yazmıştır. Bunun manası, Almanların %53’ü ehli kitap olmayıp müşriktir. Bunların kestikleri yenmez ve kadınlarıyla evlenilmez. Çünkü, müşrikler hakkındaki şeri hüküm budur. Cahiliyyedeki Araplar Allah’a inanmıyorlardı ve ahirete de inanmıyorlardı. Bu sebeple müşrik olarak adlandırılmışlardı. Ehli kitap, Allah’a ve ahirete inanır fakat İsa (A.S.) ve Üzeyir (A.S.)’ı Allah’ın oğlu olarak gösterdikleri, Muhammet (S.A.V.)’in peygamberliğini ve Kuranın Allah’ın kelamı olduğuna inanmadıkları için ehli kitap olarak adlandırılmışlardır. Bu adlandırma onların mahiyetlerini değiştirmeyip kâfir olma durumlarını değiştirmez ve öylece kalırlar. Ancak bir şeri hükme göre onların kestikleri yenir ve kadınları ile evlenilir.

WAZ’ın haberine göre, Almanya’daki insanları çoğunun Hıristiyanlığı terk ettiklerini gösteriyor. Bunun sebebi, Hıristiyanlığın akla ve fıtrata aykırı olmasıdır. Onlardan bir insan düşüncesini kulansa ve iyice bir düşünse Hıristiyanlığı terk eder. Çünkü, onlar “üç şey bir şey ve bir şey üç şey eder” derler. “Baba, Ruhül Kudüs ve oğul üçtür, aynı anda bunlar birdir” derler. Bu hiç akla uyar mı? Hayır uymayacağı açıktır. Akla aykırıdır. Üç kesinlikle bir etmez bir de üç edemez. Derler ki vücuttaki baş, gövde, ve azalar üç şeydir. Fakat aynı zamanda bir vücut oluşturur. O zaman üç bir eder ve bir üç eder gibi sakat bir mantık yürütürler. Lâkin, baş, gövde ve organlar hepsi et, kemik ve kandan oluşurlar. Ve birbirine bağlıdırlar. Baba olarak kastet-tikleri Allah’ın zatının mahiyeti bilinemez. Allah (c.c.) et, kemik ve kandan oluşmaz. Hiç bir şeye benzemez, münezzehtir. Ruhül Kudüs melek olup nurdan yaratılmıştır. Oğul olarak kastettikleri İsa (A.S.) bir insandır. Annesi Meryem’dir. Et, kemik ve kandan oluşmuştur ve aslı topraktandır. Bir mucizeyle babasız Meryem’in rahminde yaratılmıştır. Nitekim, ilk insan olan Adem (A.S.) babasız ve annesiz yaratılmıştır. Bu daha büyük bir mucizedir. Havva’da babasız ve annesiz yaratılmıştır. Adem onun babası değildir. Onun bir kemiğinden yaratılmışsa da Adem babası veya annesi sayılmaz. Kur’an bunu demez. Akıl bunu demez.

Mahiyeti idrak edilemeyen Allah’ın zatı + nurdan yaratılmış olan melek + topraktan yaratılmış olan ve İsa (Ademoğlu)= Bir mi? Akla uyar mı? Hayır, bin defa hayır. Bunların tabiatları ve mahiyetleri tamamen farklıdır. Misal taş + elma +et parçası bir midir? Hayır özellikleri, şekilleri ve her şeyleri birbirinden tamamen farklıdır.

Ayrıca, Allah yaratıcıdır. Sınırlı değil, muhtaç değil ve eksik de değildir. Bir çocuğa ihtiyacı yoktur. Bizim gibi olduğunu düşünmek akılsızlık olur. O bütün insanları yaratandır. Ona göre, insanlar sivrisinek kadar küçük ve zayıftır. Gözler onu idrak edemez. Sınır ve boyutları sınırsızdır. Öyleyse bir çocuk edinmekten münezzehtir. Mecazi olarak yaratıcıya baba da denilemez. Mecazi mana için delil gerekir. Lügatte bir delil bulunmadığı gibi aklî bir delil de yoktur, bunun yanında şeri delil de yoktur. Nitekim bir insanın babası en azından bir insan olmalıdır. İnsanın babası taş veya hayvan veya ağaç olamaz. Ancak argo lisan veya alay edilecekse bir küfür (sövme) olarak kullanılır. Acaba, Hıristiyanlar argo lisanı ile mi yoksa sövme olarak mı kullanıyorlar.?

Bundan dolayı insanlar Hıristiyan inancını terk etmeleri normaldir. Onu terk etmelidirler. Fakat, doğru inancı aramaya başlamalıdırlar. İslam'ı araştırmalıdırlar. Burada Müslümanların görevi çok önemlidir. Onlara doğru inancı göstermek için İslâm davetini onlara götürmelidirler. Yoksa, daveti yüklenmeyen büyük günahkâr olur. Çünkü, bu insanlar şaşkındırlar, doğruyu bulamamışlar, Hıristiyanlık sapıklıktır. Bunlar bu şekilde gece ve gündüz Allah’a küfür ederler ve Müslümanlar da bunu seyretmektedirler. Müslümanlar, Allah indinde nasıl hesap verecekler? Allah onları birer şahit olarak getirince ne diyecekler? Peki, Allah davayı tebliğ etmeyen Müslümanları af edecek mi? Garanti var mı? Hayır yoktur. Çünkü “Allah ne kadar affedici ise o kadar şedidül azap (şiddetli azap)’a sahiptir””Allah’ın affı sizi aldatmasın” bunu kuranda beyan etmektedir.

Ayrıca, Müslümanların tümü Almanlara ve diğer insanlara doğru olan İslâm inancını pratikte İslâm'ın ahkamını, yaşantısını ve adaletini gösteren İslâm devletini kurmaktan sorumludurlar. Zira, eskiden İslâm Devleti varken davayı o yükleniyordu ve İslâm'ın uygulanışını gösteriyordu. Bunu gören hıristiyanlar ve diğerlerinin ezici çoğunluğu İslâm’a girmiştir. İslâm Devleti kurulunca insanların çoğunun İslâm’a gireceğinden eminiz.

1418- R.AHİR C. EVVEL SAYI:101 1997-AĞUSTOS-EYLÜL