SİYASİ FİKİRLER-21

Abdulkadim Zellum

 

İSLAM’DAKİ YÖNETİM SİSTEMİ FEDERE DEĞİL VAHDETTİR.

İslam, Müslüman memleketlerinin vahdetini farz kılar. Federe, federasyon ve federal kavramlarını tanımaz, onları haram kılar. Yönetim için doğru sistem yalnız: vahdet sistemidir. Çünkü Şeriat bunu emreder ve diğerlerini haram kılar. Resulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “Kim bir imama biat eder, elin avucunu ve kalbinin meyvesini ona verirse ona itaat etsin. Eğer biri çıkıp onunla çekişirse onun kellesini vurun.” (Müslim) “İki Halifeye biat edilirse ikincisini öldürün.”(Müslim)

Birinci hadis, devletin parçalanmasını haram kılıp bunun bölünmesini önlemek için herhangi bir müsaade vermeyi yasaklar. Gerekirse kılıç kullanmayı müsaade eder. İkinci hadis ise, İslam Devletinin bir kaç devlet olmasını haram kılar. Çünkü, bir Halifeden daha fazla bulunmasına müsaade etmez. Bu nedenle, İslam’daki Yönetim sistemi federal değil birleşiktir. Bu vahdet nizamı dışında başka düzeni kabul etmez, haram kılar. Böylece, federasyon ve federelik kesin şekilde haramdır.

Bilinen şudur ki; federal sistemi iki veya daha çok devletin yönetim işlerinin bir kısmını birleştirmek üzerine ittifak etmesidir. Aynı anda, her devlet kendi varlığını sürdürür. Bununla beraber her biri istediği zaman bundan veya bir kısmından vazgeçebilir. Federe sistemi Vahdet veya birleşik sistemi değildir. Bunun ilk adımı federal parlemontosunu seçmek ve bunun anayasasını koymaktır. Bu Anayasa federe devletlerin arasındaki işlerin nasıl düzenleneceğini belirtir. Yargı sisteminin birliğini içerebilir veya idari kanunların birliğini veya dış siyasetinin veya ordunun veya iktisadın birliğini içerebilir. Bu işlerin veya bir kısmını veya daha fazlasının birliğini içerebilir.

Misal olarak, Amerika Birleşik Devletlerindeki federallik, devletlerin veya eyaletlerin varlıklarını (iç siyasetlerinde bağımsız) devam ettirirken devletin organlarını birleştirir. Eski Sovyetler Birliği’nde Cumhuriyetler (devletler) varlıklarını devam ettirirken aynı anda bir kısım işlerini birleştirirler. Böylece, her federe sistemine dayalı devlet, federeliğin çeşidini bir anayasayla belirtir ve federal parlemonto tarafından bu anayasa kabullenir. Eğer her eyaletin parlamentosu kurulursa bu anayasa bu parlamentolar tarafından onaylanır. Ondan sonra federal devlet anayasasının yalnız kendisine izin verdiği yetkilere sahip olup icraat yapar. Diğer yetkiler, fedarallığa katılan her devlet veya eyalete bırakılır. Bunların her biri bu selahiyetleri istediği şekilde kullanır. Böylece bu birlik içerisindeki her devlet veya eyalet kendi belirgin varlığını korur.

Federal veya federelerin birliğinin gerçeği budur. İki devlet arasında pasaportları kullanmamak veya iktisadi birlik veya öğretim programları birleştirmek veyahut yasamayı birleştirmek gibi hususların federallıkla ilişkisi yoktur. Yinede parlamentolar veya konferanslar ve şeyhlikler böyle birliğin kurulduğunu ilan etmeleri kurulduğu manasına gelmez. Çünkü, bunların ilanları sadece bir temenni sayılır. Bu hususta önemli olan, bu birliği devleti ve yetkilerini belirtecek bir anayasanın ortaya çıkartılmasıdır.

Buna binaen, İslam şeriatı federe sistemleri ne olursa olsun caiz kılmaz. Çünkü İslam’daki Yönetim nizamı yalnız vahdete dayalıdır. Bir taraftan böyledir. Öbür taraftan, İslam’daki egemenlik şeriatındır. Yönetim, yasama, mali ve diğer konularla hükümleri belirten yalnız şeriattır. Bu hususlar hakkında hiç bir kimse karar alamaz. Bunun dışında başka seçeneği yoktur.

Şeriat hükümleri her Müslüman için aynı şekilde geçerlidir. Bir memleketten başka memlekete şeriat hükmü değişmez. Öyleyse değişiklik memleketlerde. Değişik yasamaların değişmesi caiz değildir. Müslümanların maliyesi tektir. Değişik vilayetlerdeki gelirler varsa veya yoksa buna bakmaksızın Beytül maldan ihtiyaçlara göre dağıtılır. (çünkü bütün valiler halife tarafından tayin edilir ve azledilir. Kendisi onlardan ve icraatlarından sorumludur.) Cihad, Müslümanlara farzdır. Müslümanların herhangi bir memleketi saldırıya maruz kalırsa bütün Müslümanlar bunu korumak için cihad etmeleri farzdır. Müslümanların varlığı tek olur yasamaları, malları ve yönetimle ilgili her konuları tektir. Parçalanması ve bölünmesi hiç caiz olmaz.

Böylece, İslam’daki Yönetim Sistemi ve hayat nizamı federal değil vahdettir. İslam bunu farz kılar. Müslümanların iç ve dış varlıklarının bölünmesi veya sayılı olmasına müsaade etmez. Devletin vahdetini ve birleşmesini gerçekleştirmek için savaş yapmayı bile farz kılar.

1418- R.AHİR C. EVVEL SAYI:101 1997-AĞUSTOS-EYLÜL