İSLAM’DAKİ YÖNETİM SİSTEMİ FEDERE
DEĞİL VAHDETTİR.
İslam, Müslüman memleketlerinin vahdetini
farz kılar. Federe, federasyon ve federal kavramlarını
tanımaz, onları haram kılar. Yönetim için doğru sistem
yalnız: vahdet sistemidir. Çünkü Şeriat bunu emreder
ve diğerlerini haram kılar. Resulullah (s.a.s) şöyle
buyurdu: “Kim bir imama biat eder, elin avucunu ve kalbinin
meyvesini ona verirse ona itaat etsin. Eğer biri çıkıp
onunla çekişirse onun kellesini vurun.” (Müslim) “İki
Halifeye biat edilirse ikincisini öldürün.”(Müslim)
Birinci hadis, devletin parçalanmasını haram
kılıp bunun bölünmesini önlemek için herhangi bir müsaade
vermeyi yasaklar. Gerekirse kılıç kullanmayı müsaade eder.
İkinci hadis ise, İslam Devletinin bir kaç devlet olmasını
haram kılar. Çünkü, bir Halifeden daha fazla bulunmasına
müsaade etmez. Bu nedenle, İslam’daki Yönetim sistemi
federal değil birleşiktir. Bu vahdet nizamı dışında
başka düzeni kabul etmez, haram kılar. Böylece, federasyon
ve federelik kesin şekilde haramdır.
Bilinen şudur ki; federal sistemi iki veya daha
çok devletin yönetim işlerinin bir kısmını birleştirmek
üzerine ittifak etmesidir. Aynı anda, her devlet kendi
varlığını sürdürür. Bununla beraber her biri istediği
zaman bundan veya bir kısmından vazgeçebilir. Federe sistemi
Vahdet veya birleşik sistemi değildir. Bunun ilk adımı
federal parlemontosunu seçmek ve bunun anayasasını
koymaktır. Bu Anayasa federe devletlerin arasındaki işlerin
nasıl düzenleneceğini belirtir. Yargı sisteminin birliğini
içerebilir veya idari kanunların birliğini veya dış
siyasetinin veya ordunun veya iktisadın birliğini içerebilir.
Bu işlerin veya bir kısmını veya daha fazlasının
birliğini içerebilir.
Misal olarak, Amerika Birleşik Devletlerindeki
federallik, devletlerin veya eyaletlerin varlıklarını (iç
siyasetlerinde bağımsız) devam ettirirken devletin
organlarını birleştirir. Eski Sovyetler Birliği’nde
Cumhuriyetler (devletler) varlıklarını devam ettirirken aynı
anda bir kısım işlerini birleştirirler. Böylece, her federe
sistemine dayalı devlet, federeliğin çeşidini bir anayasayla
belirtir ve federal parlemonto tarafından bu anayasa
kabullenir. Eğer her eyaletin parlamentosu kurulursa bu anayasa
bu parlamentolar tarafından onaylanır. Ondan sonra federal
devlet anayasasının yalnız kendisine izin verdiği yetkilere
sahip olup icraat yapar. Diğer yetkiler, fedarallığa katılan
her devlet veya eyalete bırakılır. Bunların her biri bu
selahiyetleri istediği şekilde kullanır. Böylece bu birlik
içerisindeki her devlet veya eyalet kendi belirgin varlığını
korur.
Federal veya federelerin birliğinin gerçeği
budur. İki devlet arasında pasaportları kullanmamak veya
iktisadi birlik veya öğretim programları birleştirmek
veyahut yasamayı birleştirmek gibi hususların federallıkla
ilişkisi yoktur. Yinede parlamentolar veya konferanslar ve
şeyhlikler böyle birliğin kurulduğunu ilan etmeleri
kurulduğu manasına gelmez. Çünkü, bunların ilanları
sadece bir temenni sayılır. Bu hususta önemli olan, bu birliği
devleti ve yetkilerini belirtecek bir anayasanın ortaya çıkartılmasıdır.
Buna binaen, İslam şeriatı federe sistemleri
ne olursa olsun caiz kılmaz. Çünkü İslam’daki Yönetim
nizamı yalnız vahdete dayalıdır. Bir taraftan böyledir.
Öbür taraftan, İslam’daki egemenlik şeriatındır. Yönetim,
yasama, mali ve diğer konularla hükümleri belirten yalnız
şeriattır. Bu hususlar hakkında hiç bir kimse karar alamaz.
Bunun dışında başka seçeneği yoktur.
Şeriat hükümleri her Müslüman için aynı
şekilde geçerlidir. Bir memleketten başka memlekete şeriat hükmü
değişmez. Öyleyse değişiklik memleketlerde. Değişik
yasamaların değişmesi caiz değildir. Müslümanların
maliyesi tektir. Değişik vilayetlerdeki gelirler varsa veya
yoksa buna bakmaksızın Beytül maldan ihtiyaçlara göre dağıtılır.
(çünkü bütün valiler halife tarafından tayin edilir ve
azledilir. Kendisi onlardan ve icraatlarından sorumludur.)
Cihad, Müslümanlara farzdır. Müslümanların herhangi bir
memleketi saldırıya maruz kalırsa bütün Müslümanlar bunu
korumak için cihad etmeleri farzdır. Müslümanların
varlığı tek olur yasamaları, malları ve yönetimle ilgili
her konuları tektir. Parçalanması ve bölünmesi hiç caiz
olmaz.
Böylece, İslam’daki Yönetim Sistemi ve
hayat nizamı federal değil vahdettir. İslam bunu farz kılar.
Müslümanların iç ve dış varlıklarının bölünmesi veya
sayılı olmasına müsaade etmez. Devletin vahdetini ve birleşmesini
gerçekleştirmek için savaş yapmayı bile farz kılar.
|