Allah’u teâla şöyle buyurmuştur:
“Şu kendilerini temize çıkaranları görmedin
mi?! Hayır, ancak Allah dilediğini temize çıkarır. Onlara
kıl kadar zulmedilmez.” (Nisa: 49)
Şöyle de buyurmuştur:
“...Artık kendinizi temize çıkarmayın.
Çünkü O (Allah), takvalı olanınızı bilir.” (Necm:
32)
Bu ayetlere binaen hiç bir kimse kendini takvalı
veya veli veyahut evliya tayin edemez. Ayrıca, diğer
insanları takvalı veya veli veyahut ta evliya olarak tayin
edemez. Ancak, Allah onu bilir, dünyada hiçbir kimse böyle
bir şey iddia edemez.
Nitekim; Resulüllah (S.A.V.) bir adam başka
adamı överken işitince ona şöyle demiştir: “Vay sana,
senin arkadaşının boynunu kestin. Eğer biriniz arkadaşını
övecekse şöyle desin: onu şöyle böyle zannederim. Allah dışında
hiç kimseyi temize çıkarmasın.” (Buhari
ve Muslim)
Yine de şöyle buyurmuştur: “Övenlerin
ve övünenlerin yüzlerine toprak atın”
(Muslim)
Bundan dolayı, hiçbir kimse veli veya evliya
tayin edilemez. Filan veya filan veli idi demek yanlıştır.
Nitekim veli mümin olan takvalı kimsedir. Allah’u teâla şöyle
buyurmuştur:
“İyi bil ki Allah’ın velilerine korku
yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar ki iman ettiler ve
takvalı oldular. Dünyada ve ahirette onlara müjdeler olsun!
Allah’ın verdiği sözler değişmez. İşte bu büyük
kurtuluştur.” (Yunus: 62,63,64)
Birçok hadiste dünyada müjde güzel veya
sahih rüya ve ahirette müjde ise cennettir, diye beyan edilmiştir
(İbni Hanbel ve İbni Cerir)
Buna göre veliler mucize veya olağanüstü işler
yapmazlar. Sırf onlar takvalı mümin olup güzel ve sahih
rüya görürler. Veya kendileri için görülür.(Hadislerde
geçmektedir) Buna rağmen, insan aldanıp övünürse caiz değildir.
Öyle durumda olurlarsa Allah’a çok şükür etsin ve
kendisinin iyi olduğunu zannetsin ve kesin kendi takvasına güvenmesin.
Çünkü, Allah’u teâla yukarıda gösterdiğimiz ayetlerde
bunu nehy ediyor. Ayrıca, diğerlerin imanlarını ve
takvalarını görürse güzel rüya gördüklerini duyarsa veya
onlar için güzel rüya görürse yine de onların kesin veli
olduklarını söylemesin. Sadece, “zannederim onlar iyiler
veya takvalılar veya velidirler” desin. Yoksa, yüzlerine
toprak atılır. Böylece, cezalandırılırlar. Ayrıca,
takvalılıkları veya velilikleri zedelenir ve eksilir. Yavaş
yavaş o güzel rüyaları göremez olurlar. Çünkü,
yüzlerine toprak atılarak cezalandırılır ve Allah’ın “kendilerinizi
temize çıkarmayın” nehyine muhalefet etmiş olurlar.
Üstelik, insan ne kadar güzel amel yapsa da bu
ameller ne kadar kabul edileceği bilinmez. Çünkü, samimi ve
sadık niyeti yalnız Allah bilir. Hatta, insan kendi niyetinin
ne kadar samimi ve sadık olduğunu bilmez.
“Rabbiniz içlerinizdekini daha iyi bilir. (İsra:25)
Buna göre, hiçbir kimse başka kimseye kesin
olarak güvenmesin. Birbirlerine hüsnü zanla (güzel zanla)
güvensinler. Hiçbir kimse kendi takvasından kesin olarak emin
olmasın. Ölüme kadar korkarak salih amel işlemeye çalışsın.
Müslümanlar birbirlerine, diğer insanlara ve kendi
nefislerine karşı en sağlam tedbir almış olurlar ve
dikkatli olurlar. Herkesi şeri delillerle ölçecekler. Aynı
zamanda yüzde yüz netice vermeyecekler. Bir ihtimal bırakırlar.
Nitekim insanlar çok değişkendir.
|