Şurası muhakkak ki İslâm’da tevhid ve
Allah’a ibadet diğer dinlerdeki gibi lâfta kalan bir
nazariye veya Lahuti bir inançtan ibaret değildir. İslâm
önce insanları köleleştirip sahte uluhiyet pozuna girmiş
putları yıkmak için gelmiştir.
Evet putlarında çeşitleri vardır.
İslamiyetin geldiği yıllarda Mekke’de ve de Arap
yarımadasında çok putlar vardı. Çünkü, ilahi dinlerin
yerini putçuluk almıştı. Lat ve Uzza’lar almıştı ve
daha niceleri. O zamanki insanlar bütün arzu ve isteklerini,
dualarını putların önlerine vararak (saygı duyarak)
belirtirlerdi. Orada dikili duran her şeyden aciz bir taş
yığını veyahut beton olan yani o zamanın heykel yapıtları
neler ise meselâ bir helva da olabiliyordu ve bu kendisine
faydası olmayan bu heykellerden medet uman ahmak beyinsiz
insanlar sürüsü aslında insan bile demek yanlış olur ama
yine de iki ayaklı beyinsizler diyelim beyinsiz olmasalar böyle
yapmazlardı. Bu heykellerden başka putlarda vardı. İnsanlar
içerisinde bir kısım kâhin ve rahip kisvesine bürünmüştür.
Bir kısmı kral ve emir rolündedir. Bir kısmıysa halkı köleleştirip
hiç bir sığınak bırakmamak şartıyla gelir kaynaklarına
zebella gibi oturmuş insanlar (heykeller) vardı.
İşte İslâm bunların kökünü kurutmak
için gelmiştir ve de kurutmuştur da. Ama maalesef bunların köklerinde
kurumayanlar kalmış ki yetmiş sene ve yüzsene önce yine
dalları dünyayı sarmaya başladılar. Ama İslâm yinede
kurutmaya muktedirdir. İnşallah bu putları yıkmaya
muktedirdir. Allah’ın izniyle yine yıkılacaktır ve
kurutulacaktır. Halkı zorla silah zoruyla ve korkusuyla
kendilerinin uydurduğu beslediği bir güruhun çıkartığı
ve sömüren tabakanın hazırladığı sistemlere dayanıyorlar.
Kendi kullarına şöyle buyuruyorlar: “Sizin
benden başka bir tanrınız (putunuz) olduğunu bilmiyorum, ben
sizin yüce rabbiniz im, kim bizden daha güçlüdür?” falan
filan diye laf ederler. Ağızlarından düşürmezler. Evet
günümüz modern cahiliye devrine gelince ne farkı vardır. İslâm’dan
önceki durumdan yalnız heykellerin- putların isimleri
değişmiştir. O gün Lat idi şimdi Mustafa Kemal oldu o gün
Uzza idi bugün Kemalizm oldu. O gün Ebu Cehiller vardı. Bu gün
Yekta Güngör Özden ve onun gibiler vardır. O gün Ebu Leheb’ler
vardı. Bu gün de Lâik Generaller vardır. O gün bu saydıklarımızın
sistemleri vardı. Bu gün de bu saydıklarımızın sistemleri
hâkim değil midir? Değişen yalnız asırlar ve putların
isimleridir. Farkları buradadır. O zaman da irtica diyorlardı.
Bugün de aynı lafları geveliyorlar. Modern cahiliyet erbabı
bir takım sindirilmiş ve aldatılmış kimselerin önüne başka
türden manevi putlar ve heykeller çıkartıyorlar. Bu
putların koruyucuları da onlar adına konuşuyor ve o
putların isteklerini ve arzularını söyleyerek bu aldatılmış
ve sindirilmiş zavallıları bu putların önünde boyun eğdiriyor.
Ve ibadet saatleri gelince varıp önünde eğiliyorlar.
Geldiklerinden bile haberi olmayan bir beton yığının
önündeki karalama defterine geldiklerini ibadetlerini yerine
getirdiklerini belirten yazı yazıp gidiyorlar. O
yazdıklarını cehennemde beraber okuyacaklardır inşallah.
Bugün bu insanları arkasında sürükleyen putlar kimlerdir?
Parti başkanlarıdır, batıla hizmet eden kuruluşlardır.
Kendileri Müslüman-lardan gözüküp de kemalistlerin
emirlerini yerine getirenlerdir. Putlar saymakla bitmez ve daha
bir çoklarıdır.
Ama İslâm şöyle
söylüyor: Allah’tan başka tanrılar bulunduğunu sanan
Kemalistlere lâiklerden bu tanrıları çağırmaları
isteniyor. Ve bu tanrıların kendilerinden herhangi bir
sıkıntıyı gideremeyecekleri Allah’ın vereceği azabı
değiştiremeyeceklerini beyan ediyor.
Allah’u teâla şöyle buyuruyor:
“De ki Allah’tan başka tanrı olduğunu
sandığınızı (yani Atatürk’ü) çağırın bakalım.
Onlar sizden herhangi bir sıkıntıyı gideremeyecekleri gibi
onu değiştiremeyecekler de. (Isra:56)
“De ki eğer dedikleri gibi Allah’la beraber
tanrılar bulunsaydı o takdirde hepsi arşın sahibine yol
arardı.” (İsra:42)
“Onların taptıkları da Rablerine daha
yakın olmak için vesile ararlar. Onun rahmetini umarlar, azabından
korkarlar” (İsra:57)
Evet yüce Allah bu
ayetlerde buyurduğu gibi ferman okuyor. Ama bundan ders almayan
okumayı bilmeyen okusa da anlamayan, duysa da işitmeyen, görse
de göremeyen insanlar topluluğu son günlerde feryatlarını yükseltmeye
başladılar. Onlar İslâmiyeti yalnız mücerret olarak
ibadetler, sözde kalan inançlar ve adetler manzumesi olarak
biliyorlardı ki -fazla sesleri çıkmıyordu-. Ama gördüler
ki öyle değilmiş. Gerçekten o alemşumul köklü bir
sistemmiş (ideoloji imiş) yeryüzünde hüküm süren batıl (Kemalizm,
demokrasi, kapitalizm) ve benzerlerini yıkıp kökünden
kurutmak ve yerine insanların yararına olan adalet ve
hakkaniyete dayalı kendi sistemini yeryüzüne hâkim kılmak için
gelmiştir. Ve bütün insanların dünya ve ahirette mutlu
olmalarını sağlamak için yüce Allah bu dini göndermiştir.
Ve yine hâkim olması yakındır inşallahu rahman.
Şu acayip hale bakmaksızın % 99’u Müslüman
olan bir ülkede Müslüman olduğunu iddia eden insanlardır.
İslâm’la savaşıyorlar. Aman yarabbi! Bir anda dünya ve
ahretlerini yıkıyorlar. Kendi kuyularını kazıyorlar.
Nitekîm, Allah’u
teâla şöyle buyuruyor:
“Sana
indirilen Kuran’a ve senden önce indirilenlere inandıklarını
iddia edenleri görmedin mi? (kendi dinleriyle savaşıyorlar).
Halbuki, kendilerinden yüce Allah küfretmeleri emrolunmuş
iken (inkâr etmeleri gerekirken) tağutun (Kemalizm’in)
önünde muhakeme olmak isterler. Şeytan onları bir
sapıklıkla (demokrasiyle) saptırmak istiyor. Ne kötü bir
durum. (Nisa:60)
Evet başka yerlerde de aynıdır ama son günlerde
lâik TC hükümetlerinin almış oldukları son kararlarla Komünist
Rusya da bile yapılmamıştır. İmam-hatipler, Kur’an
kursları ve de Müslüman’ım diyenlere gelecek cezayı müeyyideler.
Bunlar nasıl Müslümanlardır? Ayette buyurulunlar bunlar olsa
gerektir (inkâr etmeleri gerekirken tağutla hükmediyorlar).
Yazıklar olsun onlara. Sonra kalkıyorlar İslâm’ı
koruduklarını söylüyorlar. Bu ne biçim korumadır? TC
putlarından Başbakan şöyle diyor: “Biz cezaları bizim
inandığımız gibi inanmayanlara vereceğiz.” Diyor.
Kendilerinin inandığı ise batıldır. Müslüman kesinlikle
öyle inanamaz. Bu inanç bu akide batıldır. Bu olaylardan
başlarına birşey geldiği zaman derler ki ya başlarına
kendi işlerinden ötürü bir musibet geldiğinde nasıl olur?
Sonra da gelmişler sana: “Billahi gayemiz sadece bir iyilik
etmek ve arabulmaktan ibaret idi.” Diye yemin ediyorlar. Bu
musibet münafıklıkları ortaya çıktığında belli oluyor.
Müslümanların bütün yapmış oldukları hareketlere karşı
çıkmakla oluyor. Evet bu tip insanlar “Allah’a iman ettik”
dedikleri halde Allah’ın şeriatından başkasıyla hükmederler.
Bunlar münafıkların ta kendileridirler. Bunların yapmış
oldukları büyük putlarından almış oldukları emirleri
uygularlar. Bunlar taş yığını betonlardan yani ölmüşlerden
emir alırlar. Bu tip insanlar yalnız korkuyla yaşarlar.
Yalnız kendi putlarından korkarlar.
Hal buysa ki Allah (c.c.) her alanda ve her
mekanda bu tip putçulara çatıyor, fermen okuyor. Şöyle
buyuruyor:
“Şüphesiz ki Allah’ı bırakıp da
taptıklarınız (putlarınız ve Kemalizm) bir araya gelseler
bir sinek bile yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa (yüzlerine
tükürse) bunu da ondan kurtaramazlar. (İşitemezler) isteyen
de aciz istenen de aciz."
Ne güzel buyurmuştur. Günümüz putçularına
ne güzelde uyuyor. Yine de ders almazlar.
Resulullah (S.A.V.) de şöyle buyurmuştur:
“Lat ve Uzza’ya tapılmadıkça g ece
ve gündüz gitmeyecektir.” Yani
kıyamet kopmayacaktır demektir. Yani günümüz putlarını
kastetmiş olabilir. Çünkü, Lat ve Uzza geri gelemeyeceğine
göre isimleri değişen bunlar olabilirler.
Allah putların ve putçuların şerrinden
korusun bütün müslümanları.
Şüphesiz ki ondan Allah’ın dilediği
olacaktır. Hak din olan (Islâm) bütün dinler üzerine hâkim
olacaktır. (Müslim)
|