GENÇLİĞİN KALEMİNDEN

DEĞİŞEN PUTLAR

Ebu Zehra

 

Şurası muhakkak ki İslâm’da tevhid ve Allah’a ibadet diğer dinlerdeki gibi lâfta kalan bir nazariye veya Lahuti bir inançtan ibaret değildir. İslâm önce insanları köleleştirip sahte uluhiyet pozuna girmiş putları yıkmak için gelmiştir.

Evet putlarında çeşitleri vardır. İslamiyetin geldiği yıllarda Mekke’de ve de Arap yarımadasında çok putlar vardı. Çünkü, ilahi dinlerin yerini putçuluk almıştı. Lat ve Uzza’lar almıştı ve daha niceleri. O zamanki insanlar bütün arzu ve isteklerini, dualarını putların önlerine vararak (saygı duyarak) belirtirlerdi. Orada dikili duran her şeyden aciz bir taş yığını veyahut beton olan yani o zamanın heykel yapıtları neler ise meselâ bir helva da olabiliyordu ve bu kendisine faydası olmayan bu heykellerden medet uman ahmak beyinsiz insanlar sürüsü aslında insan bile demek yanlış olur ama yine de iki ayaklı beyinsizler diyelim beyinsiz olmasalar böyle yapmazlardı. Bu heykellerden başka putlarda vardı. İnsanlar içerisinde bir kısım kâhin ve rahip kisvesine bürünmüştür. Bir kısmı kral ve emir rolündedir. Bir kısmıysa halkı köleleştirip hiç bir sığınak bırakmamak şartıyla gelir kaynaklarına zebella gibi oturmuş insanlar (heykeller) vardı.

İşte İslâm bunların kökünü kurutmak için gelmiştir ve de kurutmuştur da. Ama maalesef bunların köklerinde kurumayanlar kalmış ki yetmiş sene ve yüzsene önce yine dalları dünyayı sarmaya başladılar. Ama İslâm yinede kurutmaya muktedirdir. İnşallah bu putları yıkmaya muktedirdir. Allah’ın izniyle yine yıkılacaktır ve kurutulacaktır. Halkı zorla silah zoruyla ve korkusuyla kendilerinin uydurduğu beslediği bir güruhun çıkartığı ve sömüren tabakanın hazırladığı sistemlere dayanıyorlar.

Kendi kullarına şöyle buyuruyorlar: “Sizin benden başka bir tanrınız (putunuz) olduğunu bilmiyorum, ben sizin yüce rabbiniz im, kim bizden daha güçlüdür?” falan filan diye laf ederler. Ağızlarından düşürmezler. Evet günümüz modern cahiliye devrine gelince ne farkı vardır. İslâm’dan önceki durumdan yalnız heykellerin- putların isimleri değişmiştir. O gün Lat idi şimdi Mustafa Kemal oldu o gün Uzza idi bugün Kemalizm oldu. O gün Ebu Cehiller vardı. Bu gün Yekta Güngör Özden ve onun gibiler vardır. O gün Ebu Leheb’ler vardı. Bu gün de Lâik Generaller vardır. O gün bu saydıklarımızın sistemleri vardı. Bu gün de bu saydıklarımızın sistemleri hâkim değil midir? Değişen yalnız asırlar ve putların isimleridir. Farkları buradadır. O zaman da irtica diyorlardı. Bugün de aynı lafları geveliyorlar. Modern cahiliyet erbabı bir takım sindirilmiş ve aldatılmış kimselerin önüne başka türden manevi putlar ve heykeller çıkartıyorlar. Bu putların koruyucuları da onlar adına konuşuyor ve o putların isteklerini ve arzularını söyleyerek bu aldatılmış ve sindirilmiş zavallıları bu putların önünde boyun eğdiriyor. Ve ibadet saatleri gelince varıp önünde eğiliyorlar. Geldiklerinden bile haberi olmayan bir beton yığının önündeki karalama defterine geldiklerini ibadetlerini yerine getirdiklerini belirten yazı yazıp gidiyorlar. O yazdıklarını cehennemde beraber okuyacaklardır inşallah. Bugün bu insanları arkasında sürükleyen putlar kimlerdir? Parti başkanlarıdır, batıla hizmet eden kuruluşlardır. Kendileri Müslüman-lardan gözüküp de kemalistlerin emirlerini yerine getirenlerdir. Putlar saymakla bitmez ve daha bir çoklarıdır.

Ama İslâm şöyle söylüyor: Allah’tan başka tanrılar bulunduğunu sanan Kemalistlere lâiklerden bu tanrıları çağırmaları isteniyor. Ve bu tanrıların kendilerinden herhangi bir sıkıntıyı gideremeyecekleri Allah’ın vereceği azabı değiştiremeyeceklerini beyan ediyor.

Allah’u teâla şöyle buyuruyor:

“De ki Allah’tan başka tanrı olduğunu sandığınızı (yani Atatürk’ü) çağırın bakalım. Onlar sizden herhangi bir sıkıntıyı gideremeyecekleri gibi onu değiştiremeyecekler de. (Isra:56)

“De ki eğer dedikleri gibi Allah’la beraber tanrılar bulunsaydı o takdirde hepsi arşın sahibine yol arardı.” (İsra:42)

“Onların taptıkları da Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar. Onun rahmetini umarlar, azabından korkarlar” (İsra:57)

Evet yüce Allah bu ayetlerde buyurduğu gibi ferman okuyor. Ama bundan ders almayan okumayı bilmeyen okusa da anlamayan, duysa da işitmeyen, görse de göremeyen insanlar topluluğu son günlerde feryatlarını yükseltmeye başladılar. Onlar İslâmiyeti yalnız mücerret olarak ibadetler, sözde kalan inançlar ve adetler manzumesi olarak biliyorlardı ki -fazla sesleri çıkmıyordu-. Ama gördüler ki öyle değilmiş. Gerçekten o alemşumul köklü bir sistemmiş (ideoloji imiş) yeryüzünde hüküm süren batıl (Kemalizm, demokrasi, kapitalizm) ve benzerlerini yıkıp kökünden kurutmak ve yerine insanların yararına olan adalet ve hakkaniyete dayalı kendi sistemini yeryüzüne hâkim kılmak için gelmiştir. Ve bütün insanların dünya ve ahirette mutlu olmalarını sağlamak için yüce Allah bu dini göndermiştir. Ve yine hâkim olması yakındır inşallahu rahman.

Şu acayip hale bakmaksızın % 99’u Müslüman olan bir ülkede Müslüman olduğunu iddia eden insanlardır. İslâm’la savaşıyorlar. Aman yarabbi! Bir anda dünya ve ahretlerini yıkıyorlar. Kendi kuyularını kazıyorlar.

Nitekîm, Allah’u teâla şöyle buyuruyor:

“Sana indirilen Kuran’a ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? (kendi dinleriyle savaşıyorlar). Halbuki, kendilerinden yüce Allah küfretmeleri emrolunmuş iken (inkâr etmeleri gerekirken) tağutun (Kemalizm’in) önünde muhakeme olmak isterler. Şeytan onları bir sapıklıkla (demokrasiyle) saptırmak istiyor. Ne kötü bir durum. (Nisa:60)

Evet başka yerlerde de aynıdır ama son günlerde lâik TC hükümetlerinin almış oldukları son kararlarla Komünist Rusya da bile yapılmamıştır. İmam-hatipler, Kur’an kursları ve de Müslüman’ım diyenlere gelecek cezayı müeyyideler. Bunlar nasıl Müslümanlardır? Ayette buyurulunlar bunlar olsa gerektir (inkâr etmeleri gerekirken tağutla hükmediyorlar). Yazıklar olsun onlara. Sonra kalkıyorlar İslâm’ı koruduklarını söylüyorlar. Bu ne biçim korumadır? TC putlarından Başbakan şöyle diyor: “Biz cezaları bizim inandığımız gibi inanmayanlara vereceğiz.” Diyor. Kendilerinin inandığı ise batıldır. Müslüman kesinlikle öyle inanamaz. Bu inanç bu akide batıldır. Bu olaylardan başlarına birşey geldiği zaman derler ki ya başlarına kendi işlerinden ötürü bir musibet geldiğinde nasıl olur? Sonra da gelmişler sana: “Billahi gayemiz sadece bir iyilik etmek ve arabulmaktan ibaret idi.” Diye yemin ediyorlar. Bu musibet münafıklıkları ortaya çıktığında belli oluyor. Müslümanların bütün yapmış oldukları hareketlere karşı çıkmakla oluyor. Evet bu tip insanlar “Allah’a iman ettik” dedikleri halde Allah’ın şeriatından başkasıyla hükmederler. Bunlar münafıkların ta kendileridirler. Bunların yapmış oldukları büyük putlarından almış oldukları emirleri uygularlar. Bunlar taş yığını betonlardan yani ölmüşlerden emir alırlar. Bu tip insanlar yalnız korkuyla yaşarlar. Yalnız kendi putlarından korkarlar.

Hal buysa ki Allah (c.c.) her alanda ve her mekanda bu tip putçulara çatıyor, fermen okuyor. Şöyle buyuruyor:

“Şüphesiz ki Allah’ı bırakıp da taptıklarınız (putlarınız ve Kemalizm) bir araya gelseler bir sinek bile yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa (yüzlerine tükürse) bunu da ondan kurtaramazlar. (İşitemezler) isteyen de aciz istenen de aciz."

Ne güzel buyurmuştur. Günümüz putçularına ne güzelde uyuyor. Yine de ders almazlar.

Resulullah (S.A.V.) de şöyle buyurmuştur:

“Lat ve Uzza’ya tapılmadıkça gece ve gündüz gitmeyecektir.” Yani kıyamet kopmayacaktır demektir. Yani günümüz putlarını kastetmiş olabilir. Çünkü, Lat ve Uzza geri gelemeyeceğine göre isimleri değişen bunlar olabilirler.

Allah putların ve putçuların şerrinden korusun bütün müslümanları.

Şüphesiz ki ondan Allah’ın dilediği olacaktır. Hak din olan (Islâm) bütün dinler üzerine hâkim olacaktır. (Müslim)


SAYI:104   YIL:9   ŞABAN-1418   ARALIK- 1997