SENİN MÜSLÜMANLIĞINI ALLAH DAHA İYİ
BİLİR FAKAT SENİN ZAHİRİN BİZİ İLGİLENDİRİR !
Türkiye’deki yöneticiler ve parti
liderleri laikliğe, demokrasiye, cumhuriyete ve Atatürk
ilkelerine bağlılıklarını sözleriyle ve fiilleriyle
sürekli göstermektedirler. Başka bir ifade ile onlar bu
halleriyle küfre bağlılıklarını göstermiş olurlar. Buna
rağmen bazı Müslümanlar hâlâ bunları savunurlar ve şöyle
derler: “Bunların kalplerinde iman vardır ve niyetleri
iyidir.”
Bunlara cevap ve örnek olması açısından
Resulullah (S.A.V.) amcası Abbas’a karşı olan tutumunu gösterebiliriz.
Resulullah (S.A.V.) Bedir savaşında Müslümanlara
şöyle seslendi: “Haşim oğullarından ve başkalarından
bazılarının zorla savaşa getirildiği ve bizimle savaşmak
istemediklerini öğrendim. Kim Haşim oğullarından biriyle
karşılaşırsa onu öldürmesin, kim Ebu El Buhturi bin Hişam
veya Abbas bin Abdulmuttalible karşılaşırsa onları
öldürmesin, bunlar zorla savaş meydanına getirildi.” Abbas
ve diğer sayılan kişiler esir alındı. Mekke Devleti
fidyeyle esirleri kurtarmak için Resulullah (S.A.V.)’le
görüşmeler başlatınca, Resulullah (S.A.V.)’in amcası
Abbas’tan ve diğer akrabaları için yüz altın Okıyya
isteyince Abbas Resulullah (S.A.V.)’a “savaştan önce
Müslüman idim”deyince Resulullah (S.A.V.) ona şöyle dedi:
“Senin müslümanlığını Allah daha iyi bilir, eğer
dediğin gibi isen Allah seni ödüllendirir. Fakat, senin
zahirin (görünüşün) bizi ilgilendirir.”
Halbuki Resulullah (S.A.V.) Abbas’ın
savaşa zorla getirildiğini bildiği gibi onun müslümanlığını
da biliyor olmalıdır. Fakat, Resulullah (S.A.V.) zahire göre
hareket etmiştir. Ayrıca, bu uzun rivayetin siyakında Abbas
“bende para yok” deyince Resulullah (S.A.V.) “Sen ve
hanımın Ummul Fadl filan yerde sakladınız”dedi. Abbas
bunu duyunca şöyle dedi “Senin Allah’ın resulü olduğunu
biliyorum, sen bunu Allah’tan öğrendin. Çünkü ben ve hanımımla
beraber paralarımızı saklarken bizden başka bir kişi yok
idi.” Abbas pazarlık yaparak 20 altın Okıyya ödeyerek
kurtuldu. (Buhari ve İbni İshak)
Buna dayanarak zorla olsa bile lâikliğe,
demokrasiye cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine bağlılıklarını
gösterenlere körü körüne savunucularına şöyle deriz:
Bunların müslümanlığını Allah daha iyi bilir. Onların
zahiri ise bizi ilgilendirir. Nasıl Abbas kâfir esir olarak
muamele gördüyse Türkiye’deki yöneticiler, parti liderleri
ve benzer liderler Müslümanlar tarafından aynı muameleye
tabi tutulurlar. Küfür ilkelerine bağlılıklarından vazgeçmezlerse,
pişmanlık göstermezlerse ve islam'a tam bağlılıklarını göstermezlerse
içleri ne olursa olsun zahiren kâfir muamelesi görürler. Bu
nedenle, onları desteklemek veya savunmak büyük haramdır.
Ayrıca Resulullah (S.A.V.) şöyle buyurdu: “Biz zahire
göre hüküm veririz. Allah gizli olan hususların işini
üstlenir.”
|